Atama henüz resmiyet kazanmamışken, yurtdışı kaynaklı olduğu öne sürülen bir e-posta aracılığıyla çok sayıda ciddi ve belgeli skandal gündeme taşındı. Özaydın’a yönelik suçlamalar arasında ihaleye fesat karıştırma, rüşvet, taciz, siyasi baskı ve kamu kurumlarında sistematik ayrımcılık gibi ağır iddialar yer alıyor.

3600 Ek Gösterge İçin Gözler Meclis'te! Yeni Torba Yasa Yolda mı? 3600 Ek Gösterge İçin Gözler Meclis'te! Yeni Torba Yasa Yolda mı?

İsimsiz gönderilen ve yerel basına yansıyan mektupta, Dr. Sercan Özaydın’ın hem Tunceli İl Sağlık Müdürlüğü hem de AK Parti İl Başkanlığı dönemlerinde devlet kurumları üzerinde kurduğu tahakküm, etik dışı ilişkiler ve gücünü kişisel çıkarları için kullanma biçimi detaylı biçimde anlatılıyor. Bu iddialar yalnızca kişisel nitelikli değil; aynı zamanda kamu güvenliğini, devlet ciddiyetini ve toplumsal adaleti ilgilendiren sistematik bir yozlaşma tablosunu ortaya koyuyor.

İhaleye Fesat ve Usulsüz Rüşvet İddiaları

Dr. Özaydın’ın Tunceli İl Sağlık Müdürü olduğu dönemde yürütülen tıbbi malzeme, inşaat ve hizmet ihalelerinde şartnamelerin son dakikada değiştirilerek belirli firmaların avantajlı hale getirildiği iddia ediliyor. Rakip firmaların ihaleden elenmesi için teknik şartların değiştirildiği, bu sürecin belgeleriyle birlikte Tunceli Valiliği tarafından Sağlık Bakanlığı’na iletildiği belirtiliyor.

Ayrıca bazı yüklenici firmalardan, sözde "bağış" adı altında elden ve kayıtsız para toplandığı; bu paraların kayıtlara geçmeden sistem dışı kullanıldığı ifade ediliyor. Dönemin Tunceli Valisi Tuncay Sonel’in bu süreçle ilgili kapsamlı bir rapor hazırlayıp bakanlığa sunduğu, bunun sonucunda Özaydın’ın 2019 yılında görevden alındığı vurgulanıyor.

Kadın Personelle İlgili Taciz ve Mobbing İddiaları

Skandallar listesinde en çarpıcı başlıklardan biri de kadın çalışanlara yönelik taciz suçlamaları. Görev yaptığı dönem boyunca, hem İl Sağlık Müdürlüğü’nde hem de bağlı sağlık tesislerinde çalışan bazı kadın personelle uygunsuz ilişkiler yaşadığı öne sürülen Özaydın’ın, bu kişileri psikolojik baskıyla sindirmeye çalıştığı ifade ediliyor. Tacize uğradığını belirten kadın personelin yazılı dilekçelerle Valiliğe başvurduğu, ardından bu çalışanların görev yerlerinin değiştirilerek cezalandırıldığı iddia ediliyor.

Bu durumun kurumsal yapıda korku iklimi yarattığı, şikâyet eden ya da tanıklık yapan sağlık çalışanlarının sistematik biçimde mobbinge uğradığı ve kurum içi huzurun ciddi anlamda bozulduğu belirtiliyor.

Siyasi Rüşvet, Bağış Baskısı ve Kadrolaşma Ağı

Dr. Sercan Özaydın’ın AK Parti Tunceli İl Başkanı olduğu döneme ilişkin iddialar, kamusal görevleri kişisel ve siyasi kazanca dönüştürdüğü yönünde. İddiaya göre bazı il müdürlerinden asaleten atanabilmeleri veya görevlerini sürdürebilmeleri için "parti bağışı" adı altında para talep edilmiş. Bu bağışları reddeden bazı bürokratların görevden alındığı ya da başka illere tayin edildiği öne sürülüyor.

Bunlara ek olarak, çeşitli kurumlarda kendi yakın çevresine pozisyon açtığı, yandaş kişilere sınavsız istihdam sağladığı ve siyasi sadakat üzerinden kadrolaşma yaptığı iddia ediliyor. Bu yapının özellikle Kızılay üzerinden kurulduğu, kardeşinin sınavsız olarak kuruma alınıp maaş aldığına dair belgeler de kamuoyuna yansıdı.

