Yüksek Mahkeme, somut bir gerekçe olmaksızın izin talebini reddeden amirin manevi tazminatla sorumlu tutulabileceğine hükmetti. Bu karar, kamu kurumlarında çalışan binlerce memur için emsal niteliği taşıyor.
Yıllık İzin, Anayasal ve Yasal Bir Hak
657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 103. maddesi, kamu görevlilerine yıllık izin hakkı tanıyor. Ancak uygulamada bazı amirlerin, “hizmetin gereği” gibi soyut gerekçelerle memurun izin talebini reddettiği görülüyor. Danıştay ve Kamu Denetçiliği Kurumu (KDK) kararlarına göre bu tür retler açıkça hukuka aykırı.
Manevi Tazminat ve Rücu Hakkı Gündemde
Karara göre, bir kamu görevlisinin yıllık iznini haklı gerekçe olmadan engelleyen yönetici, memurun psikolojik zarar gördüğü gerekçesiyle manevi tazminat ödemeye mahkûm edilebilir. Üstelik bu tazminatı ödemek zorunda kalan kamu kurumu, ilgili amire rücu ederek zararın karşılanmasını isteyebilir.
Amirler Ne Yapmalı?
Danıştay kararında amirlere düşen sorumluluklar da net biçimde sıralanıyor:
-
İzin reddi somut ve ölçülü gerekçelere dayanmalı
-
Aynı birimde görev yapan personel arasında eşitlik ilkesi gözetilmeli
-
Eski yıllara ait izinlerin yanmasına izin verilmemeli
Bu yükümlülükler yerine getirilmediği takdirde, yöneticiler hem idari hem de mali sorumluluk taşıyacak.
Memurlar Hakkını Nasıl Arayabilir?
İzin hakkı keyfi biçimde engellenen kamu çalışanları için başvuru yolları açık:
-
Kurum içi yazılı başvuru ile süreç başlatılabilir
-
Olumsuz yanıt alınması durumunda Kamu Denetçiliği Kurumu’na (KDK) şikâyette bulunulabilir
-
Gerekirse İdare Mahkemesi’ne dava açılabilir
-
Haklı bulunan durumlarda tazminat davası ve rücu süreci işletilebilir
Takdir Yetkisi Sınırsız Değil
Danıştay’ın bu kararıyla birlikte netleşen mesaj şu: Amirlerin takdir yetkisi sınırsız değildir. Dinlenme hakkı, yalnızca iş yüküne göre değil, aynı zamanda çalışan sağlığı ve insan onuruyla da ilgilidir.
Her yıl düzenli şekilde kullanılmayan izinlerin zamanla yanması, hem çalışan haklarının ihlali hem de yönetimsel sorumsuzluk anlamına geliyor.
Özetle:
Keyfi izin engellemeleri yalnızca personeli değil, kurumu da sorumluluk altına sokar. Yıllık izin bir lütuf değil, anayasal bir haktır.





