Ancak bu iznin kullanımı için belirli prosedürlere uyulması gerekiyor. Son dönemde yargıya taşınan bir olayda, mazeret izni prosedürüne dair dikkat çeken bir karar çıktı.
Mazeret İzni Hakkı ve Bildirim Şartı
Kanuna göre memurlar;
-
**Evlenmeleri,
-
Eşlerinin doğum yapması,
-
Birinci derece yakınlarının vefatı** gibi durumlarda, ilgili olayın vuku bulduğu tarihten itibaren belirli sürelerde mazeret izni kullanma hakkına sahiptir.
Ancak bu iznin kuruma bildirilmesi ve iznin resmi olarak alınması esastır. Kurumlar, bildirimsiz şekilde işe gelmeyen memurlar hakkında tutanak düzenleyerek disiplin süreci başlatabilmektedir.
Mahkemeden Memur Lehine Karar
Yayımlanan bir mahkeme kararında, eşinin babasının vefatı nedeniyle işe gelemeyen bir memura, kurumuna bilgi vermeden izne çıktığı gerekçesiyle disiplin cezası verilmişti.
Ancak memur, yargıya başvurarak ölüm olayını gerekçe göstermiş ve bu durumun mazeret kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini savunmuştu. Mahkeme, memurun mazeretli sayılması gerektiğine hükmetti ve verilen disiplin cezasını iptal etti.
Uzmanlar Uyarıyor: Bildirim Yine de Şart
Her ne kadar mahkeme memur lehine karar vermiş olsa da uzmanlar, mazeret izni haklı bir nedene dayansa dahi, bu iznin kuruma yazılı veya sözlü şekilde bildirilmesi gerektiğini vurguluyor. Aksi takdirde, kurumlar tarafından mazeretsiz devamsızlık olarak değerlendirilebileceği ve disiplin sürecinin başlayabileceği belirtiliyor
Özetle:
-
Mazeret izni hakkı vardır ancak bildirim yapılmadan kullanılması risklidir.
-
Kurumdan izin alınmadan işe gelinmemesi, tutanakla belgelenirse disiplin cezası gündeme gelebilir.
-
Ancak mahkemeler, gerçek ve belgeyle ispatlanabilir mazeretleri dikkate alarak cezaları iptal edebilmektedir.
-
En güvenli yol, izne çıkmadan önce kuruma bilgi vermek ve resmi izin sürecini başlatmaktır.
Danıştay 12. Daire Başkanlığı 2012/4436 E. , 2015/6001 K.
T.C. D A N I Ş T A Y ONİKİNCİ DAİRE
Esas No : 2012/4436 - Karar No : 2015/6001
İstemin Özeti : ... İdare Mahkemesince verilen ... tarihli ve E:...; K:... sayılı kararın, dilekçede yazılı nedenlerle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesi uyarınca temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Onikinci Dairesince işin gereği düşünüldü:
Dava;... kontrol memuru olarak görev yapan davacı tarafından, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 125. maddesinin birinci fıkrasının (D) bendinin (b) alt bendi uyarınca ve bir alt ceza uygulanarak 1/30 oranında aylıktan kesme cezası ile cezalandırılmasına ilişkin 26.10.2010 tarihli ve 2010/238 sayılı işleminin iptali ile işlem nedeniyle yoksun kaldığı parasal hakların yasal faizi ile birlikte ödenmesine karar verilmesi istemiyle açılmıştır.
İdare Mahkemesince, davacının 30.05.2010-04.06.2010 tarihleri arasında işe gitmediğinin günlük olarak tutulan tutanaklarla tespit edildiği, bu tarihlerde işe gitmediğinin davacı tarafından da kabul edildiği, usulüne uygun olarak verilmiş bir izin dilekçesi ve alınmış bir izin de bulunmadığı görüldüğünden, davacının sabit görülen fiiline uygun disiplin cezası ile cezalandırılmasına ilişkin dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Davacı tarafından, Mahkeme kararının hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek temyizen incelenip bozulması istenilmektedir.
