Dr. Devrim Demirel, insan odaklı bir yaşam tarzına sahip olduğunu belirterek, "Bugün Cumhuriyet Halk Partisi'nden meclis üyesi aday adaylığına başvurdum ama en önemli aidiyetim Türkiye Cumhuriyeti'ne, Türkiye'nin insanlarına, dünyanın insanlarına dır. İnsanlara dokunabilmek, o meşhur hikayedeki deniz yıldızlarını birer birer çevirebilmek için bu bir yolsa, şimdi buradayız" dedi.

40 yılı aşkın bir süredir hekim olarak insanların hayatlarına dokunan Dr. Demirel, şimdi de karar alıcılar arasında yer alarak insanların hayatına dokunmayı hedeflediğini ifade etti. Özellikle yurt dışında yaşlılıkla ilgili yüksek düzeyde felsefi ve sosyolojik çalışmaların bulunduğunu belirten Demirel, "Ben de yaşlılık konusunda, İzmir'de pratikte, işe yarar bir şeyler ortaya koymak istiyorum. Bunu bir sorumluluk olarak görüyorum. Bu nedenle meclis üyeliğine aday olmayı tercih ettim" şeklinde konuştu.

Dr. Devrim Demirel, aday adaylığı sürecinde Engelli ve Yaşlı Köyü projesini ön plana çıkararak, toplumsal sorumluluklarını yerine getirmek adına atılacak adımları vurguladı

Yaşlılara ulaşmak için aday oldu!

Başhekimlik sürecinde İzmir'in gittikçe yaşlandığını fark ettiğini belirten Demirel, "Evden çıkamayan, ilgi ve bakım bekleyen binlerce insan var. Ben de yaşım itibariyle hızla onlara yaklaşıyorum" dedi. Belediyelerin bu duruma yeterli ilgiyi göstermediğini ifade eden Demirel, "Belediyeler yalnızca alt yapı, yol çalışması düşünüyor. Oysa bu konuya da en az onlar kadar yatırım yapmak gerekir. Fakat özellikle çevre belediyelerin ellerinde imkanları olmasına rağmen buna yeterince ilgi göstermediklerini gördüm. Ben, Konak Belediyesi ve İzmir Büyükşehir Belediyesi'ni (İzBB) bu konuda daha doğru etkilemek, eldeki imkânlarla yapılabilecekleri göstermek, o insanlara bir şekilde ulaşabilmek için meclis üyesi aday adayı oldum" diye konuştu.

Buca'da bulunan ve İzBB'ye ait olan huzurevinde çoğunlukla sağlıklı yaşlıların bulunduğuna değinen Demirel,  "Orada çok güzel etkinlikler yapılıyor ama bu huzurevini ağır bakıma çevirirsek, bir yandan evlerdeki yatalak hastalara bakmak zorunda kalan kişilerin, -ki bunlar genellikle kadınlar oluyor- ekonomik ve sosyal hayatın içinde aktif bir şekilde yer almalarını sağlarken bir yandan da ağır bakım merkezine gerekli personelin istihdam edilmesiyle sağlık emekçilerinin de istihdamını genişletebiliriz" dedi.  Demirel, "Belediyenin bu tarz sosyal konulara daha çok eğilmesini istemek ve aslında gürültü çıkarmak için mecliste aday olmaya karar verdim" ifadelerini kullandı.

Başhekimlikten meclis üyeliğine

Daha önce aktif olarak siyasetin içinde bulunmadığını belirten Demirel, "Fakat bütün hayatım boyunca halkçı, toplumcu, sol ve sosyalist kenarda durdum. Bunca yıl herhangi bir siyasi partiye tabii olmasak bile yolun ne tarafında olduğumuzu herkes bildi" dedi. Başhekimliğini bırakıp meclis adaylığı için aday olmasına insanların nasıl tepki verdiğine değinen Demirel, "Hastane çalışanlarının bir kısmı çok üzüldü, bir kısmı ise çok sevindi. Hastalarımsa çok üzüldü, 40 yıldır tedavi ettiğim, ameliyatına girdiğim birçok hasta var, onlar hekimliğimin kesintiye uğrayacağını bilmelerinden çok üzüldüler. Bazı insanlar deneyimlerimi bildikleri için toplumun bundan bir şey kazanacağını düşünerek sevindiler. Ben de henüz bilmiyorum yaşayıp göreceğim, benim için de yeni bir deneyim olacak" diye konuştu.

