19 sendika ve 2 aile hekimliği federasyonunun bir araya gelerek oluşturduğu bu platform, 1 ve 2 Ağustos tarihlerinde başlayacak olan 7. Dönem Toplu Sözleşme görüşmeleri öncesinde iş bırakma eylemi yapacağını açıkladı.

Sağlık ve sosyal hizmet çalışanlarının ortak sorunlarını çözmek ve çalışma koşullarını iyileştirmek için birlikte hareket eden SABİM, toplu sözleşme görüşmelerine etkin bir şekilde katılmak ve taleplerini net bir şekilde dile getirmek için bu eylemi gerçekleştirecek.

Platform, hekimlerden hemşirelere, ebelerden sağlık emekçilerine kadar tüm sağlık çalışanlarını kapsayacak şekilde bir araya gelerek, sektördeki sorunlarına çözüm üretmeyi hedefliyor. Sağlık ve sosyal hizmet alanında çalışanların sesini duyurmak ve taleplerini güçlü bir şekilde iletmek için dayanışma içinde olduklarını vurgulayan SABİM, sağlık çalışanlarının hakları ve çalışma koşullarının iyileştirilmesi konusunda kararlılığını ortaya koyuyor.

Sağlık emekçilerinin güncel sorunları ve 7. Dönem Toplu Sözleşme talepleri konusunda uzun süredir toplantılar yapan Platform, bugün Ankara’da düzenlediği basın toplantısında kuruluş deklarasyonunu açıklarken, 1-2 Ağustos’ta tüm yurtta iş bırakma eylemi yapacaklarını da duyurdu.

Hekim Birliği Sendikası Genel Başkan Yardımcısı ve SABİM Dönem Sözcüsü Dr. Yakup Gökhan Doğramacı, yaptığı açıklamada, “Hekimler, hemşireler, ebeler gibi hiçbir sağlık ve sosyal hizmet çalışanının, mevcut sistem içerisinde hizmet sunabilecek tahammülü kalmamıştır. Taleplerimizi dile getirme amaçlı ilk iş bırakma eylemimiz, 7. Dönem Toplu Sözleşme görüşmelerinin başlayacağı 1 ve 2 Ağustos 2023 tarihlerinde gerçekleşecektir. Her iş bırakma eylemimizde olduğu gibi poliklinik hizmeti gibi elektif hizmetler verilmeyecek, ancak acil durumlar iş bırakma eyleminden muaf tutulacaktır" dedi.

"Sağlık sisteminde kaliteli hizmet sunumu için yeterli zamana, yeterli ücrete ve hak edilen saygınlığı görme ihtiyacı vardır" diyen Doğramacı, 3-5 dakikalık muayene süreleri ile sürdürülmeye çalışılan bu sistemde hastaların iyileşemediğini, bu nedenle yoğunluk oluştuğunu söyledi.

Doğramacı, "Aşırı yoğunluk ve baskı temelinde inşa edilmiş bu gereksiz, anlamsız ve şiddete davetiye çıkaran kör sarmal artık sona ermelidir. İnşa edilecek ideal sağlık sistemi için 15-20 dakikalık muayene süreleri esas alınmalı ve ‘Hakkıyla Görev’ bilinciyle hareket edilmelidir" dedi.

Sağlık çalışanlarının ekonomik taleplerini de açıklayan Doğramacı, "İnsanca yaşam için maaş alt sınırı, yoksulluk sınırı olmalıdır. En düşük sağlık çalışanı yoksulluk sınırının üzerinde, en düşük hekim maaşı ise bunun en az 3 katı olmalıdır. Sağlık çalışanlarının maaşları, aldıkları eğitimlere, yaptıkları işlerin niteliğine ve risklerine göre belirlenmeli, hiçbir sağlık çalışanının verdiği emek karşılıksız kalmamalıdır" diye konuştu.

Doğramacı, şiddet, mali haklar, özlük hakları, çalışma koşulları ve liyakat başlıklarındaki taleplerini de aktardı.

Sağlık çalışanlarının taleplerinden bazıları şöyle:

Sağlık Bakanlığı bünyesinde ilgili tüm meslek örgütleri ve sendikaların da temsil edildiği Şiddetle Mücadele Kurulu kurulmalıdır.

Tüm sağlık ve sosyal hizmet çalışanlarının ücretleri, en düşük devlet memuru aylığı yoksulluk sınırı üzerine çıkarılarak, emekli aylığına yansıyacak şekilde tek kalem maaş olarak ödenmelidir. Uzman hekim maaşı yoksulluk sınırının üç katı olacak şekilde düzenlenmeli; tüm sağlık ve sosyal hizmet çalışanlarının maaşları da eğitim düzeyi, hizmet yılı, mesleki sorumluluklar ve riskler gözetilerek yeniden belirlenmelidir. Tüm çalışanların vergi oranı yüzde 15 olarak sabitlenmelidir.

Fiili hizmet süresi zammı (yıpranma payı hakkı) yıl başına 90 gün olarak, tüm sağlık ve sosyal hizmet çalışanlarını kapsayacak ve geçmişe de dönük olacak şekilde yeniden düzenlenmelidir.

Kamuda sözleşmeli istihdama ve hizmet alım sözleşmelerine son verilmeli, kadrolu, güvenceli çalışma biçimi sağlanmalıdır. Lisansüstü eğitimini tamamlayarak YÖK tarafından tanınan alanlarda uzmanlığını alanlar için kadro açılmalı ve istihdam edilen çalışanlara uzmanlık tazminatı verilmelidir.

Sağlık ve sosyal hizmet çalışanları, kendi kadro ünvanlarına uygun pozisyonlarda çalıştırılmalıdır.

OECD verileri ile hasta başına düşen sağlık çalışanı verileri göz önüne alınarak ve ortalamalara dikkat edilerek sağlık çalışanı atamaları yeterli düzeyde yapılmalıdır.

Görevde yükselme sınavlarında mülakat kaldırılmalıdır.

Sözleşmeli yöneticilik modelinden vazgeçilmeli; tüm yöneticiler ehliyet ve liyakat kriterlerine göre, merkezi bir şekilde atanmalıdır.