İki buçuk yılı geride bırakan mevcut kabine için, kulislerde üç bakanın değişeceği “kesin” gözüyle bakılıyor.
“İki Seçim Arasının Yarısı Aşıldı, Değişim Zamanı”
Gazeteci Sedat Bozkurt, kabinedeki değişim beklentilerine dair kulis bilgisini şu sözlerle aktardı:
“Bakanların biri hariç hepsi görevde iki buçuk yılı doldurdu. Yani iki seçim arası tamamlanmış oldu. Bu, Erdoğan’ın geçmişte de sıklıkla kullandığı bir revizyon sürecinin habercisi olabilir.”
Teşkilatta Operasyon, Kabinede Sır Perdesi
Bozkurt’a göre, AK Parti teşkilatlarında başlatılan görev değişiklikleri, kabineye de yansıyabilir. Bu tür adımların, Erdoğan’ın “dinamizm yaratma” yöntemi olduğu ifade edilirken, değişimin hangi bakanları kapsayacağı hâlâ gizemini koruyor.
“Hatta Özel Kalem Müdürü Hasan Doğan’ın bile detaylardan haberdar olmadığı söyleniyor” ifadesi dikkat çekiyor.
Değişmesine Kesin Gözle Bakılan Üç İsim
Kulislerde adı geçen ve değişmesine neredeyse “kesin” gözüyle bakılan üç bakan:
-
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş
-
Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı
-
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan
Koltuğu Sağlam Görülen Bakanlar
Bozkurt’a göre bazı bakanların değişmesi ise “çok düşük ihtimal” hatta “imkânsız” olarak değerlendiriliyor. İşte değişmeyeceği düşünülen o isimler:
-
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek
-
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan
-
Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler
-
Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy
-
Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin
Yerlikaya ve Tunç da Masada mı?
İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya ve Adalet Bakanı Yılmaz Tunç için de kulislerde “değişebilir” yorumları yapılıyor. Bozkurt’a göre Yerlikaya'nın, MHP ile yaşadığı gerilim ve bekleyen valiler kararnamesi, görev değişikliğini olası kılıyor.
Aynı şekilde MHP’nin yargı politikaları üzerindeki baskısının da Adalet Bakanı için risk yarattığı ifade ediliyor.
Yeni Bakanlar Meclis Dışından Gelebilir
Bozkurt’un dikkat çektiği bir diğer önemli nokta ise şu:
Yeni kabinede yer alacak isimlerin, büyük ihtimalle TBMM dışından seçileceği öngörülüyor. Nedeni ise Erdoğan’ın Meclis’teki sayı avantajını koruma isteği. Bu durum, erken seçim kararı ya da anayasa değişikliği gibi kritik süreçlerde belirleyici olabilir.




