SAĞLIK PERSONELİ FEDAKARCA ÇALIŞIYOR

Ankara Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Erkan İbiş: Elbette en ön safta sağlık çalışanları var. Doktorlarımız, hemşirelerimiz, teknisyenlerimiz, hasta bakıcılarımız, temizlik personellerimiz hastalıktan korkmadan fedakarca çalışıyor. Taburcu olan hastadan daha çok hastane personeli seviniyor. Umarım sağlık personellerine dönük herhangi bir şiddet ya da saldırıyla üzülmeyiz. Böyle bir şeyi duymayız. Çok önemli bir şey de üniversite hastaneleri olarak bize çok büyük destek verildi bu süreçte. Yani bize, eksik elemanlarımızın tamamına kadro tahsisi çıktı. Burada üç kişinin hakkı teslim edilmeli. YÖK Başkanı sorunları çok doğru anlattı, Maliye Bakanı Sayın Albayrak çok iyi anladı ve Sayın Cumhurbaşkanı’mızın talimatlarıyla bizim de elimiz rahatladı ve mücadeleyi eksiksiz sürdürüyoruz.”

ANKARA’NIN SAĞLIK ALTYAPISI ÇOK GÜÇLÜ

Başkent’teki koronavirüsle mücadeleyle ilgili İbiş’in değerlendirmeleri özetle şöyle oldu:
“Ankara’nın daha disiplinli daha organize bir şehir gibi çeşitli unvanları vardır. Bir yandan da memur şehri gibi tanımlamalar yapılır. Memur şehri denmesindeki sebep de bence kurallara daha çok uyulmasındandır. Hakikaten COVID-19 öncesinde her zaman her alanda Ankara, kurallara uyum bakımından diğer büyük şehirlere kıyasladığınız zaman daha önde olduğu da bir gerçek. Bunun da faydasını görüyoruz şu anda. Hastanelerdeki yoğunluklardan, hasta sayılarından görüyoruz. Ankara, Türkiye’nin ikinci büyük şehri olmasına rağmen diğerlerine göre kıyasladığımız zaman çok daha iyi.
Ankara’da sağlık sistemi çok çok güçlü. Yani kapasite olarak güçlü, birikim ve deneyim olarak da iyi noktada. Bu birikimlerini, değerlerini, bilgisini sahaya döktüler. Gerek Sağlık Bakanlığı hastaneleri gerekse de üniversite hastanelerinde bu noktada çok güzel işler yapıldı, başarılı sonuçlara imza atıldı. 
Solunum cihazına ihtiyaç duyan hasta sayısı çok düşük seviyelerde. Solunum cihazı kapasitemizin dörtte birini bile kullanmadan gidiyoruz biz şu anda. İhtiyaç olmuyor çünkü. Tedbirlere uymanın etkili yönü de bu. Vakalar bile çok şiddetli oluşmuyor o zaman. Örneğin bizde yaklaşık 85 hasta var, hala hasta kabul ediliyor, tedavileri yapılıyor.”