Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, 81 il sağlık il müdürüne yolladığı yazıdan sonuç alamayınca, bugün 136 hastane başhekimine mektup yolladı. Koca, acil çözüm bekleyen bu sorun için kararlı, kalıcı adımlar atmaları gerektiğini söyledi.

Asistan hekim Rümeysa Berin Şen’in 36 saatlik nöbet ertesi evine dönerken trafik kazası sonucu hayatını kaybetmesi üzerine Koca, 81 il sağlık müdürlüğüne bir yazı yollayarak, asistan hekim nöbetlerinin üç günde birden daha sık olmayacak ve nöbet ertesi çalıştırılmayacak şekilde düzenlenmesini istemişti. Ancak değişen bir şey olmadı.

Birkaç tıp fakültesi ve klinik dışında, asistan hekimlere 36 saat nöbet tutturulmaya, ertesi günü izin verilmemeye ve mobing’e devam ediliyor. Asistan hekimler yaşadıkları deneyimleri, buldukları her fırsatta paylaşıyor.

Türk Tabipleri Birliği (TTB) Başkanı Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı da tıp fakültesi dekanlıklara yazı yollayarak, ilgili meslek etik kurallarını hatırlatmış, eğitim ve çalışma hakkı ihlalleri oluşmaması, varsa da hızla çözülmesi için hassasiyet beklediklerini dile getirmişti.

Asistan mı, köle mi?

Asistan hekimlerle bir yandan hastanelerin hizmet açığı kapatılmaya çalışılıyor. Diğer yandan daha kıdemliler ve yöneticileri tarafından kendi deyimleriyle ‘eziliyor’, mobing’e uğruyorlar. İtiraz edenler, farklı şekillerde cezalandırılıyor. Nitelikli olması gereken uzmanlık eğitimi ise arada kaynayabiliyor.

Türk Tabipleri Birliği Asistan ve Genç Uzman Hekimler Kolu’ndan doktor Baran Yüksekkaya, bazı tıp fakültelerinin asistanlara nöbet ertesi çalışmayla ilgili düşüncelerini sorduğunu, ancak izinli olmaları halinde ücret kesintisi yapacaklarını söylediğini aktardı.

Ücret kesintisi nedeniyle asistan hekimlerinin ikilemde kaldığını belirten Yüksekkaya, şöyle konuştu: “Sağlık Bakanı Koca’nın açıklamalarına rağmen şimdiye kadar atılan somut adım yok. Sadece gündem olunca, bazı idareciler yasal sorumluluktan tedirgin oldular. Kimi bölümlerde nöbet ertesinde izin uygulanmasını istediler. Ama fiilen uygulanmıyor. 36 saat nöbet, ertesi günü izin yapmama uygulamaları aynen devam ediyor.”

Ceza nöbetleri yazılıyor

Temel sorunlardan birinin tüm iş yükünün asistanlara yüklenmesi olduğunu belirten Yüksekkaya, şunları anlattı: “Kıdemli, çömezine ‘Vakti zamanında ben tuttum, şimdi o tutsun, ben rahat edeyim’ diyor. Nöbet ertesi izin yapanın iş yükünü öteki arkadaşı sırtlanıyor. Asistan hekimlerin eğitim için kliniklerde olduğu unutuluyor. Hocalar kendi sorumluluklarını asistanlara yüklüyorlar. Bazıları bunu kötüye kullanıyor, eğitim kaygısını taşımıyor, ‘Klinikte düzen, iş yürüsün’ diyerek asistan hekimlere yüklüyorlar. Hocaların da ellerini taşın altına koymaları, işlerini kendilerinin yapmaları gerekiyor. Poliklinikten, servislere, yoğun bakım ünitelerinden, ameliyatlara kadar işler asistanlar üzerinden yürüyor. Bazı kliniklerde asistanlara yapılan işler mobing’e giriyor. Asistanlara ceza nöbetleri yazılıyor.”

‘Bilakis iş yükümüz artıyor’

İstanbul Tabip Odası Asistan ve Genç Uzman Hekimler Komisyonu’ndan doktor Tahsin Çınar da Türkiye genelinde sadece birkaç kliniğin nöbet ertesi izin verdiğini söyledi.

Duyarlı olduğunu göstermeye çalışan yöneticilerin bu konuda değişiklik yapmak için hiçbir adım atmadığını aktaran Çınar, şöyle konuştu: “Bilakis kötüye gidiş devam ediyor. Kendilerine dayanak olarak mevcut, köhne yönetmelikleri, mevzuatları gösteriyorlar. Bazı kliniklerde beklediğimiz üzere, ‘Tamam size nöbet ertesi izinlerinizi veririz ama nöbet ücretlerinizi keseriz’ dediler. Bir elin parmağını geçmeyecek kadar yer dışında, değişiklik olmadı. Bırakın nöbet ertesi izin kullandırmayı, iş yükümüz girerek artırılıyor. Bazı kliniklerde, nöbet ertesi izin beklerken, eğitim saatlerimiz mesai öncesine alındı.”

‘Koca sadece ortamın gazını alıyor’

İlgili mevzuatın nöbet ertesi izinle ilgili yetkiyi başhekimliklere bıraktığını vurgulayan Çınar, şunları söyledi: “Bakanlık tam istediğimiz noktaya parmak basmıyor, sürekli etrafından dolanıyor. Mevzuatta hiçbir değişiklik yapmadan, sosyal medya paylaşımı gibi açıklamalarla sadece ortamın gazı alınmaya çalışılıyor. Kaldı ki mevcut durumu düzeltmek çok kolay. Bizim için de 657 sayılı devlet memurları kanununa uygun düzenlemelerimiz yapılsın, haftada 160 saatten fazla çalışmanın olmaması gerektiği söylesin. Sağlık hizmeti kesintisiz devam etmelidir. Bu konuda hem fikiriz zaten. Ama fazla çalıştığımız her sürenin hakkı bize ödensin. İnsanca bir temel maaş ücreti ödendikten sonra, bizi nöbet ücretiyle tehdit etmesinler. Ayda 300-400 saat çalışmanın yasaklanması tek başına yeterli. Hekimler uykusuz, yorgun geçen gecenin ardından polikliniklerde 100’e yakın hasta muayene ediyor, gözleri uykudan kapanmak üzereyken ameliyata giriyor.”

Mevcut yönetmelikte 130 saatin üzerinde nöbet ücreti ödemediğini hatırlatan Çınar, şöyle devam etti: “Bakan diyor ki ‘Üç günde birden daha sık nöbet tutmasınlar.’ Üç günde bir nöbet tutan bir asistan, ayda 10 nöbet tutar. Bu 10 nöbetin, tahmini yedisi hafta içine, üçü hafta sonuna denk gelir. Böylece ayda 184 saat nöbet tutmuş oluyor. Aslında bakan şunu da itiraf etmiş oluyor, ‘Ben size 10 nöbet tutturuyorum, bunu yasal görüyorum, hatta 10 nöbeti üç günde bir tutun diye iyilik gibi söylüyorum. Ama 184 saatin, 54 saatini size ödemiyorum.’ Sorunu çözecek somut adımlar atılmıyor.”

GAZETE DUVAR