Acil Tıp Uzmanı Dr. Ali Yıldız beyaz kod verdiği hastasının siyasi ilişkilerini kullanarak şikayetçi olması üzerinden sadece 1,5 saat geçtikten sonra hem İçişleri Bakanlığı hem de Sağlık Bakanlığının harekete geçmesi ve bürokratları göndermesine sosyal medyadan isyan etti.

Acil tıp uzmanı doktor yıldız Bakanlara şu soruları yöneltti: “Bizden taraf olayı araştırmak için gösterilen hassasiyet ve çaba, görevi ya da gücünü kötüye kullanan, kamu kurumunu saatlerce durma noktasına getiren, devlet bürokrasisinin enerjisini yalan yanlış bilgiyle harcayan, iftira atan ve ekmeğimizle oynamaya çalışan şahıs için de gösterilecek mi?

Sancaktepe Şehit Profesor Doktor İlhan Varak Eğitim ve Araştırma Hastanesi Çekmeköy Ek Binası‘nda görev yapan Dr. Ali Yıldız başına gelen olaydan sonra siyasi bağlantıları olanların gücünü bir kez daha görmüş oldu.

Doktor Ali Yıldız’ın anlattığına göre olay şu şekilde gerçekleşti:

İki buçuk yıllık acil tıp uzmanı Dr. Yıldız’ın anlattığına göre olay 26 Ağustos Cuma akşamı gerçekleşti. Akşam saat dokuz buçuk sıralarında kusma ve ishal şikayetiyle acile gelen Ö.F.K.’nın şikayetlerini değerlendiren Yıldız, öneriler ve reçetesiyle birlikte hastayı yolladı.

Önce hasta yakını ısrarla Ö.F.K.’ya serum takmasını ve kan tahlilleri yapmasını istedi. Yıldız gerekli görmediğini söyledi. Bunun üzerine hasta diğer görevli acil tıp uzmanına gitti. O da meslektaşının tedavisinin doğru olduğunu söyledi.

Hasta, İçişleri Bakanlığı’na ses kaydıyla şikayet etti

Ö.F.K., İçişleri Bakanlığı’ndan tanıdıklarına bir ses kaydı yollayarak Yıldız’dan şikayetçi oldu. Ses kaydında, “Doktorlar burada halka hakaret ve küfür ediyor, tedavi etmiyor” dedi.

Yıldız’ın serum takma ya da kan testi yaptırmayı uygun görmediğinden söz etmedi. Bu ses kaydı hızla Sağlık Bakanlığı’na ulaştırıldı. Olayın üzerinden kısa süre sonra önce başhekim yardımcılarından Dr. Yakup Süleymanoğlu, 02.00-03.00 sırasındaysa İstanbul 2 No’lu Kamu Hastaneleri Başkanı Prof. Dr. Kamil Özdil acile geldiSüleymanoğlu ve Özdil hastanın ses kaydını Yıldız’a dinletti. Yıldız, diğer personel ve gönüllü tanıklık eden hastalar ve yakınlarından olayı bir kez daha dinlediler. Olayın, tutanakta Yıldız’ın anlattığı gibi hatta fazlası olduğunu gördüler. Tanıklar Ö.F.K.’nın çok başka sinkaflı küfürler, hakaretler ve tehditler de ettiğini anlattı.

Özdil, Yıldız’ın yanındayken Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’yla konuşarak bilgi verdi. Koca da Özdil vasıtasıyla Yıldız’a geçmiş olsun diledi, haklı olduğunu ve hastanın iftira attığını söyledi.

‘Bakalım adalet işleyecek mi‘

Bu olay üzerine Yıldız, sosyal medya hesabı üzerinden Bakan Koca ve İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’yu etiketleyerek şunu paylaştı: “Devlet bürokrasisini o saatte yalan ve yanlış yönlendirmenin, doktoru kamu hizmeti vermekten alıkoymanın, alanda çalışan doktorların ekmeğine alenen yalan bilgi ve iftirayla mani olmaya çalışmanın cezası yok mudur? Bizden taraf olayı araştırmak için gösterilen hassasiyet ve çaba, görevini/gücünü kötüye kullanan, kamu kurumunu saatlerce durdurma noktasına getiren, devlet bürokrasisinin enerjisini yalan, yanlış bilgiyle harcayan, iftira atan ve ekmeğimizle oynamaya çalışan şahıs için de gösterilecek mi? Kamera kaydı var, tanık ifadeleri var, Beyaz Kod tutanağı var bakalım yine jet hızıyla savcı bey ‘kovuşturmaya yer yoktur’ kararı verecek mi yoksa bu tümörlere yönelik adalet işleyecek mi bekleyip göreceğiz.”

Suç duyurusunda bulunuyor

Diken’e konuşan Yıldız, hastadan şikayetçi olduğunu ve yarın (29 Ağustos) suç duyurusunda bulunacağını söyledi.

