Birlik Sağlık Sen'in başlattığı eylem, memurların giderek ağırlaşan ekonomik koşullara dikkat çekti.

Sendikalara Güvensizlik Artıyor

Birlik Sağlık Sen Genel Başkanı Ahmet Doğruyol, hükümet ile yetkili sendikalar arasında yapılan toplu sözleşme görüşmelerini “bir tiyatro” olarak nitelendirdi. Daha önceki yedi toplu sözleşme döneminde somut kazanım elde edilmediğini belirten DOĞRUYOL, bu sürecin de farklı olmayacağını vurguladı. Bazı sendikaların iş bırakma kararını desteklemediğini dile getiren Genel Başkan Ahmet Doğruyol, bu tutumun çalışanlar arasında tepkiye yol açtığını ifade etti.

Memurların Talepleri Net

Memur sendikaları, 2026 yılı için:

  • 10 bin TL taban aylık artışı,

  • %10 refah payı,

  • İlk 6 ay için %25, ikinci 6 ay için %20 zam,

2027 yılı için ise:

  • 7.500 TL taban aylık artışı,

  • İlk 6 ay için %20, ikinci 6 ay için %15 zam talep ediyor.

Bu talepler toplamda 2026 için %88, 2027 için %47 zam anlamına geliyor. Ancak hükümetin sunduğu teklif, 2026 için %10+6, 2027 için %4+4 oranında kalınca tepkiler daha da büyüdü.

Ekonomik Gerçekler ve Enflasyon Farkı Tartışması

Genel Başkan Ahmet Doğruyol, hükümetin TÜİK verilerine dayalı öngörülerini gerçekçi bulmadı. Son 15 yılda memurların alım gücünün yaklaşık %50 düştüğü belirterek, emeklilerin ise 15 bin TL seviyesindeki maaşlarla temel ihtiyaçlarını dahi karşılamakta zorlandıklarını dile getirdi. "Birçok emekli, aldığı maaşla ev kirasını bile ödeyemiyor" dedi.

“Hakem Kurulundan Çözüm Beklemiyoruz”

Genel Başkan Ahmet Doğruyol, 19 Ağustos’ta yapılacak görüşmelerin kritik olduğunu ancak çözüm ihtimalini düşük gördüklerini ifade etti. Çünkü Hakem Kurulu’nun 11 üyeli yapısında 6 üye hükümetten yana, 5 üyenin ise sendikaları temsilen yer aldığını söyleyen Genel Başkan Ahmet Doğruyol, daha önceki süreçlerde olduğu gibi bu kuruldan da çalışanların lehine karar çıkmayacağına dair endişesini ifade etti.

“Sendikacılık Sahada Olmaktır”

Genel Başkan Ahmet Doğruyol, sadece masa başında değil, sahada mücadele verilmesi gerektiğini vurgulayarak, Sendikacılığın dile getirmek değil, almak olduğunu belirtti.