Maalesef, hiçbir memur sendikası benzer bir adım atmadığı gibi özelikle bu dönemde bazı sağlık sendikaları yöneticileri sendikadan alacakları refah payı parası yüzünden birbirine girdiklerini biliyoruz. 

Hizmet İş Sendikası'nın bu örnek davranışı, işçi sendikalarının sosyal sorumluluk anlayışına verdiği önemi gösterirken Memur sendikalarının üyelerine olan bakışını da gözler önüne sermiştir. 

Hak-İş Konfederasyonu Genel Başkanı Mahmut Arslan, geçtiğimiz Şubat ayında yaptığı açıklamada, deprem bölgesindeki sendika üyelerine nakit yardımı yapılması kararı aldıklarını duyurmuştu.

Bu sosyal sorumluluk projesi kapsamında, Kahramanmaraş, Adana, Adıyaman, Diyarbakır, Gaziantep, Hatay, Kilis, Malatya, Osmaniye ve Şanlıurfa'daki üyelere her biri için 2 bin 500 TL olmak üzere toplamda 100 milyon TL'lik afet yardım desteği sağladı. Ayrıca, sendika deprem bölgesinde kullanılmak üzere AFAD'a ve Kızılay'a bağışta bulunmuştu.

Arslan ayrıca, depremden etkilenen üyelerin kayıplarının tespiti için "Hizmet İş Afet Destek Platformu" kurulmasını kararlaştırdıklarını belirtmişti. Özçelik-İş Sendikası Genel Başkanı Yunus Değirmenci de aynı dönemde Kahramanmaraş merkezli depremlerden etkilenen illerdeki 7 bin üyesine toplamda 15 milyon liraya yakın nakdi destek sağlayacaklarını açıkladı.

Hizmet İş Sendikası'nın aldığı kararın örnek oluşturduğu gerçeği sonrasında memur sendikalarının benzer bir adım adım atıp atmayacağı merak konusu oldu.

Memur Sen'in 1 milyon, Kamu Sen'in 526 bin ve KESK'in 150 bin üyesi bulunmasına rağmen herhangi bir nakit yardımı kararı alınmadı. Konfederasyonlar sadece AFAD'a bağışta bulunma kararı aldı.

Bu durum işçi ve memur sendikalarının yardım anlayışındaki farklılıkları bir kez daha ortaya koydu.