"Ağır bakım merkezine ihtiyacımız var"

Konak Belediyesi Meclis Üyesi olması hâlinde gerçekleştirmek istediği projelere değinen Demirel,  "En büyük projem, Belediyeyi bu yönde sevk edebilirsem, Buca Huzurevi'ni tamamen ağır bakım merkezine çevirmek ve belediyenin hızla Buca'dakine benzer birkaç huzurevi daha açmasını sağlamak" dedi. Öte yandan Eşrefpaşa Hastanesi olarak,  Engelli Ağız Diş Sağlığı Merkezi'nin çalışmalarına devam ettiklerini belirten Demirel, engelli insanların ağız ve diş tedavilerinin oldukça zor olduğunu ifade ederek, "Gerekli durumlarda hafta sonu bile çalışabilen bir Engelli Ağız Diş Sağlığı Merkezi'ni hayata geçirmek de en büyük hayallerimden biri" diye konuştu.

İzmir'de Engelli ve Yaşlı Köyü

Yaşlı bakımında İzmir ve Türkiye'nin sistemli bir çalışması olmadığını vurgulayan Demirel, "İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin kendi hastanesi olması büyük bir şans. Belki ileride hastane tamamen engellilerin ve yaşlıların bakımının yapıldığı özel bir hastaneye çevrilebilir" dedi. Yurt dışında engelli köylerinin bulunduğuna değinen Demirel, "Engelli çocukların anne ve babalarını kaybettiklerinde, barınma, beslenme, eğitim, sağlık gibi tüm ihtiyaçlarının her şekilde karşılandığı bir köy İzmir'de de neden olmasın ki? Şehir merkezine ulaşımın da rahat olduğu bir bölgede, 15-20 bin engelli ve yaşlının birlikte yaşadığı, içinde hastanesi, okulu, kafesi vb. olan bir köy neden kurmayalım ki? Benim böyle bir hayalim var" ifadelerini kullandı. Bu projenin engelli ve yaşlıları toplumdan dışlamayacağının da altını çizen Demirel, "Yurt dışındaki örneklerinde, vatandaşlar alışveriş için engelli köyüne gidiyorlar. Diğer yurttaşlarla bağları kopmuyor. Ama bu köylerin en önemli özelliği şu; engelli bireylerin ebeveynleri, kendileri öldükten sonra çocuklarına ne olacağının kaygısı içinde yaşıyor. Bu kaygıyı bertaraf edecek başka bir öneri henüz ortaya atılmadı. Bu köylerin amacı engelli ve bakıma ihtiyaç duyan yaşlıları toplumdan dışlamak değil, güvenli bir şekilde yaşamlarının devam etmesini sağlamak. İzole olmamaları için de, bir takım çalışmalarla toplumu o köylere götürmek gerek. Bu köylerin önümüzdeki 50 yıl içinde en ciddi ihtiyaçlarımızdan biri olacağını düşünüyorum" dedi.

112 Acil Sağlık Hizmetleri Çalışanları Sorunlarını Dile Getirdi: "Kötü Çalışma Koşulları Derhal İyileştirilmeli!" 112 Acil Sağlık Hizmetleri Çalışanları Sorunlarını Dile Getirdi: "Kötü Çalışma Koşulları Derhal İyileştirilmeli!"

"Her kesimle ilgilenmek boynumuzun borcu"

Hekim olduğu için öncelikli projelerinin insan ve toplum sağlığı ile ilgili olacağını belirten Demirel, "Fakat çocuklarla, kadınlarla, toplumun ilgiye ihtiyaç duyan her grubuyla ilgili çalışmalar yapacağım. Özellikle ülkemizin çok ciddi bir sorunu olan mülteci sorununu, ötekileştirmeden, düşmanlaştırmadan daha da içinden algılamaya çalışacağım. Çünkü mülteciler artık işçi sınıfının paryası konumunda. Bu nedenle daha yakından anlamaya çalışır bir konumda olmalıyız" diye konuştu.  Yıllardır Eşrefpaşa Hastanesi'nde görev yapması nedeniyle, Tepecik ve çevresinde yaşayan insanlarla oldukça etkileşimde olduklarını ifade eden Demirel, "Hastanenin ilk kuruluş amacı genelevdekilere yardım etmek. Genelev hâlâ ülkemizin, mahallemizin ve semtlerimizin bir gerçeği. 1908'de yapılmış olmasına rağmen içinde bir tane tescilli bina yok.  Anlaşılan o ki bizim mimarlarımızdan hiçbirisi resmi görevle kapıdan içeri girip bakmamışlar. Öte yandan İzmir'in yoksul kesimlerinin yaşadığı Tepecik ve çevresinde de ciddi sorunlar var. Orayla da ilgilenmek boynumuzun borcu" açıklamalarında bulundu.