Sanıklardan D. B. (51) emniyetteki ifadesinde ev hanımı olduğunu kaydederek, "2016 yılından beri eşim M.A.B adına kayıtlı olan telefona kendisine yardımcı olmak için cevap veriyorum. Bu telefon numarasını arayan şahıslar genellikle eşimin eski hastalarıdır. Bu telefon numarasını daha önce eşimin asistanı olan Seher isimli kişi kullanıyordu. Ben eşime yardımcı olmak için telefonlara cevap verirken, arayanlar genellikle beni Seher zannediyorlardı. Ben arayan kişilere eşi olduğunu söylemekten utandığım için bu hastalar arasında Seher olarak bilindim. Y.Ş isimli şahsı ikametimin bulunduğu mahalleden tanıyorum. Bu şahıs uzun zamandır alışveriş işlerimizde yardımcı olur. Bunun karşılığında kendisine harçlık verirdik ancak yılbaşına yakın eşim M.A.B ayağından rahatsızlandı. Y.Ş eşime yardımcı olsun diye aylık 3 bin TL maaş verdik. Y.Ş isimli kişi de eşimle birlikte kaldığımız evin anahtarı yoktur. Eşimin Çapa hastanesinde bulunan odasının anahtarı olup olmadığını bilmiyorum " şeklinde konuştu.

"Y.Ş’nin hasta yakınlarından neden para aldığını bilmiyorum"

Şüpheli D.B. ifadesinin devamında olay gününü anlatarak, "7 Şubat 2020 günü hatırladığım kadarıyla gece saatlerinde evimize polisler geldi. Polis merkezine götürüldük, bana suçlamalar hakkında bilgiler verildi. Y.Ş’nin hasta yakınlarından neden para aldığını bilmiyorum. Kesinlikle daha önce bana hasta yakınlarından para alıp vermedi. Şahsın eşime para verip vermediğini bilmiyorum. Fakat eşime para verseydi, eşim bana söylerdi diye düşünüyorum. Ben kesinlikle Y.Ş isimli şahıstan bu bahsettiğiniz olayda da para almadım. Ben şikayetçilerden yasa dışı ya da bıçak parası adı altında para istemedim. Suçlamaları kabul etmiyorum" dedi.

" Y.Ş'de iş yerimin anahtarı yok "

Prof. Dr. M.A.B ise emniyette verdiği ifadesinde, Çapa'daki İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi'nde çalıştığını ifade ederek şu şekilde konuştu: "1985 yılından beri doktor olarak görev yapıyorum. İş yerimde olduğum süre zarfı içerisinde de bana tahsis edilen odada bir veya bir buçuk saat olarak kalırım. Şahsıma ait odaya ait anahtar, koridorda temizlik yapan Musa isimli şahısta olur. Y.Ş isimli şahısta evimin adresi yoktur, bildiğim kadarıyla iş yerindeki odamın anahtarı da yoktur. Ancak Musa'dan iş yerindeki odamın anahtarını almış olabilir. Y.Ş'i iki yıldır tanırım. Şahsın eşimle durumu ise getir götür işi yapmaktır. 2020 yılı yılbaşı tatiline yakın bir süreçte dizimi sakatladım, o zamandan beri Y.Ş bana yardımcı olur. Ben bu şahsa herhangi bir ücret ödemiyorum Eşim ve ailesi getir götür işlerinden dolayı bu şahsa harçlık verir" dedi. 

"Eşim işimle ilgili herhangi şeye karışmaz"

Eşinin çalıştığı hastaneye gelmediğini öne süren M.A.B, eşinin kendi görevi olan konulara müdahil olmadığını kaydetti. Önceki görev yeri olan Şişli ilçesinde muayenehanede Seher isimli bir şahsın yanında asistan olarak çalıştığını dile getiren M.A.B, "Hastalarım asistanımın kullanımında bulunan numarayı aradıklarında eşim D.B cevap verirdi. Hastalarım eşimi Seher isimli şahıs zannederlerdi fakat eşimin telefona cevap vermesinin sebebi arayanın kim olduğunu bilmemesidir. Yoksa işimle ilgili herhangi bir şeye karışmaz." dedi.

