Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde 2023 yılı Sağlık Bakanlığı bütçe kanun teklifi görüşülürken Gamze Taşçıer’den Fahrettin Koca’ya ilginç meydan okuma geldi.

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın “ilaç sorunu yok” demesini eleştiren Milletvekili Taşçıer, “beraber bir eczaneye gidelim. Tek tek bunları sorgulayalım, var mı yok mu görelim. Gelir mi? Gelemez” dedi.

Eczanelerde vatandaşlar tarafından bulunamayan ilaçların isimlerinin yer aldığı 6 metrelik listeyi gösteren Taşçıer, Bakan Koca’ya “beraber eczaneye gidelim var mı yok mu sorgulayalım” dedi.

"SAĞLIK BAKANLIĞI YETERLİ ÖDENEK VERMİYOR"

Şimdi anlatacağım hikaye gerçek olaylardan kurgulanmış. Yılmaz ailesinin çocuğu bir gün ateşler içinde yanıyor. Hemen diyorlar ki karşıdaki aile sağlığı merkezine götürelim. İçeri bir giriyor, aile sağlığı merkezi buz gibi, dışarıdan daha soğuk.

Sağlık Bakanlığı yeterli ödenek vermediği için biz de ancak bu kadar ısıtabiliyoruz. Neyse giriyor muayenesini oluyor, doktor ilaç yazıyor. Bir gürültü yan taraftan, ne oluyor diye kafalarını uzatıyorlar. Yan taraftaki doktor şiddete maruz kalıyor.

"İLAÇLAR ECZANEDE YOK"

Aile gidiyor karşıdaki eczaneye. İlaçlarını alacak, reçeteyi uzatıyor. Eczacı diyor ki, "Burada antibiyotik, ateş düşürücü yazılmış. Bu ilaçlar eczanede yok." "Olur mu, daha geçen hafta Sağlık Bakanı açıkladı. Eczanelerde bütün ilaçlar var" diye.

"Valla abla mahalle eczanesindeki olmayan ilaçların listesi, istiyorsa Sayın Bakan, hem bakanlığın ya da Meclis'in en yakınındaki eczaneye giderse, bu ilaçların olmadığını kendi de tespit edebilir."

İlacı almadan eve gidiyorlar, çocuk gece tekrar ateşleniyor. Diyorlar ki, şu yakındaki hastaneye götürelim çocuğu. Kadın diyor ki, "Bey unuttun herhalde, geçen hafta kapandı, şehir hastanesine taşındı doktorlar."

"BİLEZİĞİ SATIP ÖZEL HASTANEYE GÖTÜRÜYORLAR"

Ne yapacağız, para da yok cebimizde. Taksi parası bayağı tutar. 200 lira komşularda bulup buluşturuyorlar. Şehir hastanesine gidiyorlar. Niye bu kadar kalabalık. Gündüz muayene olmak için randevu bulamıyoruz da gece acile geliyoruz biz de, diyorlar. Doktor serumu veriyor, çocuk biraz iyileşiyor.

Diyor ki, "Yarın bir randevu alıp göstermeniz lazım." Şanslı günleri 10 gün sonrasına randevu alabiliyorlar. Tam dokuzuncu gün oluyor, o mutlu gün gelecek. Bir telefon geliyor, maalesef randevunuz iptal oldu, çünkü doktor yurt dışına gitmek için istifa etti. Mecburen bileğindeki son bileziği satıp, özel hastaneye götürüyor.

"HESAP SORMAZSANIZ VİCDANINIZ BUNA YETMEZ"

Tutuksuz yargılayan, doğum raporu yerine kemik yaşı isteyen savcının, kemik yaşı testine başkasının girmesine göz yuman doktorun ve onun arkasındakilerin, bunların derdi çocuk değil.

"Timur Soykan yargılansın" diyen trollerinizden, istismarcıyı savunan, paylaşımı beğenen il müdürünüzden emniyete, yargıya, bürokrasiye yerleştirdiğiniz, "6 yaşında çocukla evlenilebilir" diyen tarikatların müritlerinden hesap sorabilecek misiniz?

Yasaları değil, şeyhin talimatlarını önceleyenlerden hesap sorabilecek misiniz? Sormazsınız, soramazsınız; ne yüreğiniz ne insanlığınız ne de vicdanınız buna yeter.