Sağlık Personelinin kendi işini yapmamasındaki en büyük etken yeterince ücret alamamasından geçiyor diye düşünüyoruz. Bunun yanında özellikle idarecilerin anlamsız baskıları sağlık personeli üzerinde bir nevi mobbing uygulamaları sağlık personelinin itibarının yerle yeksan olması gibi sebeplerde zannediyoruz ki sağlık personelinin kendi işini yapmamasında ki en büyük sebeplerdir diye düşünüyoruz. 

Sağlık Bakanlığı sağlık personelinin kendi işini yapması için müteaddit kere yazılar yazmasına rağmen bir bakıyorsunuz asıl yazdığı yazıya Bakanlık uymuyor. Bakanlığa Hemşire alınmayacak derken bir bakıyorsunuz bir çok Hemşire Bakanlıkta geçici görevde çalışıyor. Torpilini bulan sağlık personelinin başka kurumlara kurumlararası geçişle gitmesi de işin tuzu biberi oluyor. Son iki yıldır kaç personel hangi kurumlara gitti belli değil. Hani diğer kurumlarda ki sağlık tesisleri kapatılmıştı? 

Bütün bunların yanında sendikaların da araya girip kendi üyelerine yaptıkları torpiller diğer sağlık çalışanları arasında iş barışından tutun yılgınlık bitkinlik gibi bir çok patolojik durumu su yüzüne çıkartıyor. 

Sonra ne oluyor dersiniz? Sendikalar bile bu durumdan muzdarip. Ağlanacak hale gelmiş bir Bakanlık haline gelmişiz de haberimiz yok. 

Adaletin nereye gittiği belli olmadığını ifade eden sağlık personeli sayısı gün geçtikçe artıyor.

Sözleşmeli idareciler sözleşmeli olduklarını unutup personel üzerinde ali kıran baş kesen kesilmeleri de işin cabası.

Bakanlığın Maliye Bakanlığına gönderdiği döner sermaye yönetmeliği kesinlikle tabip dışı sağlık personeline bir kuruş katkısı olmayacağı gibi sağlık personeli arasında iş barışını daha da derinleştirecektir. Bu durumu tersine çevirmesi gereken sendikalar meli, malı, cak, cek ekleriyle kurdukları cümlelerin sağlık personeline nasıl bir katkısı olacağı da merak konusu olmaya devam ediyor.