Siyonist askerlerin ve yerleşimcilerin kurşunlarına hedef olan Filistin halkı, her gün hayatlarını riske atıyor. Siyonist rejim, Filistin topraklarını işgalini genişleterek devam ettiriyor, Kudüs'te Filistinlilerin evlerini yıkıyor ve Mescid-i Aksa'ya saldırılar düzenliyor. Bu saldırılar sadece Müslümanlar için değil, Hıristiyanlar ve Yahudiler için de kutsal kabul edilen barış şehri Kudüs'ü kan gölüne çeviriyor.

Gazze, 16 yıldır sıkı bir abluka altında tutuluyor. İlaç girişi yasaklanıyor, inşaat malzemelerine erişim engelleniyor ve bu insani trajedi sonucunda iki milyonu aşkın insan, hastane, okul, elektrik, sağlıklı içme suyu gibi temel gereksinimlerden yoksun bir yaşam sürdürmek zorunda kalıyor. Gazze'de can güvenliği sağlanamıyor ve insanlar sürekli olarak işgalci güçlerin saldırılarına maruz kalıyor.

Filistin halkının bu zorlu mücadelesi haklı, meşru ve insanidir. Ancak, yaşadıkları bu trajediye son verilmesi ve insana yakışır bir yaşamın sağlanması için uluslararası toplumun daha fazla çaba sarf etmesi gerekmektedir. Filistinlilerin temel insan haklarına saygı gösterilmesi ve barışçıl bir çözüm bulunması, herkesin çıkarınadır ve bu amaçla atılacak adımlar desteklenmelidir.

Emperyalist güçlerin verdiği askeri, mali ve diplomatik desteğin şımarttığı Siyonist işgal rejimi Birleşmiş Milletler kararlarına uymamakta ve uymayacağını da açıkça ifade etmektedir. İşledikleri sistematik katliam/soykırım ve savaş suçları nedeniyle yöneticileri Uluslararası Ceza Mahkemesi’nde yargılanması gereken işgal rejiminin en büyük dayanağı kuşkusuz uluslararası toplumun sessizliği ve tepkisizliğidir. Bu yönüyle Filistin’in işgali sorunu, medeni dünya için insani ve ahlaki bir sınavdır. Hal böyle iken işgal rejiminin insanlık dışı boykot, sürgün, katliam ve şiddetine sessiz kalırken Filistin halkının meşru savunmasını terör olarak damgalayan bilindik bir çifte standardı ve ikiyüzlülükle karşı karşıyayız.

Memur-Sen Konfederasyonu olarak BM Güvenlik Konseyi ve BM Genel Kurulunu, İsrail’e yönelik aldığı kararları uygulamaya, uluslararası toplum ile insan hakları kurum ve kuruluşlarını işgalci rejimin saldırılarına karşı harekete geçmeye davet ediyoruz. Uluslararası hukuku ve BM kararlarını hiçe sayan, planlı bir soykırımı sistematik katliamlarla sürdüren siyonist rejiminin işlediği insanlık suçlarının ve işgalciliğinin hesabı medeni dünya tarafından mutlaka sorulmalıdır. Kudüs ve Mescid-i Aksa’ya yönelik saldırılar durmalı, Filistin halkına yönelik boykot acilen kaldırılmalı, işgalci rejim şiddet ve katliamlara son vermelidir.

Büyük Memur-Sen ailesi olarak, kardeş Filistin halkının işgale karşı meşru mücadelesini destekliyor, mazlum ve mağdur Filistin halkının yanında olduğumuzu bir kez daha yineliyoruz.