“ Hasta hayati risk taşıdığı için ameliyatını yapmak istedim"

7 Şubat 2020 tarihinde evine polislerin geldiğini aktaran M.A.B, polislerin eşi D.B'yi Asayiş Büro'ya götürdüklerini belirterek, "Ben de büronun önünde beklerken, beni içeri aldılar ve sonrasında hakkımda yapılan suçlama hakkında bilgi verdiler. Hatice Sözalanlar isimli şahsın akrabaları 5 Şubat günü Tıp Fakültesindeki odama gelerek hastalarının dosyasını bana gösterdiler. Aynı hastaneden 5 ay sonrasına randevu verildiğini ve bunun çok geç olduğunu söylediler. Ben de dosyayı inceleyerek ileri derece mide kanseri olduğunu ve yoğun bakım gerektiğini gördüm. Yoğun bakımcılarla temasa geçerek hasta için yoğun bakımdan yer istedim. Onlar da bana bir hafta sonraki Perşembe gününe gün verdiler. Ben de Sözalanlar'a 10 Şubat günü hastayı getirerek yatış işlemleri yapılacağını aksi durum olması halinde Perşembe günü ameliyat yapabileceğimi söyledim. Y.Ş isimli şahsa da yatış yapılacak olan hasta ve yakınlarından herhangi bir şekilde para istemesini talep etmedim. Aramızda hiçbir para alışverişi olamaz. Sözalanlar isimli şahsın sağlık yönünden kritik durumda olduğu için yoğun bakım ünitesi ile irtibata geçerek şahsın ameliyatını yapmak istedim. Bunun sebebi de hastanın hayati risk taşımasıdır. Hakkımda yapılan suçlamalar kesinlikle asılsız ve yalandır. Hakkımda yapılan suçlamaları kesinlikle kabul etmiyorum" dediği öğrenildi.

"Ben D.B'nin söyledikleri doğrultusunda şahıslardan para alırım" 

Şüpheli Y.Ş (52) ise çalışmadığını ve birlikte gözaltına alındığı D.B'nin getir götür işini yaparak çalıştığını kaydetti. Y.Ş, Tıp Fakültesi hastanesinde çalışmadığını öne sürerek," Saydığınız müştekilerden hiçbirini tanımıyorum" dedi. Ali E., ve Nuray A., isimli iki şikayetçinin Y.Ş'e toplam 10 bin lira verdikleri iddialarına cevap veren Y.Ş "Ben D.B'nin söyledikleri doğrultusunda şahıslara gider para alırdım. Parayı da D.B'e veririm, Hiçbir şahsı tanımam ve bilmem. Bazen de almış olduğum parayı D.B'nin talimatı doğrultusunda pırlantacıya bırakırdım. Bazen de para yoluyla pırlantacıya para gönderirdim. Ben kimseden para almıyorum, aracılık etmiyorum. Sadece D. B. ve M.A.B’nin yanında getir götür işlerinde çalışıyorum" şeklinde konuştu.

Güvenlik görevlisi: Arkadaşım doktorun para talep ettiğini söyledi"

İstanbul Tıp Fakültesi'nde özel güvenlik görevlisi olarak çalışan Tekin K. ise olaya ilişkin olarak emniyette verdiği ifadede " Semtten tanıdığım ve arkadaşım olan Safiye Ü. isimli kişi beni cep telefonundan arayarak annesinin çalıştığım hastanede tedavi gördüğünü, annesinin ameliyat olması için Metin K. isimli doktor adına para talep edildiğini söyledi. Ben de Metin K. isimli doktoru tanıdığımı ve bu konuda kendisiyle görüşeceğimi söyledim. Ertesinde Genel Cerrahi bölümüne çalışan Dr. Metin K’nin yanına gittim, durumu kendisine izah ederek kendisinin adına bir hasta yakınından 8 bin 500 TL ameliyat parasının talep edildiğini söylediğimde, kendisi de böyle bir şeyin söz konusu olmadığını, kimseden ameliyat parası talep etmediğini söyledi. Dr. Metin K’nin avukatı aracılığıyla hastadan para talep eden kişi hakkında suç duyurusunda bulunulduğunu öğrendim. Y.Ş isimli şahsı tanımıyorum ama olayların ertesinde arkadaşım Safiye Ü.'den para talep eden kişinin bu kişi olduğunu öğrendim" dedi. 

