Türk Sağlık Sen Gümüşhane Şube Başkan Vekili Gökmen Beşiroğlu, her ortam ve koşullarda görevlerinin başında olan sağlık çalışanlarının fedakârlıklarının karşılığının ödenemeyeceğini belirterek, “Sağlık çalışanları izin değil, ücret istiyorlar” dedi.

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’ya seslenen Beşiroğlu, sağlık çalışanların nöbet ücretleriyle ilgili seslerinin duyulmasını talep etti.

“Fazladan 190 saat çalışan arkadaşlarımızın haklarını ödeyelim”

Esnek mesai kapsamında çalışıp ayrıca nöbet tutan sağlık personelinin, tutmuş olduğu nöbetlere karşılık ödenecek ücretler hesaplanırken esnek mesai kapsamında çalışıyor ise bu sürelerin mahsuplaştırıldığı ve nöbet ücretlerinin ödenmemesi sağlık çalışanları arasında huzursuzluk oluşturduğunu kaydeden Beşiroğlu, “Sağlık çalışanları idarelerin aldığı: ‘nöbet ücreti verilmesin, izin kullandırın talimatı’ karşısında şoka uğradılar. Hastalık risklerinin artmasına rağmen, bir de nöbet ücretinin kesilmesi, ‘herkesçe yaptıkları çalışmalarla ayakta alkışlanan sağlık çalışanları açısından’ ücret dengesizliğine dönüştü. Normal çalışmalarında nöbet ücreti alırken, covet 19 nedeniyle sağlık riskleri arttı. Bu kez de nöbet ücretlerine göz dikildi. Bu uygulamadan biran önce vazgeçilerek nöbet izni yerine nöbet paraları ödenmelidir. Sağlık Bakanlığı görüş yazısı yazarak para ödenmez demiştir. Fazladan 190 saat çalışan arkadaşlarımızın haklarını ödeyelim” dedi.

Sağlık çalışanlarının verdiği mücadelenin değerini belirleyecek bir ücretin olamayacağını fakat alın terleri ve emeklerinin yok sayılamayacağını kaydeden Beşiroğlu, “Verilen sözlerin icraatla örtüşmemesi kabul edilemez. Koronavirüs salgını ile mücadele ettiğimiz şu günlerde de özveriyle çalışan sağlık çalışanlarının nöbet ücretlerinin 3 ay boyunca ödenmesini talep ediyoruz. Bugün karşı karşıya kaldığımız koronavirüs salgını durumuna karşı, yüksek risk durumuna rağmen tüm sağlık çalışanlarımız büyük bir özveri ile görevlerinin başındadırlar” diye konuştu.

Çalışanlara ödenen nöbet ücretlerinde kesintiye gidilmesi işleminin sonlandırılarak, tutmuş oldukları nöbetlerin karşılığı ücretlerin tamamının hesaplanarak ödenmesi ve eksikliklerin giderilmesi talep eden Beşiroğlu şunları söyledi: “Bu nedenle sağlık sektörün bütün kademelerinde aktif olarak görev alan bütün sağlık çalışanlarımıza ve görevlilerimize şükranlarımızı iletiyoruz. Bilindiği üzere, 2020/4 sayılı Genelge ile kamuda esnek mesai uygulaması yapılmaya başlanmış, bu kapsamda çalışanların ise mali ve sosyal hak yardımları ile diğer özlük hakları saklı tutulmuştur. Ayrıca 657 Sayılı Devlet Memurları Kanunu 99. maddesi ile haftalık çalışma saatinin 40 saat olduğu ve 101. maddesi ile 24 saat esasına göre sürekli olarak devam eden hizmetlerde haftalık bu 40 saatlik çalışmanın personel tarafından ne zaman ifa edileceğinin belirlenebileceği belirtmiştir. Ayrıca mezkur kanunun Ek 33. maddesi ile de personelin haftalık çalışma süresi dışında tutmuş olduğu nöbetlerin karşılığı olarak kendisine nöbet ücreti ödeneceği açıkça hüküm altına alınmıştır. Bu hükümler ve 2020/4 sayılı genelge uyarınca esnek mesai uygulaması kapsamında işe gelmediği günlerin aktif çalışma süremden düşülerek eksik ödeme yapılması işlemi açıkça hukuka aykırılık teşkil etmektedir. Mevzuat hükümleri ve 2020/4 sayılı genelge neticesinde esnek mesai uygulaması kapsamında gelinmeyen gün saatlerinin nöbet saatlerinden mahsup edilerek çalışanlara ödenen nöbet ücretlerinde kesintiye gidilmesi işleminin sonlandırılarak, tutmuş oldukları nöbetlerin karşılığı ücretlerin tamamının hesaplanarak ödenmesi ve eksikliklerin giderilmesi gerekmektedir. Ek ödemelerin tavandan ödenmesi hususu ile ilgili olarak yaşananlar ortadadır. Tavandan denilen ek ödemeler yavandan olmuş. Sistemin adaletsizliği burada da hüküm sürmüş ve çalışanı memnun etmemiştir.  Kimin neye göre tavandan ek ödeme aldığına uygulamalar bakıldığında hiç kimse akıl sır erdirememiştir. İdarecilerin elinde tavandan ek ödeme oyuncak olmuş kime neye göre ödendiği anlaşılamamıştır.  Çalışanlar bu durumda hem haksızlığa uğramış hem de mağdur edilmişlerdir. Hastanede görev yapan ama sağlık çalışanı olmayan kamu görevlileri için risk yok mudur ki bu çalışanlarının emeği yokmuş gibi komik ek ödeme rakamları ortaya çıkmıştır. Temizlik ve güvenlik gibi hizmetleri gerçekleştiren işçilerin durumu görmezden gelinmiş hiç yokmuşlar gibi davranılarak 1 kuruş dahi fazladan bir ödeme yapılmamıştır. Tüm bunlar nedeniyle döner sermaye düzeni sil baştan değiştirilmeli, mağduriyetler giderilmeli ve çalışan eksenli bir sistem hayata geçmelidir. Salgın süreci sağlık çalışanlarının devlet ve millet için ne kadar kritik bir noktada olduğunu göstermiştir. O halde sağlık çalışanlarının sorunlarını çözerek taleplerini karşılamak kamu idaresinin üstüne düşen en önemli sorumluluktur. Biz artık sorunlarımıza çözüm bekliyoruz. Yöneticilerden hassasiyet istiyoruz” şeklinde konuştu.

