Sağlık Bakanlığı’nın 27 Ekim 2020’de uygulamaya koyduğu ve genelgelerle süresi uzatılan istifa yasağı 1 Temmuz’da sona ermişti. Yasağın kalkmasıyla istifa haberleri ise art arda gelmeye başladı.

‘Genelge anayasaya aykırı’

İstifaları Diken’e değerlendiren Prof. Dr. Bulut genelgeyle istifa, emeklilik ya da izin yasağının anayasaya zaten aykırı olduğunu, yasaktan önce 10 Mart-8 Eylül 2020 tarihlerinde 2 bin 412 hekimin istifa ettiğini hatırlattı.

Bu veri, CHP İzmir milletvekili Tacettin Bayır’ın Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın yanıtlaması istemiyle verdiği soru önergesiyle ortaya çıkmıştı. İzin ve emeklilik hakları ellerinden alınan ve Covid-19’da da risk grubunda bulunan doktorlar o dönemde istifa etmek zorunda kalmıştı.

‘Tükenmişlik içindeler, istifalar artacak’

Prof. Bulut, Manisa’da 50, Diyarbakır’da 10, Batman’da da altı hekimin istifa ettiğini belirterek, “Bu istifalar giderek daha da artacak” dedi.

Bulut nedenini ise şöyle açıkladı: “Covid-19 nedeniyle hekimler tükenmişlik içindeler. Gelirlerinde bir düzelme de yok. Ek ödemeler yapılmadı, yapılanlarda da ayrımcılığa neden oldu.”

‘Ek ödemeler geri istendi’

‘Ayrımcılık’ meselesini örneklendirerek açtı Bulut: “Birimlere sağlık çalışanlarının niteliğine göre çok farklı uçurumlar oluştu. Örneğin bir uzman hekim bir birimde 4 bin lira alırken öbür tarafta bir anestezi teknikerine 100 lira verdiler.”

Bulut birçoğunun zaten ek ödeme bile alamadığının altını çizerek şöyle dedi: “Şubat ve marttan sonra birimler yapılan bazı ödemeleri de geri istedi. Bu ek ödemelerle ilgili geri isteme konusunda şikayetler geldi bize. Sağlık çalışanlarının Sağlık Bakanlığı’na karşı bir güven kaybı var.”

‘Emekçiler hiçe sayılıyor’

Profesör, sağlık çalışanlarının gelirlerinin de düşük olduğunu söyledi: “2003’ten beri Türkiye’de sağlık çalışanları yüzde 50 satın alma gücünü kaybettiler. Çünkü sahte enflasyon rakamlarıyla zamlar yapılıyor. Tam rakam aklımda değil ama örneğin şehir hastanelerine 30 milyar veren devlet, yeni zam dönemimde sağlıkçı çalışanlarına sadece 300 milyon lira verdi. Sermayeye çok daha fazlasını aktarırken emekçileri hiçe sayan bir politika bu. Bu politikaların sonucunda da insanlar artık kamuda çalışmak istemiyorlar, ayrılmak istiyorlar. Özel sektörlerde daha cazip ücretlerde çalışmaya gidiyorlar. Yurt dışına çıkanlar da var. Yılda 1000 kişi de Türkiye’den yurt dışına çıkıyor.”

‘Covid-19’dan altı semt polikliniğe’

Bulut, bakanlığın sadece sağlık çalışanlarının değil, halk sağlığını da tehlikeye atan bir salgın yönetimi yaptığını öne sürerek şu ifadeleri kullandı: “Çok sayıda hastayla meşgul oluyorlardı bir de ilgili olmayan alanlardaki hekimleri bile Covid-19’da görevlendirdiler. Yani örneğin cildiye hekimini Covid-19 polikliniklerinde görevlendirildiler. Hatta bunlardan çok trajedik olaylar da vardı. Sincan’da bir hekimi iki gün Covid-19 polikliniğinde çalıştırdılar sonra diğer günlerde altı semt polikliniğinde çalıştırdılar. Yani ‘hastaneden al dışarıya bulaştır’ gibi bir trajediydi bu. Mesela nörolog… Nörologu neden Covid-19’da görevlendirsin? Bunun yanı sıra bir diğer sorunda birçok klinik Covid-19 kliğine çevrildi bu dönemde. Oraların hem eğitimi aksadı hem de hekimler hasta göremez hale geldi. Kendi hastalarını takip  edemez hale geldiler.”