İşten çıkarılan işçiler arasında yer alan bir kişi yaşadıkları durumu şu şekilde anlattı: "Kışın ortasında gelip 'Hakkınızı helal edin' dediler. İşten çıkarılan birçok kişi, 15-20 yıldır hastaneye hizmet vermiş insanlar. Onca hakkımızı nasıl helal edelim? Yıllarca verdiğimiz emek, tek kalemle hiçe sayıldı."

Dışkapı Yıldırım Beyazıt Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nin ek hizmet binası olarak kullanılan Mevki Hastanesi'nde görev yapan işçiler, aldıkları ani kararla mağdur durumda kaldıklarını ifade ettiler. İşten çıkarılan 85 kişi, tazminat hakları ve diğer sosyal hakları konusunda bir çözüm bekliyor.

85 İŞÇİYİ ‘PERSONEL FAZLA’ DİYEREK ÇIKARDILAR

Bilkent Şehir Hastanesinin ardından kurulan Etlik Şehir Hastanesi, çevresindeki birçok hastane, şehir hastanesinin bünyesine taşınmasına yol açmıştı. Bu hastanelerden biri de Dışkapı Yıldırım Beyazıt Eğitim ve Araştırma Hastanesiydi. Dışkapı Hastanesinin taşınma kararının ardından hastane personelinin bir kısmı şehir hastanesine yönlendirilirken, bir kısmı şehir merkezine uzak hastanelere gönderildi. Geçtiğimiz yılın ortalarında Dışkapı Hastanesinin ana kampüsünün yıkım işlemlerinin başlamasıyla birlikte kimi personel hastanenin ek binası olarak hizmet veren Mevki Hastanesinde görevlendirildi. Dışkapı Hastanesinin kapatılmasının ardından çalışanların farklı hastanelere, birimlere gönderilmesiyle başlayan haksızlıklara 2023’ün son gününde bir yenisi daha eklendi. 31 Aralık günü Mevki Hastanesinin yemekhanesinde taşeron firmaya bağlı olarak çalışan 85 işçi “personel fazla” gerekçesiyle işten çıkarıldı.

"MUHATAP BULAMIYORUZ"

Dışkapı Hastanesinden Mevki Hastanesine görevlendirilen aşçı, bulaşıkçı, garson ve meydancı olarak çalışan 119 şirket işçisinden 85’i taşeron şirketin ihale bitim tarihi olan 31 Aralık günü “Fazla personele ihtiyaç duyulmadığı” söylenerek işten atıldı. İşten çıkarılan işçilerden biri yaşadıkları süreci, “Şirket görevlileri asla sorumluluk kabul etmiyor. İşten çıkarmaları hastane yönetiminin talep ettiğini, gelen direktifleri uyguladıklarını söylüyorlar. başhekim ile görüştüğümüzde ise ihalenin tekrar yapılacağı bir aşamada Sağlık Bakanlığının emriyle personel eksiltme kararının taraflarına ulaştığını söylüyorlar, onlar da sorumluluk kabul etmiyor. Herkes suçu birbirine atıyor, kimse bizimle muhatap olmuyor” diye anlatarak haklarını talep edecekleri bir merci bulamadıklarını ifade etti. Bir başka işten çıkarılan yemekhane işçisi ise “Kışın ortasında gelip ‘Hakkınızı helal edin.’ dediler. İşten çıkarılan birçok kişi, on beş, yirmi yıldır hastaneye hizmet vermiş insanlar. Onca hakkımızı nasıl helal edelim? Yıllarca verdiğimiz emek tek kalemle hiçe sayıldı” cümleleriyle ekonomik kriz koşullarında daha fazla zorlanacaklarını söyledi. Görüştüğümüz işçiler; sürecin devamında birlikte düşünerek Sağlık Bakanlığını mahkemeye verme kararı aldıklarını, haklarının peşinde olduklarını dile getirdi.

İŞE DEVAM EDEN İŞÇİLER: DİKEN ÜSTÜNDEYİZ

Yaşanan işten çıkarmaları Mevki Hastanesindeki diğer işçilerle konuştuğumuzda neredeyse her cümlede yemekhane işçilerine yapılanların haksızlık olduğu vurgulandı. Bir yemekhane çalışanı “Senelerdir yan yana çalıştığımız arkadaşlarımızı işten çıkardılar. Birçoğu kredi çekmiş, borçlanmıştı. Kucağında kundaktaki bebekle işsiz kalanlar oldu. Arkadaşlarımızın mağduriyetleri hızlıca giderilmelidir” derken bir başka yemekhane işçisi “Yarımızdan fazlasını işten çıkardılar, sebepler doğru düzgün sunulmadı bile. Şimdilerde Mevki Hastanesinin de akıbeti belli değil. İşte kalanlar olarak da diken üstündeyiz” dedi. Konuştuğumuz işçilere personel sayısının azalmasının ardından işlerin azalıp azalmadığına dair ne düşündüklerini sorduğumuzda ise “Çok az insan kaldı birimde. Eskiden 10 garsonun baktığı işe 1 garson bakıyor. 2 bulaşıkçı tüm yemekhaneyi sırtlamış durumda. Çalışan sayısı azaldıkça, iş yükü artmış oldu” diyerek işten çıkarılmayan işçilerin yaşadıklarını tarif ettiler.

"HEM KADROSUZ HEM SENDİKASIZ BIRAKILDI"

İşçilerin sendikasız bırakıldığını ifade eden bir hastane çalışanı ise “İşçilerin kadrolaşma süreçlerinde yemekhanedeki arkadaşlarımıza kadro verilmedi. Onlar yine şirketlere bağlı bırakıldı. Hastane sendikalaşma süreçlerinde de işçilere müdahale etti. İhalede şirket çalışanı olarak gözüken işçilerin emeği hizmet alımı olarak değil, mal alımı olarak gösterildi. O nedenle de hastanede diğer işçilerin hizmet alımı bağlamında sendikası varken, yemekhane işçileri hem kadrosuz hem de sendikasız bırakıldı. Son yaşadıkları haksızlıklar karşısında da işçiler tek başına kaldı” diyerek diğer hastane çalışanlarının işten çıkarılan iş arkadaşlarının yanında olması gerektiğini vurguladı. Bir temizlik işçisi “Her gün yeni bir haksızlık yaşanıyor. Şehir hastanelerinin kurulmasından sonra sürekli belirsizliklerle yüz yüze kaldık. Torpili olanlar şehre yakın hastanelere gitti, torpilsiz kalanlar ise Sincan, Gölbaşı gibi uzak yerlere gönderildi. Yıllarca emek harcayan işçilerin hali düşünülmüyor, tıpkı yemekhane işçilerinde olduğu gibi tüm iş hayatımız iki dudak arasına sıkışmış durumda” derken bir güvenlik çalışanı ise “Hastanede çalışmanın tadı tuzu kalmadı. Torpili olan ayakta kalıyor, diğerlerini düşünen yok. Torpil konuları araya girdikçe kimsenin kimseye güveni de kalmadı. Haksızlıklar artıyor. Yemekhanede zor koşullarda emek veren arkadaşlarımıza yapılanlar kabul edilebilir değil” diye konuştu.