3600 ek göstergede verilen sözün tutulmasını isteyen ve devlet yönetimine bunu yeniden hatırlatarak, “Şimdi tam zamanı” ifadelerini kullanan Beşiroğlu, “Tüm kamu çalışanlarını kapsayacak şekilde 3600 ek gösterge düzenlemesinin de bir an önce hayata geçirilmesini bekliyoruz. Kamu çalışanları bu dönemde bu düzenleme ile motive olacaktır. Hem de alım güçleri artacaktır. Zaten çoğu kamu çalışanı görevinin başındadır” dedi.

“VEKİL EBE, HEMŞİRE VE KAMU DIŞI AİLE SAĞLIĞI ELEMANLARINA KADRO VERİLMELİDİR”

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’dan müjdeler beklediklerini ifade eden Beşiroğlu daha sonra şunları dile getirdi: “Kamu dışı aile sağlık elemanları ile vekil ebe ve hemşirelerin kadro konusunda mağduriyet yaşamaktadırlar. Bu mağduriyetler konusunda gerekli çalışmaların yapılması gerekmektedir. Sınavsız unvan değişikliği. Hizmetlilere memur kadrosu sınavsız verilmelidir. Covid-19 mücadele ettiğimiz bu süreçte arkadaşlarınızın sesini duyalım. Sayın sağlık Bakanımızdan müjde bekliyor arkadaşlarımız. Bizlerde Türk Sağlık Sen olarak Her zaman ve her şartta da bunu dile getirmeye devam edeceğiz. Temmuz ayında sözleşme imzalayacak idarecilerin atanmasında sendikal ayrımcılık yapılmamalıdır.  İl Sağlık Müdürünün etkisi, katkısı veya inisiyatifi ile atanacak idarecilerin (başkan, başkan yardımcısı başhekim, başhekim yardımcıları, hastane idarecileri, uzmanlar vs) tespitinin liyakat ve ehliyet esasına göre yapılması, sağlık çalışanlarının geçici görevlendirmelerinin son bulması, hastanelerde idareciler tarafından çalışanlara uygulanan mobbingin ivedi olarak son bulması ve tekrar canlanmamasının garanti edilmesi, aşırı nöbet konusunun çözülmesi ve nöbet ücretlerinin ödenmesinde adaletin tesisi, adam kayırma ve torpil gibi kurum içi barışı kökünden dinamitleyen insan hakları ihlallerinin son bulması, entegre sağlık tesislerinde gece tutulan nöbetlerde çalışanların güvenliğinin sağlanması, birtakım mazeretlerle çalışmayan, belli ki gayr-ı ahlâkî olarak kollanan, nöbet tutmayan, kelimenin tam manası ile bankamatik memuru olarak istihdam edilenlerin maaşlarını hak edecek şekilde görevlerinin başında olmalarının sağlanması. Biz, Türk Sağlık-Sen olarak, vefalı Türk Milletinin namuslu ve ahlâklı evlatları sıfatı ile sağlık sistemimizin hizmet verdiğimiz insanımızla birlikte sağlık çalışanlarını da mutlu ve huzurlu kılacak şekilde geliştirilmesi yolunda bağcıyı dövmeyi değil üzüm yemeyi değerli gören sağlam anlayışı temsil etmeyi sürdüreceğiz. Dile getirdiğimiz sorun ve sıkıntıların çözüm tekliflerini ortaya koyacak, çözümlerin hayata geçirilmesi noktasında her türlü olumlu katkıyı yaparak süreci takipçisi olacağız. Güzel milletimiz ve büyük Devletimiz çok daha yüksek seviyeleri muhakkak hak ediyor ve bunu sağlayacak imkân ve irade de fazlasıyla mevcuttur. İdarecilerin görevi bu imkân ve iradeyi ürüne dönüştürecek niyeti ve beceriyi göstermekten ibarettir” şeklinde konuştu.