Murat Kalem'in açıklaması şu şekilde;

Çok değerli Sağlık Sen ve Memur Sen üyeleri

Sağlık Sen’in 2019 yılında gerçekleştirdiği Tüzük Genel Kurulu’nun Yargıtay tarafından tüm sonuçları ile birlikte iptal edilmesi ile ilgili, davayı açan Sağlık Sen üyesi olarak, aşağıdaki açıklamaları yapma gereği hasıl olmuştur:

Öncelikle, bazı haber siteleri ve sosyal mecralarda konu ile ilgili spekülatif haberlerin, Sağlık Sen’in kuruluş felsefesinde belirleyici olan inancımızın bizi bağlayan değerleriyle uyuşmayan yakışıksız ve maksatlı açıklamalar olduğunu ifade etmek isterim. Bu açıklamaların sahipleri her kimse, Sağlık Sen’in sağduyusunu temsil eden çoğunluğun asla itibar etmeyeceği, kişisel hesaplarını bu önemli meselenin önüne alan kişiler olduğu anlaşılmaktadır.

Unutulmamalıdır ki, Bu karar Sağlık Sen Yönetiminin, teşkilatının ve benim de içinde olduğum 250 bin üyenin vicdanına emanettir. Dolayısıyla Yargıtay’ın bu kararının hukuki değerinin, kişisel hesap sahiplerinin dezenformasyonuna kurban edilmemesi için bu tarz maksatlı spekülasyonların büyümesine fırsat verilmemesi gerekir.

Değerli Kardeşlerim,

Sağlık Sen’imizin Tüzük Genel Kurulu’nun Yargıtay tarafından iptal edilmesi ile ilgili yalın gerçekler kısaca şunlardır:

1- Sağlık Sen 2019 yılı Temmuz ayında Tüzük Genel Kurulunu toplamış ve sendikamızın anayasası hükmünde olan Tüzük ile ilgili bir takım değişikliklere gitmiştir.

2- Kanun gereği Tüzük değişikliği yapabilmek, toplam delege sayısının (312) yarısından bir fazlasının oyu (157) ile mümkün iken, kararlar sadece 66 delege ile alınmıştır.

3- Genel Kurul’a katılan veya katılmayan delegelerden herhangi birisinin bu yanlışlığa itiraz etmemesi üzerine Sağlık Sen üyesi olarak konuyu yargıya taşıdım.

4- İlk derece mahkemesi davayı süresi içinde açılmadığı gerekçesiyle reddetti. Bu karar karşı istinaf mahkemesine konuyu taşıdım. İstinaf yani Bölge Adliye Mahkemesi, bu davanın süresinde açıldığını bu yüzden esastan incelenmesi gerektiğine karar verdi ve ilk derece mahkemesine gönderdi.

5- İlk derece mahkemesi Sağlık Sen tüzüğünde Genel Kurulun karar alma şekilleri ile ilgili 4. Maddesini kanuna aykırı bularak iptal etmiş, ancak kanuna aykırı bir düzenlemeye dayanarak karar alındığı halde genel kurulu iptal etmemiştir.

6- Bunun üzerine Bölge Adliye Mahkemesine itirazda bulundum. Sendika da bu karara itiraz etti. Bölge Adliye Mahkemesi de sendika tüzüğünün karar alma ile ilgili düzenlemesinin kanuna aykırı olduğu kararına vardığı, halde aynı şekilde Genel Kurulu iptal etmemiştir.

7- Bunun üzerine itirazımı Yargıtay’a taşıdım. Yine Sendikamız hukukçuları da temyiz etmiştir. Yargıtay, Sendikamız hukukçularının temyiz taleplerinin tümünü reddetmiş, Bölge Adliye Mahkemesinin kararını kaldırarak, genel kurulun icrasının kanuni temele dayanmadığı gerekçesiyle tüm sonuçlarıyla iptal edilmesi yönünde karar vermiştir. Yargıtay bu kararı oy birliği ile almış İlk derece mahkemesine bu yönde karar vermesi için görüş bildirmiştir.

8- Dava, Genel Kurul’da tüzük değişikliği ile ilgili alınan kararların yeterli delege iradesine dayanmadığı için açılmıştır. Genel kurulda alınan ve bazı çevrelerin istismar ettiği kararların içeriğine ilişkin dava kapsamında hiçbir değerlendirme yoktur.

9- Yargıtay’ın kararı ilk derece mahkemesinde önümüzdeki ay görüşülecektir. Mahkeme Yargıtay’ın kararına uyabileceği gibi, reddedebilir. Mahkemeden ret kararı çıkarsa Konu Hukuk Genel Kurulu’na taşınacaktır.

10- Dava Yargıtay’ın kararı yönünde neticelenirse, genel kurulda alınan kararların şayet maddi, manevi sonuçları oluşmuşsa, bunun telafisi için her Sağlık Sen üyemizin dava açma hakkı bulunmaktadır.

Değerli Kardeşlerim

Yargıtay’ın verdiği bu karar başta Sağlık Sen üyeleri olmak millete ait bir karardır. Başta Sendika Yönetim Kurulumuz ve Şube Başkanlarımız olmak üzere, tüm teşkilatımızın vicdanı ve irfanı elinde anlam bulacak bir karardır. Zira en büyük mahkeme vicdanlarımızdır. Doğru olanı yapabilmek, hak olana sahip çıkabilmek, nefislerimizin alışkanlığı olan “yaşasın-kahrolsun” edebiyatından daha fazlasını gerektirir. Sabırla, vakarla, kırmadan, dökmeden, hakikatin değerinin tüm bu sözlerin değerinden daha kıymetli olduğu bilinciyle meseleye bakan tüm kardeşlerime selam olsun…