Mağdur: Prof. Dr. M.A.B ameliyatı öne almak için para talep etti’

Annesi Hatice Sözalan'ın ameliyat olabilmesi için kendisinden para talep edildiğini iddia eden Soner Sözalan yaptığı açıklamada şunları söyledi:

"Annem Hatice Sözalan'ın hastalığıyla ilgili hastaneye gittik. Bizim ameliyatımız Haziran ayındaydı. Hastanedeki ameliyat görüşmelerimiz esnasında, babam Metin Sözalan , M.A.B profesör ile görüşüyorlar, M.A.B ameliyatı öne aldırmak vaadiyle yani haziranda olan ameliyatı öne alacaklarını bunun karşılığında da söz konusu para talebi oluyor. Babamın okuma yazması yok. 'Babam da hesaptan anlamam' diyerek dayımın telefon numarasını veriyor. Dayımın telefon numarası üzerinden dayıma Y. Ş. isimli kişi tarafından hesap numarası gönderiliyor. Hesap numarası daha sonra bana ulaştı. Hesap numarasını ben şüpheli buldum. Hesap numarasıyla ilgili Çapa Tıp Fakültesi Hastanesi'nde çalışan güvenlik bir tanıdığımız var. Onu aradım, durumu kendisine anlattım. 'Bizden ameliyat için 8 bin 500 Lira para istiyorlar, bunu Metin hocaya sorar mısın?' dedim. Kendisi Dr. Metin hocanın yanına çıkıp durumu anlatmış. Metin hoca da böyle bir şeyin söz konusu olmadığını söyleyip, 'Bu para nereden çıktı, kim böyle bir para istiyor' demiş. Ardından biz Metin hocanın avukatıyla görüştük. Avukat hanım da detayını bize anlattı. Şikayetçi olunca polis devreye girdi. Polis cuma günü suçüstü operasyon düzenledi. Y.Ş benden aldığı paraları sayarken gözaltına alındı. Daha sonra sorguda her şeyi itiraf etmiş M.A.B ve Sefer kod adlı D.B’nin de bu işin içinde olduğunu, para taleplerinin olduğunu itiraf etmiş. Şu an tutuklanmışlar. Annemin şu an sağlık durumu ilerleme sürecinde ve mide kanseri. Midesi alınacak.

Avukat Fatma Aydın: O gün için 40 bin lira kazanmışlar

Avukat Fatma Aydın ise 6 şubat perşembe günü akşam saatlerinde İstanbul Tıp Fakültesi Hastanesi'nde görevli Doç. Dr. Metin K., tarafından arandığını ve kendi adına kullanarak para istendiğini söylediğini anlattı. Aydın, "Cumhuriyet Savcılığına suç duyurusunda bulunduk. Talep edilen 8 bin 500 Liranın talep eden kişiye hastanede verilmesi konusunda istekli olan Y.Ş ile hasta yakınları görüştü. Fatih İlçe Emniyet Müdürlüğü ekipleri, şüpheli Y.Ş’i , hasta yakını Soner’den parayı aldıktan sonra M.A.B’nin odasında suçüstü yakalayarak gözaltına aldılar. Y.Ş isimli kişi parayı Seher isimli sekretere vermek üzere aldığını söyledi. Polis nezaretinde Seher adlı kişi arandı. Seher de bu aldıkları paranın üzerine elindeki mevcut parayı da koyarak 30 bin Liraya tamamlamasını ve Kapalıçarşı'daki kuyumcuya götürüp ödemesini söyledi. Suçüstü operasyonu bu şekilde tamamlanmış oldu. Emniyette verilen ifadelerden anlaşıldığı kadarıyla Y.Ş , bu parayı M.A.B'nin talimatıyla aldığını böyle başka tahsilatlar da yaptığını, kendisini Seher olarak tanıtan kişilerce M.A.B’nin eşi olduğunu ifade etti. Dosyaya yansıyan haliyle 9 mağdur daha var. Y.Ş’nin verdiği ifadelerden Cuma günü saat 15.00 itibariyle 30 bin liranın birikmiş olduğundan yola çıkarak, öğrendiğimiz kadarıyla o gün için 40 bin lira para kazanmışlar" dedi.