KAMUSAM Başkanı Furkan Ali Çiftçioğlu, bu çalışmanın “Kamu Çalışanları için İnsani Yaşam Endeksi” başlığıyla yürütüleceğini duyurdu.

Çalışmanın amacı, kamu çalışanlarının yalnızca ekonomik açıdan değil; sosyal, kültürel, psikolojik ve toplumsal yönlerden de hangi yaşam koşulları içinde olduklarını ortaya koymak. Uzun süredir kamu görevlilerinin yaşam düzeylerini ölçmede kullanılan geleneksel göstergelerin yetersizliğine dikkat çeken Çiftçioğlu, bu endeksin yeni bir bakış açısı sunduğunu ifade etti.

Açlık ve Yoksulluk Sınırlarının Ötesine Geçmek

Mevcut ölçütlerin çoğu, kamu çalışanlarının yaşamını “açlık sınırı” ya da “yoksulluk sınırı” gibi sınırlayıcı kalıplar üzerinden tanımlamaya çalışıyor. Oysa bu göstergeler, bir insanın hayat kalitesini tüm yönleriyle açıklamakta yetersiz kalıyor. İnsani yaşam; yalnızca hayatta kalmayı değil, aynı zamanda güvenli, onurlu ve umutlu bir yaşam sürmeyi de kapsar.

Çiftçioğlu, bu yaklaşımla hazırlanan İnsani Yaşam Endeksi’nin kamu çalışanlarına dair yanlış algıları değiştireceğine ve daha bütüncül bir bakış açısı kazandıracağına inanıyor. Bu yeni kavramsal çerçeve, kamu hizmeti yürüten bireylerin sadece geçimini sağlayıp sağlamadığına değil, aynı zamanda hayattan ne kadar memnun olduklarına da odaklanıyor.

Gfhgjhf

Yaşam Kalitesini Çok Boyutlu Değerlendirme

İnsani Yaşam Endeksi, kamu çalışanlarının hayatını birkaç ekonomik veriyle değil, çok sayıda somut ve niteliksel göstergeyle analiz ediyor. Gelir durumu, barınma koşulları, ulaşım erişimi, zorunlu harcamalar, eğitim giderleri, sosyal yaşama katılım, kişisel gelişim olanakları ve tasarruf kapasitesi gibi başlıklar üzerinden kapsamlı bir veri seti oluşturuluyor.

Bu göstergeler yalnızca bugünkü ekonomik gerçekliği değil, kamu çalışanlarının yaşamla kurdukları ilişkiyi, sosyal bağlarını ve geleceğe dair beklentilerini de yansıtmayı hedefliyor. Böylece kamu görevlilerinin sadece maddi geçim durumları değil, aynı zamanda ruhsal, sosyal ve kültürel iyilik halleri de ölçülebilir hâle getiriliyor.

Anketle Gerçek Verilere Ulaşılacak

Araştırma kapsamında geliştirilen 25 soruluk anket formu, kamu çalışanlarının yaşam gerçekliğini en ince detayına kadar anlamaya yönelik olarak tasarlandı. Anket, katılımcının demografik bilgileriyle başlıyor: hizmet süresi, medeni durumu, cinsiyeti, yaşadığı şehrin büyüklüğü, çocuk sayısı ve eşin çalışma durumu gibi bilgiler toplanıyor.

Ardından bireysel net gelir ve toplam hane geliri gibi ekonomik göstergeler sorgulanıyor. Ev sahibi olup olmadıkları, lojman kullanımı, kira giderleri, ulaşım masrafları, temel yaşam harcamaları (gıda, temizlik, elektrik, iletişim vb.), çocukların okul türüne göre yıllık eğitim harcamaları gibi konular da detaylı biçimde analiz ediliyor. Ayrıca kültür-sanat etkinliklerine katılım, tatil yapma imkânı, tasarruf edebilme kapasitesi ve acil durumlara hazırlık gibi göstergelerle kamu çalışanlarının ekonomik dayanıklılığı ölçülüyor.

Endeksin Alt Başlıkları Neler?

İnsani Yaşam Endeksi, altı ana başlıktan oluşan çok katmanlı bir yapıya sahip:

  • Gelir-Gider Dengesi: Aylık gelirlerin temel ihtiyaçları karşılayıp karşılamadığı, beklenmeyen harcamalara karşı ekonomik esneklik durumu.

  • Barınma Koşulları: Kira yükü, lojman erişimi, ev sahibi olup olmama, barınma güvencesi.

  • Ulaşım Erişimi: Ulaşım araçlarına sahiplik, toplu taşıma kullanımı, ulaşım harcamalarının genel giderlere oranı.

  • Sosyal ve Kültürel Katılım: Tiyatro, sinema, konser, spor ve benzeri etkinliklere katılım sıklığı, tatil yapabilme kapasitesi.

  • Tasarruf ve Güvence: Acil durum fonları, tasarruf düzeyi, geleceğe yönelik mali planlama yapabilme durumu.

  • Kişisel Gelişim ve Umut: Eğitim kursları, hobi faaliyetleri, bireysel gelişim alanlarına erişim, hayata dair umut düzeyi.

Bu alt endeksler sayesinde kamu çalışanlarının yaşamlarındaki risk faktörleri, fırsat alanları ve mevcut engeller ölçülebilir hale geliyor. Aynı zamanda, sosyal politika yapıcılar için somut ve karşılaştırılabilir bir veri zemini oluşturulmuş oluyor.

Kamu Çalışanlarının Sesi Bilimsel Verilerle Güçleniyor

Kamu çalışanlarının yalnızca maaş bordroları üzerinden değerlendirilmesi, onların yaşam gerçekliğini görünmez kılıyor. Oysa bu insanlar aynı zamanda anne-baba, eş, komşu, vatandaş ve birey olarak toplumun aktif bir parçası. Yaşamlarının yalnızca ekonomik değil, sosyal ve psikolojik boyutlarının da hesaba katılması gerekiyor.

Bu nedenle KAMUSAM’ın başlattığı çalışma, kamu çalışanlarının “insanca yaşam” taleplerine bilimsel dayanak sunmayı hedefliyor. Giderek ağırlaşan geçim sıkıntısı, sosyal hayattan dışlanma, kültürel yaşama erişememe gibi sorunların yalnızca bireysel değil, yapısal olduğuna dikkat çekiliyor.

Sosyal Devletin Gereği: Onurlu Bir Yaşam Hakkı

İnsani Yaşam Endeksi yalnızca veri toplamakla kalmıyor, aynı zamanda sosyal devlet anlayışının yeniden tanımlanmasına da katkı sunuyor. Çünkü kamu çalışanlarının onurlu bir yaşam sürmesi yalnızca anayasal bir hak değil; toplumsal barış, adalet ve kamu hizmetlerinin kalıcılığı açısından da zorunluluktur.

Bu çalışma ile kamu çalışanlarının sesi daha gür çıkacak. Sadece açlık ve yoksulluk gibi negatif dışsallıklarla değil; kültürel erişim, sosyal katılım ve kişisel gelişim gibi pozitif yaşam göstergeleriyle konuşacağız. Çünkü insanca yaşamak, lüks değil; evrensel bir haktır.

Katılım Çağrısı: “Sesinizi Duyurun”

Kamu çalışanları, bu ankete katılarak hem kendi seslerini duyurabilir hem de bu önemli çalışmanın güvenilirliğine katkı sunabilirler. Anketten elde edilecek veriler, kamu politikalarının yeniden şekillenmesinde referans niteliği taşıyacak. Gerçek tabloyu ancak birlikte çizebiliriz.