Mahmut Faruk Doğan açıklamasında;

Çok mu zor? Eyyy bakanlık bürokratları!

Bazen haber okurken, haber sitelerinde gezerken şöyle bir başlıkla karşılaşırız: “Bakanlık bürokratları sahaya indi”. Nasıl da önemli, dikkat çekici bir haber!

Basın açısından bir konunun haber olması için, haber değeri taşıması için bazı kriterleri karşılaması gerekir. Bunu, konunun farklı olması, rutinin dışında gelişen bir olay olması gibi tarif edebiliriz.

İşte bir bakanlık bürokratının sahaya inmesi de ne kadar nadir rastlanan, ender gelişen bir olay ise basın için haber değeri taşır ve haberleştirilir.

Maalesef bu durum bizim Sağlık Bakanlığı bürokrasisi için de geçerli.

Oturdukları koltuktan kalkmadan, odalarından çıkmadan, takım elbiselerinin ütüsü bozulmadan kararlar almak, sahayı yönetmek ya da yönettiğini zannetmek özellikle son dönemde bir gelenek halini aldı.

Gün geçtikçe sahadan uzaklaşan, çalışandan bihaber, Ankara’nın dışına çıkmayan bürokratların aldığı ve aldırdığı kararlar bakanlık ile sağlık çalışanları arasındaki makası açmakta, mesafeleri çoğaltmakta, uçurumlar oluşturmaktadır.

Bunun en son örneğini içinde bulunduğumuz pandemi döneminde sağlık çalışanlarının maddi kayıplarının önüne geçmek amacıyla hayata geçirilen üç aylık geçici tavan ek ödemesi uygulamasında yaşadık.

Sahadaki mücadeleden habersiz, kimin ne şekilde çalıştığını bilmeyen, hayatında bir gün bile hastanede çalışmamış, 112 ne iş yapar, komuta nedir? Hastane servislerinde hemşireler nasıl çalışır bilmeyen (bilenlere de sormayan) bürokratların hazırladığı ve sendikalara bilgi vermeden, görüş ve önerilerini almadan, oldu bittiye getirerek hazırladıkları ek ödeme uygulamasıyla tükenme noktasına gelen sağlık çalışanlarını bitirmiş, umutlarını kaybettirmiş, moral ve motivasyonlarını tüketmişlerdir.

Bürokrasinin bu yaklaşımı iyi niyet sınırlarını zorlamaktadır.

Ya da şöyle soralım!

3 aylık geçici performans ek ödemesinde; 112 çalışanlarını komuta istasyon ayrımı yaparak iş barışlarını bozan, hastanelerde servis ayrımı yaparak hemşireler arasında iş barışını bozma hezimetinin izahatını Bakan beye nasıl yaptılar?

Nasıl bir tablo gösterdiler de ikna ettiler?

Nasıl bir hikâye anlattılar da kabul ettirdiler?

Artık yeter!

Makam kaybetme korkularınızı bir tarafa bırakın!

Her şeyi pirüpak göstermekten vazgeçin!

Kendi rahatınızı düşündüğünüz kadar sağlık çalışanlarını da düşünün!

Sorumluluk almayayım, riske girmeyeyim, yerim garanti olsun demeyin!

Sahanın gerçekleri sizin powerpoint sunumlarınızdan gördüklerinizden çok farklı!

Bunu anlamak için daha fazla vakit kaybetmeden yaptığınız işi dert edinerek yapma gayretinde olun. Bakış açınızı değiştirerek sağlık çalışanlarının önceliklerini görün.

Biraz da onların beklentilerini karşılamak, haklı taleplerini yerine getirmek için mesai harcayın.

Aylarca evine gitmeyen, çocuğuna sarılamayan bir hemşirenin yerine koyun kendinizi, kaç gün dayanabilirsiniz? Üst üste, izin almadan, iş yükü katbekat artmışken kaç nöbet tutabilir siniz?

Sizin pantolonunuzun ütüsü mü? Hemşirenin, hekimin, paramediğin günlük 3-4 takım terlettikleri formalar mı?

Bunun ayrımını yapmak çok zor olmasa gerek?

Mahmut Faruk Doğan

Sağlık Sen Genel Başkan Yardımcısı