Siyasi parti bağlantılı faaliyetler, memurların tarafsızlık ilkesine aykırı olduğu düşünülerek yasaklanmıştır. Memurların, görevlerini tarafsızlık ilkesine uygun bir şekilde yerine getirmesi ve siyasi görüşlerini kamuoyuyla paylaşmaktan kaçınması gerekmektedir. Bu nedenle, sosyal medya gibi geniş kitlelere ulaşan platformlarda siyasi parti yararına veya zararına faaliyetlerde bulunmanın disiplin cezasıyla sonuçlanabileceği unutulmamalıdır.
Sosyal medya üzerinden siyasi parti liderine hakaret etmek disiplin suçumudur?
Davacının Facebook isimli sosyal paylaşım sitesinden hakaret içeren yazılar yazdığı, paylaşımlarda bulunduğu, bu paylaşımların muhatabının bir siyasi partinin genel başkanı, davacının da Devlet memuru olduğu hususları göz önüne alındığında, davacının eyleminin 657 sayılı Kanun’un 125. maddesinin birinci fıkrasının (D) bendinin (o) alt bendi uyarınca, “Herhangi bir siyasi parti yararına veya zararına fiilen faaliyette bulunmak” kapsamında bulunduğu, yine davacının kamu görevlisi, muhatabının da idareyi temsil eden Başbakan olduğu dikkate alındığında ise, aynı maddenin (l) alt bendi uyarınca, “amirine hakarette bulunmak” kapsamında bulunduğu sonucuna varıldığından dava konusu işlemde hukuka aykırılık görülmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
DANIŞTAY 12.Daire
Esas: 2018/ 9151 - Karar: 2020 / 3321
İstemin Konusu: … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
Yargılama Süreci:
Dava konusu istem: …Anadolu Lisesi’nde öğretmen olarak görev yapan davacının, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 125. maddesinin birinci fıkrasının (D) bendinin (l) ve (o) alt bentleri uyarınca tevhiden bir yıl kademe ilerlemesinin durdurulması cezası ile cezalandırılmasına ancak davacının yükselebileceği kadronun son kademesinde bulunması nedeniyle brüt aylığının 1/4 oranında kesilmesi şeklinde uygulanmasına ilişkin 10.12.2013 tarihli ve 2013/5 sayılı işlemin iptaline karar verilmesi istenilmiştir.
İdare Mahkemesi kararının özeti: İdare mahkemesince, Danıştay Onikinci Dairesinin 18/12/2017 tarih ve E2014/10196 , K:2017/7015 sayılı bozma kararına uyularak davacının Facebook isimli sosyal paylaşım sitesinden hakaret içeren yazılar yazdığı, paylaşımlarda bulunduğu, bu paylaşımların muhatabının bir siyasi partinin genel başkanı, davacının da Devlet memuru olduğu hususları göz önüne alındığında, davacının eyleminin 657 sayılı Kanun’un 125. maddesinin birinci fıkrasının (D) bendinin (o) alt bendi uyarınca, “Herhangi bir siyasi parti yararına veya zararına fiilen faaliyette bulunmak” kapsamında bulunduğu, yine davacının kamu görevlisi, muhatabının da idareyi temsil eden Başbakan olduğu dikkate alındığında ise, aynı maddenin (l) alt bendi uyarınca, “amirine hakarette bulunmak” kapsamında bulunduğu sonucuna varıldığından dava konusu işlemde hukuka aykırılık görülmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Temyiz Edenin İddiaları: Davacı tarafından, hakkında isnat edilen eylemin bir siyasi parti yararına veya zararına fiilen faaliyette bulunma kapsamında olmadığı, iddiaların gerçekleştirildiği mekanın özel alan olduğu belirtilerek temyiz isteminin kabulüne karar verilmesi gerektiği ileri sürülmektedir.
Karşı Tarafın Savunması: Davalı idare tarafından, hukuk ve usule uygun olarak verilen mahkeme kararının onanması gerektiği belirtilerek istemin reddi gerektiği savunulmuştur.
Danıştay Tetkik Hakimi: Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan idare mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
Türk Milleti Adına: Karar veren Danıştay Onikinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
Hukuki Değerlendirme: 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 6545 sayılı Kanun ile değişik 50/4. maddesinde, Danıştayın bozma kararına uyulduğu takdirde, bu kararın temyiz incelemesinin bozma kararına uygunlukla sınırlı olarak yapılacağı hükmüne yer verilmiştir.
Temyizen incelenen kararda, İdare Mahkemesince bozma kararında belirtilen esaslara uyulduğu anlaşılmış olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
Karar:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin reddine,
2. Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddi yolundaki … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı temyize konu kararının ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
4. Dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine,
5. 2577 sayılı Kanun’un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin birinci fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren 15 (onbeş) gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 21/10/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.