657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 125. maddesinin birinci fıkrasının (D) bendinin (b) alt bendinde; "Özürsüz ve kesintisiz 3-9 gün göreve gelmemek" fiili kademe ilerlemesinin durdurulması cezasını gerektiren fiil ve haller arasında sayılmış, aynı maddenin üçüncü fıkrasında; geçmiş hizmetleri sırasındaki çalışmaları olumlu olan ve iyi veya çok iyi derecede sicil alan memurlar için verilecek cezalarda bir derece hafif olanın uygulanabileceği hükme bağlanmıştır.
Öte yandan 657 sayılı Kanun'un "Mazaret izni" başlıklı 104. maddesinde 6111 sayılı Kanun ile yapılan ve 13.02.2011 tarihinden itibaren yürürlüğe giren değişiklikle; " (...) B) Memura, eşinin doğum yapması hâlinde, isteği üzerine on gün babalık izni; kendisinin veya çocuğunun evlenmesi ya da eşinin, çocuğunun, kendisinin veya eşinin ana, baba ve kardeşinin ölümü hâllerinde isteği üzerine yedi gün izin verilir. (...)" düzenlemesine yer verilmiştir.
Dosyanın incelenmesinden; ... kontrol memuru olarak görev yapan davacının, eşinin babasının 30.05.2010 tarihinde vefat ettiği, bu sebeple davacının 31.05.2010-04.06.2010 tarihleri arasında herhangi bir yazılı veya sözlü izin almadan işe gitmediğinin tespiti üzerine yapılan soruşturma sonucunda getirilen teklif doğrultusunda, 26.10.2010 tarihli ve 2010/238 sayılı işlem ile, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 125. maddesinin birinci fıkrasının (D) bendinin (b) alt bendi uyarınca ve bir alt ceza uygulanarak 1/30 oranında aylıktan kesme cezası ile cezalandırılması üzerine bakılan davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Bakılan olayda; her ne kadar davacının 31.05.2010-04.06.2010 tarihleri arasında işe gitmediği hususu sabit olsa da, söz konusu tarihlerde işe gitmemesinin eşinin babasının vefatından kaynaklandığı, geçerli bir mazereti olan davacının bu mazereti nedeniyle işe başladığı tarihte izin talebinde bulunduğu, ayrıca 657 sayılı Kanun'un 104. maddesinde 6111 sayılı Kanun ile yapılan ve 13.02.2011 tarihinden itibaren yürürlüğe giren değişiklikle; memurların kendisinin veya eşinin ana, baba ve kardeşinin ölümü hâllerinde isteği üzerine yedi gün izin verileceği düzenlemesinin getirildiği görülmektedir.
Bu durumda; geçerli bir mazereti nedeniyle işe gidemediği ve işe başladığı tarihte mazeretini de belirtmek suretiyle izin talebinde bulunduğu açık olan davacının, 657 sayılı Kanun'un 104. maddesinde 6111 sayılı Kanun ile yapılan ve 13.02.2011 tarihinden itibaren yürürlüğe giren değişiklikle lehine yapılan düzenleme de göz önününe alındığında, mazeretsiz olarak 5 gün boyunca işe gitmediğinden bahisle 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 125. maddesinin birinci fıkrasının (D) bendinin (b) alt bendi uyarınca ve bir alt ceza uygulanarak 1/30 oranında aylıktan kesme cezası ile cezalandırılmasına ilişkin dava konusu işlemde hukuka uyarlık, aksi yönde verilen İdare Mahkemesi kararında da hukuki isabet bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle, davacının temyiz isteminin kabulü ile Mahkeme kararının bozulmasına, yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın İdare Mahkemesine gönderilmesine, bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 (onbeş) gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere 18/11/2015 tarihinde oybirliği ile karar verildi.