Doğruyol, yaptığı açıklamada toplu sözleşmelerin bugüne dek memurların yaşamına herhangi bir artı değer katmadığını ifade etti. Toplu sözleşmelerin sadece bir "tiyatro" olduğunu ve yedinci dönemini 1-30 Ağustos tarihleri arasında göreceklerini dile getiren Doğruyol, hükümet ile masaya oturan sendikaların siyasetin kontrolünde olduğunu ve taleplerde bulunamadıklarını belirtti. Doğruyol ayrıca, toplu sözleşme kanununun düzenlenmesi gerektiğine vurgu yaptı.

Birlik Sağlık ve Sosyal Hizmet Çalışanları Sendikası (Birlik Sağlık-Sen) Genel Başkanı Ahmet Doğruyol, 7. Dönem Toplu Sözleşme görüşmelerine ilişkin şu ifadeleri kullandı: "Toplu sözleşmelerin bugüne kadar memurlara kattığı hiçbir artı değer yoktur. Bugüne kadar altı dönemdir oynanan bir tiyatro var. Bu tiyatronun yedinci dönemini de hep beraber tüm memurlar olarak 1-30 Ağustos tarihleri arasında göreceğiz."

Birlik-Sağlık Sen Genel Bakanı Ahmet Doğruyol, şunları söyledi:

"TİYARO OYNANIYOR"

"Memur sendikalarıyla hükümet yetkililerinin masaya oturduğu toplu sözleşme görüşmeleri yine bu dönemde de 1-30 Ağustos tarihleri arasında yapılacak. Bu toplu sözleşme bizim her zaman ifade ettiğimiz gibi tiyatrodan ibarettir. Neden? Çünkü toplu sözleşmelerin bugüne kadar memurlara kattığı hiçbir artı değer yoktur. Bunu neden söylüyoruz? Referandumda, alanda gezen yetkili sendika, toplu sözleşme geliyor memurlara oy verin diye alanda tek tek dolaşan sendika, maalesef getirdikleri toplu sözleşmede toplu sözleşme özelliklerinden yoksundur.

Neden bunu söylüyoruz? Çünkü hükümet yetkili sendika yetkililerinin masaya oturması sonucunda anlaşma sağlanamazsa bunun sonucunda hakem kuruluna gidiyor. Hakem kurulunda on bir kişilik komisyon var. On bir kişilik komisyonun altı tanesi hükümet yetkililerinin belirlediği kişilerden oluşuyor. Yani siz ne kadar orada masaya otursanız da toplu sözleşmede talepte bulunsanız da maalesef bunun bir etkinliği yok. Bugüne kadar altı dönemdir oynanan bir tiyatro var. Bu tiyatronun yedinci dönemine hep beraber tüm memurlar olarak 1-30 Ağustos tarihleri arasında göreceğiz.

"HÜKÜMETLE MASAYA OTURAN SENDİKALAR SİYASETİN KONTROLÜNDEKİ SENDİKALAR OLDUKLARI İÇİN TALEPTE BULUNAMIYORLAR"

Bu görüşmelerden bir şey elde edilir mi? Bize göre edilmez. Zaten yapılan toplu sözleşmelerde maalesef bir şey elde edilemediği için Sayın Cumhurbaşkanı üç veriyorum diyor, üç veriyorum, beş veriyorum diyor, beş veriyor. Son söz Sayın Cumhurbaşkanı'nda, bugüne kadar da zaten hep öyle oldu. Yapılan toplu sözleşmelerde yüzde ikilik üçlük zamlara imza atan yetkili sendikadan sonra Sayın Cumhurbaşkanı dedi ki on puan arttırıyorum, yirmi puan arttırıyorum. Bu şekilde geldi. Bundan dolayı ki toplu sözleşmelerin hiçbir etkinliği yok. Öncelikle toplu sözleşme kanununun düzenlenmesi gerekiyor. Yani objektif kriterlere dayanan bir toplu sözleşme kanunu yapılması gerekiyor ki toplu sözleşmenin bir manası olsun ve bugünün şartlarında hep beraber yaşıyoruz. Hükümetle masaya oturan sendikalar maalesef siyasetin kontrolündeki sendikalar. Bunlar zaten talepte bulunamıyor. ya da fazla miktarda talepte bulunacağı zaman diğer taraftan siyasi er diyor ki bu çok fazla. Hemen geri adım atıyor Bunu her dönem yaşıyoruz. En son yılbaşındaki zamlarda da yaşadık. Yılbaşında yüzde yirmi beş zam verildiğinde ayakta alkışlayanlar yüzde otuz zam verildiğinde bu bize yeterlidir diyenler daha sonra iki ay sonra çıkıyorlar ortaya gelen diyorlar ki bu zam yeterli değildir. Böyle bir mantık olamaz. Yani öncelikle bizim toplu sözleşmede enflasyon artı huzur payı olarak bunun masaya yatırılması lazım. Yüzde üç, beş, on zam demenin hiçbir mantığı ve manası yoktur. Enflasyon artı huzur payı. Ama bu enflasyonda bugün güvenirliliğini yitirmiş olan TÜİK'in rakamları değil reel enflasyon rakamlarıyla olması lazım. Yani reel enflasyon olmadıktan sonra bakın en son enflasyonda işte bir araştırma şirketi yüzde yüz sekiz çıkarıyor.

Diğeri yüzde otuz sekiz çıkarıyor. Böyle bir mantık yok yani. Hani diyelim ki hesaplamadan dolayı bir iki puan fark etti. Ama bu bir iki puan yetmiş puan olmaz yani. Yüzde yetmiş fark olmaz. Bundan dolayı önce TÜİK bir kendine gelmeli, değerli enflasyonu belirlemeli, değerli enflasyon üzerinden, enflasyon artı huzur payı olarak masaya oturursanız bunun bir manası olabilir. Diğer türlü toplu sözleşmeleri hiçbir mantığı ve manası yoktur. Oynanan tiyatrodan ibarettir. Bunu altı dönem biz dedik. Yedinci döneminde hep beraber izleyeceğiz"

ANKA