Koronavirüs belası hayatımıza girdiği günden beri hiçbir şeyin tadı tuzu yok!

Yaşam tarzımız, standartlarımız değişti ne yazık ki pandemi ile birlikte!..

Alışmaya çalışıyoruz hepimiz, alışık olmadığımız bu günlere...

Ve bu süreçte hiç şüphe yok ki en büyük mücadeleyi yaşamlarını hiçe sayarak sağlık çalışanları verdi...

Onlara şükran borçluyuz...

Ancak sağlıkçılar; riskli, yoğun çalışma koşulları ve emeklerinin karşılığını almadıkları için hem çok yorgun, hem de çok ama çok kırgınlar...

"Mevcut sıkıntılar artarak devam ediyor. Çözüm olarak sağlık çalışanlarının beklentilerine ilaç olacak bir açıklama ve düzenleme yapılmıyor..." diyor Türk Sağlık-Sen Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Köse!

Özellikle filyasyonda görev alan sağlık personelinin, çalışma koşulları yüzünden günlerce aile bireylerinin yüzünü dahi göremediklerini söyleyen Köse, "Zaten sosyal hayatları kalmamıştı, şimdi de aile hayatları kalmadı!.." dedi.

Bakanlığın, pansuman tedbirler yerine sağlık çalışanlarının gerçek taleplerine kulak kabartması gerektiğini de ifade eden Köse, şöyle konuştu:

"Sağlık Bakanlığı'nın müjde olarak sunduğu her şey maalesef çalışanları büyük bir hayal kırıklığına uğrattı! Bu da motivasyonu ciddi şekilde etkiledi, etkiliyor. Şehitlik, 3600 ek gösterge, yıpranma, tek kalem maaş gibi... Sağlıkçıların yıllardır bu beklentileri bir türlü karşılık bulmadı.

Farklı farklı ödemeler yerine tek kalem maaş sistemine geçilmeli ve çalışanların maaşlarına acil olarak ilave zam veya ikramiye şeklinde bir düzenleme yapılmalı. Kısacası çalışanlar moral istiyor. Bakanlığın değer verdiğini gösteren alkışlamanın ötesinde, bir şey yapılmalı!.."

"Bohçacı gibi kapı kapı geziyoruz..."

Evet, filyasyonda görev alan çalışanların sıkıntıları devam ediyor...

Özellikle yemek sorunları hâlâ giderilmiş değil...

Göreve giderken yanlarına evde hazırladıkları yemekleri alıyorlar...

Ayrıca hasta ve temaslılara ulaşmak için de bazen kendi telefonlarını kullanıyorlar...

Sabah saat 09.00'dan, gece 24.00'e kadar sokak sokak, mahalle mahalle dolaşıyorlar...

Yazın özel ekipman kıyafetlerin içinde görev yaparken sanki havuza girmişçesine terleyen bedenleri, mevsimin değişmesiyle kışa aylarına girmemizle birlikte soğuktan üşüyor...

Filyasyonda görev yapan sağlıkçılar, "Bohçacı gibi kapı kapı geziyoruz. 1 haftada aynı eve üç defa gidip aynı kişiden test aldığımız oluyor. Bir de akıl almaz hakaretlere uğruyoruz! Bazen gece 01.00'lerde eve gidiyoruz. Ne eşimizi ne de çocuklarımızı doğru dürüst görüp ilgilenebiliyoruz. Bir de bunların üstüne sanki hiç derdimiz yokmuş gibi kendi idareci ve yöneticilerimizin keyfi uygulamaları ve mobbingi bizi canımızdan bezdiriyor..."  diye konuşuyorlar.

Dediğimiz gibi içinde bulunduğumuz bu günlerde hiçbir şeyin inanın tadı-tuzu kalmadı!

Şu illetten milletçe bir an önce kurtulsak da herkes normal hayata dönse, sağlıkçılar da hak ettikleri emeklerinin karşılığını görebilse!..

Lale Akasoy - Yeni Dönem