Olayda ilk derece mahkemesince, Anayasa Mahkemesince ilgilinin bireysel başvurusu hakkında verilen karar da dikkate alınarak, davacının göreviyle ilgisi olmayan fiillerinin işleme dayanak teşkil edildiği ve davacının özel yaşantısına ilişkin davranışlarının mesleğe olumsuz yansımalarının ortaya konulamadığı anlaşıldığı gerekçesi ile işlemi iptal etmiştir.

Danıştay, bu kararı onamıştır.

T.C. DANIŞTAY İKİNCİ DAİRE

Esas No: 2020/995 - Karar No: 2021/102 

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : . Bakanlığı VEKİLİ: Av. .

KARŞI TARAF (DAVACI) : .VEKİLİ: Av. .

İSTEMİN KONUSU:

İdare Mahkemesince verilen . günlü, E:., K:. sayılı kararın, dilekçede yazılı nedenlerle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesi uyarınca temyizen incelenerek bozulması isteminden ibarettir.

YARGILAMA SÜRECİ:

DAVA KONUSU İSTEM:

Dava; Balıkesir ili, Edremit İlçe Milli Eğitim Müdürlüğünde "Şube Müdürü" olarak görev yapan davacı tarafından, hakkında yürütülen soruşturma sonucunda Denizli ili, . İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü emrine aynı unvanla atanmasına ilişkin (Çorum ili, . İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü Şube Müdürlüğü görevine atanmasına ilişkin. günlü, . sayılı işlemin "atanılan yer kısmında" dava tarihinden sonra düzeltme yapılması suretiyle) . günlü, . sayılı işlemin iptali istemiyle açılmıştır.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:

.İdare Mahkemesince; davacının, bireysel başvuru yoluyla Anayasa Mahkemesine yapmış olduğu başvurunun kabul edilmesi ve Anayasa Mahkemesinin 07/11/2019 günlü, 2016/14741 başvuru numaralı kararı ile tespit edilen hak ihlalinin (özel hayata saygı hakkının ihlali) ortadan kaldırılması amacıyla yeniden yargılama yapmak üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesi sonrasında yapılan yargılama neticesinde verilen temyize konu kararla; soruşturma konusu edilmekle birlikte, sübuta erdirilemeyen veya sübuta erdirilmekle birlikte disiplin yönünden bir işlem tesisine mahal görülmeyecek derecede bulunan veya sabit görülerek disiplin yönünden yaptırıma da tabi tutulmakla birlikte, hizmete etkisi bakımından bulunulan yerde görev yapma niteliğini kaybettirecek ağırlıkta olmayan veya yine sabit görülüp disiplin cezasına konu edilmekle birlikte özel hayata ilişkin olup da görev yeri değişikliğini gerektirebilecek nitelikte olmayan fiiller nedeniyle kamu görevlileri hakkında naklen atama işlemi tesis edilmesinin, sebep unsuru yönünden hukuka aykırı olacağı;

Olayda, Anayasa Mahkemesi kararı (atıf yoluyla gönderme yapılan diğer başvuru kararları) ve mevzuat hükümlerinin birlikte değerlendirilmesi neticesinde, davacı hakkında tesis edilen dava konusu işlemin özel hayatına ilişkin olduğu, davacının davranışlarını alenileştirdiğine ya da eylemlerinin mesleğe olumsuz yansımaları olduğuna dair somut bilgi ve belge sunulamadığı, eylemlerin kamu hizmetinin iyi ve düzenli şekilde yürütülmesini olumsuz etkileyen yönlerinin dosya kapsamında bulunmadığı, Anayasa Mahkemesinin bireysel başvuruya ilişkin olarak vermiş olduğu kararında da belirtildiği üzere; davacının, 2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın 20. maddesinde güvence altına alınan ve hangi hallerde sınırlanacağı yine Anayasada düzenlenen temel hak ve hürriyetlerden ''özel hayatın gizliliği'' hakkının ihlal edildiği ve ölçülülük prensibine aykırı hareket edildiğinin anlaşıldığı;

Bu durumda, davacının bireysel başvuru neticesinde Anayasa Mahkemesince özel hayata saygı hakkının ihlal edildiği yönünde karar verildiği, davacının göreviyle ilgisi olmayan fiillerinin işleme dayanak teşkil edildiği ve davacının özel yaşantısına ilişkin davranışlarının mesleğe olumsuz yansımalarının ortaya konulamadığı anlaşıldığından, dava konusu naklen atama işleminde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI:

Davalı idare tarafından; yöneticilik görevinin, çevresinde güven verici ve örnek olmak gibi özelliklere sahip olmayı gerektiren bir görev olduğu, davacı hakkında yapılan soruşturma konusu olayın özelliği dikkate alındığında, yer değişikliğinin zorunluluk arz ettiği, zira idarecinin makamına yakışmayan tutum ve davranışlarının, kurumu yıprattığı ve idareye olan güveni azaltacağı, dolayısıyla soruşturma konusu olayın niteliği, ağırlığı, dışa yansıması ve yaptığı yöneticilik görevi dikkate alındığında tesis edilen yer değişikliği işleminde kamu yararı ve hizmet gerekleri ile hukuka aykırılık bulunmadığı ileri sürülerek, dava konusu işlemin iptali yolundaki İdare Mahkemesi kararının bozulması istenilmiştir.

KARŞI TARAFIN CEVABI:

Cevap verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİNİN DÜŞÜNCESİ:

Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmüştür.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay İkinci Dairesince, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:

İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı halinde mümkündür.

Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU:

Açıklanan nedenlerle;

1. DAVALI İDARENİN TEMYİZ İSTEMİNİN REDDİNE,

2. . İdare Mahkemesince verilen . günlü, E:., K:. sayılı kararın ONANMASINA,

3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan davalı idare üzerinde bırakılmasına,

4. Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

5. 2577 sayılı Kanun'un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren (15) onbeş gün içinde Danıştayda karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 07/01/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.