Gastroenteroloji Kliniği'nde endoskopi hemşiresi Azra Kaboğlu'nun (23) hayali gerçek oldu. Lise öğrencisiyken kitap yazmaya başlayan Kaboğlu'nun şizofren yaşlı bir erkeğin huzur evinde geçen son günlerini anlattığı 'Renksiz bir kadın' adlı romanı okuyucuyla buluştu. Heyecan yaşayan Kaboğlu, bir kişi bile kitabımın bir cümlesinde, satırında kendini görebilirse kendime 'başardım' diyebileceğim" dedi. Piyasaya çıkan kitabını ilk olarak mesai arkadaşlarına imzalayıp heyecanını onlarla paylaşan Kaboğlu, şunları söyledi;



"Küçüklüğümden beri hayalperest bir çocuktum. Gerçek dünyaya dönmek beni korkuttuğu için genelde kendi dünyamda takılmayı seviyordum. İşlerin bu noktaya geleceğini hiç düşünmemiştim. Her şey lisede kurduğum bir hayali unutmamak için yazmamla ve bir arkadaşımın onu gizlice okuyup beni desteklemesiyle başladı. Sonrasında tutkuya dönüştü. Dışardaki dünyadansa içimde kaybolmak bana çok iyi geliyordu. Tabii o zamanlar işin başında olduğum için bazı yazarlara nereden başladığıyla ilgili sorular yazdım çünkü çevremde arkadaşlarım dışında bana destek olabilen kimse yoktu. Bazı yazarlardan nasıl yol alacağımı öğrendim fakat güzel sonuçlar için beklemek de lazımdı. Lise yıllarımda 8 kitap yazdım, bunların çoğu fantastik bazıları da romantik komedi tarzında. Renksiz Bir Kadın en son yazdığım eserim.

Çevremdekiler ilk yazdığım kitapları bastırmam konusunda ısrarcı olsa da içimdeki his 'Renksiz Bir Kadın'dan yana ağır bastı. Belki de kendimden çok şey kattığım için olabilir. Kitap dram türünde. Huzurevinde kalan şizofren yaşlı bir adam olan Tarık amca ömrünün sonuna yaklaşıyor. Hayatı sıradan ve yalnız geçerken karşısına genç 'Renksiz Kadın' çıkar. Bu kadın hemşiredir. Ve yollarının kesiştiği huzurevinde kimi zaman komik kimi zaman hüzünlü günleri birlikte geçirirler. Böyle bir konusu var kitabımın.
Bir kişi bile kitabımın bir cümlesinde, satırında kendini görebilirse kendime 'başardım' diyebileceğim."

Editör: Haber Merkezi