Sağlık Çalışanlarını Hak ve Mücadele Derneği temsilcilerinden Derya Tunç, yaptığı konuşmada, “Sağlık çalışanının son dönemdeki en büyük sorunu, derdini hiç kimseye anlatamıyor, sesini duyuramıyor olması idi. Bu açıdan şu an bu kürsüyü kullanıyor olmamız, biz sağlık çalışanları adına oldukça anlamlıdır. Şu an Pandemi ile birlikte hem hayati riskleri hem de iş yükü kat be kat artan bir milyonun üzerindeki sağlık çalışanı adına buradayım" dedi.

"GİZLİ KAHRAMANLAR UNUTULDU"

Pandemi süreci, tüm dünyaya sağlık hizmetlerinin ne kadar önemli olduğunu, sağlık çalışanlarının da ne kadar değerli olduğunu bir kez daha öğrettiğini söyleyen Tunç, "Örneğin Sayın Sağlık Bakanımız Dünya Sağlık Örgütü’ne “2021 yılı Sağlık Çalışanları Yılı Olsun” önerisinde bile bulundu. Özellikle pandemi sürecinin ilk günlerinde “gizli kahramanlar” ,”fedakâr insanlar” olarak nitelendirilen sağlık çalışanları kısa bir süre sonra tekrar unutuldu, tekrar kaderleri ile baş başa bırakıldı. Gelişmiş ülkelerin tamamına yakını bu süreçte sağlık çalışanlarının çalışma koşullarını, özlük haklarını ve ekonomik şartlarını yeniden düzenledi." ifadelerini kullandı.

"DÜŞÜNÜN Kİ SAĞLIKTA ŞİDDET EN BÜYÜK SORUN"

Ülkemizde bunların hiç birini göremediklerini aktan Tunç "Aksine çalışma koşullarımız bozuldu, iş yükümüz arttı, ekonomik olarak neredeyse hiçbir iyileştirme yapılmadı. Bunlar yetmiyormuş gibi İş / Aile dengesini korumakta zorlandık. Düşünün ki “Sağlıkta Şiddet” gibi bir konu bile halen bizlerin en büyük sorunu olmaya devam ediyor. Düşünün ki COVID-19’un meslek hastalığı sayılması için halen “illiyet bağı” aranıyor." dedi.

SAĞLIKÇI İNTİHARLARI

2021 yılı içerisinde Dernek olarak Sağlık Bakanlığı ile “Sağlıkçı İntiharları” konusunda bir yazışma yaptılarını bildiren Tunç, "Ancak istediğimiz rakamların “Geniş çaplı bir çalışma gerektirdiği” gerekçesi ile sorumuza yanıt alamadık. Ayrıca şu an aramızda bulunan Meclis İnsan Hakları Komisyonu Üyesi vekilimiz Sayın Ümit BEYAZ’ın konu ile ilgili 9 Nisan 2021 tarihinde verdiği soru önergesi de halen cevaplanmadı. Sağlıkçı intiharları ile ilgili elimizdeki en son veri 2018’de verilen bir soru önergesine cevaben 2015-2016 ve 2017 yıllarında tam 431 sağlık çalışanının intihar ettiği yönünde idi. Ancak son dönemde gerek televizyon ve gerek gazetelere sıkça yansıyan benzer haberlerin, bu konuda bizleri endişeye sürükleyecek nitelikte olduğunu çok üzülerek belirtmek isteriz." diye konuştu.

"TOPLU SÖZLEŞME HAK ETTİĞİMİZİN ÇOK GERİSİNDE"

Her ne kadar yakın zamanda yetkili sendikalar ve hükümet temsilcisi arasında bir toplu sözleşme yapılmış olsa da, sözleşmenin içeriğinin tek bir sağlık çalışanını bile memnun edecek düzeyde olmadığını belirten Tunç, "Hem özlük haklarımız, hem de mali haklar, olması gerekenin, HAK ETTİĞİMİZİN, çok gerisindedir. 2021 yılı Aralık ayı itibari ile göreve yeni başlayan bir hemşire meslektaşımız 2828 lira temel maaş, emekliliğe yansımayacak şekilde de 1525 TL Sabit ek ödeme olmak üzere toplam 4353 lira almaktadır. Görevinde 30 yılını tamamlamış bir hemşire meslektaşımız ise 3836 TL maaş ve Sabit ek ödeme ile toplamda 5785 TL almaktadır. Emeklilik ikramiyesi olarakta 129.000 Tl hak görülmüştür." şeklinde konuştu.

"EVİNİ GEÇİNDİRMEKTE EN ÇOK ZORLANAN MESLEK GRUBUDUR"

Pandeminin ilk günlerinde bakanlığın “Tavan Ek Ödeme” ifadeleriyle “sağlıkçılar çok yüksek maaş alıyorlar” algısına karşın gerçek hayatta gelirlerin bordrolarda göründüğü gibi olduğunu aktaran Tunç, "Sağlık çalışanları, bırakın tavan ek ödemeyi, evlerini geçindirmekte en çok zorlanan meslek grubudur. Pandemi sürecini büyük bir özveri ile yürüten sağlık çalışanının, en azından ekonomik olarak desteklenmesi gerektiği gün gibi ortadadır. Sağlık çalışanları, meslek grubu olarak yetiştirilmesi ve tecrübe kazanması uzun zaman ve maliyet gerektiren bir meslek grubudur." açıklamasnda bulundu.

"ATANMAYI BEKLEYEN 750 BİN MEZUN VAR"

Halen atanmayı bekleyen meslektaşlarının sayısının tam 750 bin olduğunu ifade eden Tunç, "Ülkenin her bir tarafına Üniversiteler / Fakülteler açıp yüzbinlerce öğrenciyi mezun edip, gençleri “Diplomalı İşsiz” statüsüne sokmak sadece o gençlerin değil ülke olarak hepimizin sorunu ve sorumluluğudur. Halen atanmayı bekleyen meslektaşlarımızın sayısı tam 750 bindir." dedi.