Ruhsat Baskısı, Kreş Operasyonları ve Yaşlı Bakım Evleri

Özaydın’ın il başkanlığı döneminde, Tunceli merkezdeki bir özel kreşe ruhsat verilmesi için dönemin Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürü’ne baskı yaptığı, ruhsat sonrası kreşin işletmesini ele geçirdiği iddia ediliyor. Bununla da kalmayıp diğer kreş işletmecilerine piyasa fiyatlarını belirlemede müdahale ettiği, fiyatların yükseltilmesini dayattığı ve piyasa dengesine zarar verdiği öne sürülüyor.

Pertek ilçesindeki yaşlı bakım evi projesinde ise, uygunluk raporu verilmediği halde ruhsat alabilmek için 1,5 milyon TL karşılığı anlaşma yaptığı; ancak bu çabaların dönemin Valiliği ve Bakanlık tarafından engellendiği kaydediliyor.

Askeri Törenle Karşılama ve Protokol Skandalı

27 Temmuz 2022 tarihinde Çemişgezek Gedikler Jandarma Karakolu’na yaptığı ziyaret sırasında, bir siyasi parti temsilcisi olmasına rağmen askerî tören kıtası ile karşılanan Özaydın’ın bu görüntüleri büyük tepki topladı. Kamu kurumlarının siyasete alet edildiği yönündeki eleştiriler üzerine İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun talimatıyla ilgili komutan görevden alındı ve soruşturma başlatıldı. Bu olay, TSK'nın tarafsızlığına gölge düşürdüğü gerekçesiyle özellikle güvenlik çevrelerinde sert eleştirildi.

TOKİ’de “Dar Gelirli” Skandalı

Alt gelir grubuna tahsis edilen TOKİ konutlarının kurasında Dr. Özaydın ve kardeşinin adının çıkması büyük tepki çekti. Ekonomik durumu bu projelere uygun olmayan Özaydın’ın isminin listede yer alması, kamuoyunda “niyet kötü” algısı yarattı. Kamu tepkisi üzerine haklarından feragat edilse de, olay hem TOKİ’ye hem de Özaydın’a yönelik güveni sarstı.

Mezhepsel Ayrımcılık ve Kimlik Üzerinden Siyaset

Kendisini Alevi göstererek siyasi manevra yaptığı öne sürülen Özaydın’ın bu iddiası, Alevi kanaat önderleri tarafından açıkça yalanlandı. Ayrıca sağlık personelinin görev yerini, mezhepsel ya da etnik kimliğe göre cezalandırma yöntemiyle değiştirdiği iddia edildi.

Kardeş Üzerinden Yürütülen Kızılay Kadrolaşması

Özaydın’ın kardeşi Gürcan Özaydın’ın ilan açılmadan Kızılay’a yönetici olarak alındığı, aynı anda hem Kızılay hem AK Parti’de maaş aldığı ve “bankamatik memurluk” yaptığı belgelerle kamuoyuna sunuldu. İddialar, AK Parti Tunceli İl Başkanı tarafından da doğrulandı.

İçişleri Bakanlığı'nın Dikkatine Takılan İsim

İçişleri Bakanlığı’na ulaşan yoğun şikâyet ve belgeler nedeniyle, dönemin Bakanı Süleyman Soylu tarafından uyarı listesine alınan Özaydın’ın, parti içindeki çeşitli yetkililer tarafından da desteklenmediği ifade ediliyor. MYK üyeleri ve eski valiler, bu baskı ve çıkar ağına dair tanıklıklarını bakanlığa sundu.

Kamuoyu Tepkili: Bu Atama Durdurulmalı

Tüm bu iddialar ve geçmişte yaşanan skandallar nedeniyle, Dr. Sercan Özaydın’ın Zonguldak İl Sağlık Müdürlüğü gibi kritik bir göreve getirilmesi kamu vicdanında derin bir rahatsızlık yaratmış durumda. Sivil toplumdan ve kamu görevlilerinden gelen çağrılar ortak bir noktada buluşuyor: “Kamu ahlakı, toplumsal güven ve devlet ciddiyeti adına bu atama derhal iptal edilmeli.”