Hiç talep etmediği halde hasta ve yakınlarının lehine tanıklık yaptığını belirten Yıldız, şunları dedi: “Araştırma komisyonundakiler beni, tanıkları da dinleyince olayı anladı. Sonra bakan Koca’ya şahsın yalan ve tutanakta yer alan küfürler, hakaretlerinden çok daha fazlasını söylediğini anlattılar. Özdil olayı aktarırken, iddialarla benim ve tanıkların anlattıklarının uyuşmadığını, bunun bir ‘kumpas’ olduğunu bizzat ifade etti.”

Olay ve söz konusu soruşturmadan sonra hasta bakmaya devam ettiğini belirten Yıldız, “24 saatlik nöbetlerde, iki doktor ortalama 500 hasta görüyoruz” dedi.

‘Siyasi bağlantıları olanlar ayrıcalık istiyor, zorbalık yapıyorlar‘

Şimdiye kadar yaklaşık beş Beyaz Kod verdiğini anlatan Yıldız, yaşadıklarını şöyle aktardı:

“Esasen her nöbette aşağı yukarı beş Beyaz Kodluk şey başımıza geliyor. Ama çoğunlukla vermiyoruz. Çünkü Beyaz Kod verdiğimizde işler iki-üç saat duruyor. Biz bunlarla uğraşırken ya beklemek zorunda kalan bir kalp krizi hastası kaybedilseydi? Vebali ne olacaktı?” Hekimler toplum önüne bozuk para gibi atıldığı zaman hastanın gözünde de değeri olmuyor. ‘Sen benim dediğimi yapacaksın, sen benim kölemsin’ muamelesi yapıyor. Beyaz Kod verdiklerimin neredeyse hepsi kamu çalışanı. Görevlerini kötüye kullanıyor, hakaret ediyorlar. ‘Sen benim kim olduğumu biliyor musun? Ben şuraya bağlıyım. Ben şu teşkilattanım’ ifadelerini o kadar çok duyar olduk ki…

Özellikle siyasi bağlantıları olanlar yapıyor bunu. Ayrıcalık istiyor, zorbalık yapıyorlar. Herkesle aynı muameleyi görmek istemiyorlar. Google okuduğu, konu komşusundan duyduğu, kafasındaki hastalığı kendine göre şekillendiriyor, bizden ona yönelik tedavi istiyor. Vermeyince de şiddete başvuruyor. Garibanın söylediklerine, ‘işinizi doğru yapın’ dese zaman bile takılmıyoruz. Kendilerini ifade edemiyor olabiliyorlar. Ama bu şekilde, elinde bir gücü olan, kasıtlı yanlış ifade kullanan, tehdit ve hakaret edenleri asla affetmiyorum. Direkt Beyaz Kod veriyor ve sonuna kadar peşine düşüyorum.”

‘Yalanlara karşı saatlerce ifade veriyoruz‘

Yıldız hastanın kendisine düpedüz kumpas kurduğunu söyledi: “Asıl amacı beni mağdur ve ekmeğimden etmek, açığa aldırmak. Ortada hiçbir kanıt yokken gücünü kullanmaya çalışıyor.”

Yıldız bürokrasiye kırgın: “Bakan beye (Koca) soruyorum, beni hemen araştırmak için gösterdiğiniz hassasiyeti, karşı taraf için gösteriyor musunuz? CİMER, SABİM’e hekimlerle ilgili yalanlar atılıyor. Tehdit ediliyoruz. Ama yine biz saatlerce ifade vermek için zaman harcıyoruz. Can güvenliğimiz yok. Kamu kurumundaki hekimler arasında antidepresan almayan kaç kişi var acaba? Toplumda hangi meslek grubunda bu kadar sık travmatik olaylar yaşanıyor? İnsanlar psikolojik şiddete maruz kalıp bununla baş etmek zorunda bırakılıyor. Bu bir suç değil mi? Devlet kendi vatandaşının insani düzeyde hizmet alabilmesi için kurumlarını korumak zorunda değil mi? CİMER (Cumhurbaşkanlığı İletişim Merkezi) , SABİM’e (Sağlık Bakanlığı İletişim Merkezi) yalan bile atılsa doktor uğraştırılıyor. Yalan söyleyene yaptırım, ceza yok! Yalanlarla uğraşmak zorunda mıyız?”

‘Gitmeyi hiç düşünmemiştim, artık hazırlanacağım‘

Yakın arkadaşlarının birer birer yurtdışına gittiğini aktaran Yıldız, şöyle konuştu: “Hayatta her şey bireysel konforla ilgili değil, ailemiz var, çevremiz var, toplumumuz var. Bu kadar emekten sonra kaç arkadaşım Almanya’ya gittiler. Defalarca, ‘Ali neden gelmiyorsun?’ dediler. Şimdiye kadar gitmeyi hiç düşünmedim. Ancak bu son olaydan sonra artık kalmak istemiyorum. Böyle bir saçmalık olabilir mi? Bunlarla mı uğraşacağız? Ben de Almanyaya gitmek için hazırlanacağım. O kadar yozlaşma var ki… Benim gibi bir insan bile ‘e yeter be’ deyip gitme noktasına gelebiliyor.”