Hazine Bakanı Mehmet Şimşek’in kamu tasarrufunun yılın ikinci yarısında başlayacağını yönelik açıklamasının, bakanlığın elinde konuyla ilgili herhangi bir hazırlık olmadığı anlamına geldiğini söyleyen Profesör Arzov, “tasarruf 2-3 araç satışına indirgenebilir” dedi.

Prof. Dr. Arzova: Kamuda Tasarruf Tartışmaları

Marmara Üniversitesi Öğretim Üyesi ve EKONOMI Gazetesi Yazarı Prof. Dr. Burak Arzova, Ekonomi Masası'nda kamuda tasarruf konusunu değerlendirdi. Arzova, Bakan Mehmet Şimşek'in, "Kamu tasarrufu çalışmaları ikinci yarıda başlayacak" açıklamasının, henüz bir hazırlık yapılmadığı izlenimini verdiğini dile getirdi. Ayrıca, tasarrufun sadece 2-3 araç satışıyla sınırlı kalacağı endişesini taşıdığını belirtti.

Haftanın Önemli Ekonomik Gündemi

Bu hafta içerisinde Türkiye ekonomisinin nabzını tutacak bir dizi önemli gösterge takip edilecek. İmalat PMI, ekonomik büyümenin yönü hakkında kritik bir gösterge olarak dikkat çekiyor. Son iki aydır 50'nin üzerinde seyreden İmalat PMI, ekonomik büyümeye işaret etmişti. Ancak mart ayında hafif bir gerileme göstererek 50 sınırında seyretmişti. Bu ayın verileri, ekonominin daralıp daralmadığına ilişkin önemli bir gösterge olacak.

Gözler Nisan ve mayıs enflasyonunda

Ayrıca, cuma günü açıklanacak olan nisan ayı enflasyon rakamları da piyasaların yakından takip edeceği bir diğer konu. Geçtiğimiz hafta Merkez Bankası'nın faiz artışı yapmamasına rağmen, enflasyonun seyrine dair temkinli bir duruş sergilediği mesajı vermesi, nisan ve mayıs ayı enflasyon rakamlarının önemini arttırıyor. Piyasa katılımcılarının beklentileri henüz netleşmemiş olsa da genel eğilim yüzde 3'ün hemen altında bir enflasyon beklediği yönünde.

Merak konusu oldu

Borsa tarafında ise geçen hafta güçlü bir hareket görüldü. Özellikle 9.849 seviyesinin kırılamamasına rağmen, cuma günü yaşanan güçlü hareketle bu seviyenin üzerine çıkıldı ve 9.956 seviyesinden kapanış yapıldı. Bu hafta 10.000 seviyesinin kırılıp kırılmayacağı merak ediliyor. Ancak, 10.000 psikolojik direncinin kırılması durumunda 312-320 dolar arasında güçlü dirençlerle karşılaşılabilir.

Piyasaların temel katalizörlerinden biri ise cuma günü S&P'nin Türkiye not değerlendirmesi olacak. Genel beklenti, kredi görünümünün pozitifte olacağı ve kredi notunun bir kademe yukarı yönde revize edileceği yönünde. Bu durumun piyasalar üzerinde olumlu bir etki yapması bekleniyor.

Yatırımcılar, 10.000 seviyesinin geçilmesiyle birlikte hangi sektörlere odaklanmaları gerektiğini merak ediyorlar. Bu noktada, özellikle yabancı yatırımcıların ilgisini çekebilecek sektörler ve hisseler üzerinde durulması gerekiyor. Son dönemde, bankalar, holdingler, ulaştırma ve sigorta sektörleri, özellikle de sanayi tarafında BİST 30 içindeki hisselerin görece endekse göre geri kaldığını gözlemliyoruz.

Ancak geçtiğimiz hafta bankalar tarafında temkinli olunması gerektiği uyarısında bulunmuştuk. Bankalarda yüzde 0,73'lük bir düşüş yaşandı. Kamu bankalarında görülen hareketin, genel olarak yabancı ve yerli yatırımcıların uzak durması gerektiği bilgisiyle uyumlu olduğunu biliyoruz.

Ancak, geçtiğimiz hafta kamu bankalarının görece düşük performans göstermesi ve 2023'ün ilk çeyreğine ilişkin bilançoların kötü gelmesi, bu sektördeki potansiyeli biraz daha ön plana çıkarıyor gibi görünüyor. Dolayısıyla, bankalar sektörüne rağmen holdinglere, ulaştırma ve sigorta sektörlerine ve BİST 30 içinde geri kalmış hisselere yönelebiliriz.

Diğer yandan, dolar endeksinde başlayan gevşeme, 10 yıllık tahvil faizlerinde genişleme ve altın fiyatlarında düşüş yaşandı. Altın zaten geçtiğimiz hafta bir düzeltme hareketi yaşamıştı ve 2.291 dolar seviyesine gerilemişti.

Bu düşüşün nedeni, İran-İsrail çatışmasının sona ermesiydi. Bu hafta altının yeniden gevşeyerek başlaması, Fed endişelerini gündeme getiriyor. Şayet Fed, şahin bir tutum sergilerse ve Amerika'nın tarım dışı istihdam verileri güçlü gelirse, altın fiyatlarında yeniden 2.300 doların altına sarkma yaşanabilir. Ancak, bu durum bir alım fırsatı olabilir. Dolayısıyla, 2.300 doların altına geri çekilme, altın fiyatlarında alım fırsatı olarak değerlendirilebilir. Bu hafta verilere duyarlı bir altın piyasası görebiliriz, ancak en kötü ihtimalle belirli destek seviyelerinden dönerek yatay bir seyir izleyebilir.

Tabii ki, Powell'ın daha güvercin bir tutum sergilemesi durumunda veya piyasaların öyle algılaması durumunda, altın fiyatlarında yükseliş görebiliriz. Dolayısıyla, jeopolitik risklerin azalmasıyla birlikte, altın piyasasının dolar endeksi ve tahvil faizleriyle ilişkisi güçlenmiş durumda.