Video konferans yoluyla genel kurula hitap eden Atalay, toplu sözleşme süreci, gelir adaletsizliği ve emekçilerin karşı karşıya kaldığı ağır koşullara dikkat çekti.
"Toplu Sözleşme Görüşmeleri Sürüyor, Hâlâ Teklif Yok"
600 bin kamu işçisini ilgilendiren toplu iş sözleşmesi müzakerelerinin 6 aydır sürdüğünü vurgulayan Atalay, hükümetten hâlâ resmi bir teklif gelmemesini eleştirdi. “Ekonomik koşullar bu kadar ağırlaşmışken işçinin beklentisini görmezden gelmek, sosyal adaletten uzak bir yaklaşımdır” dedi.
“Krizlerin Bedelini Yine Emekçiler Ödüyor”
Konuşmasında küresel krizlere de değinen Atalay, pandemiden savaşlara, yüksek enflasyondan siyasi belirsizliklere kadar birçok etkenin faturasının yine dar gelirli kesimlere çıkarıldığını söyledi. “İşçiler, memurlar, emekliler bu yükün altında eziliyor. Güçlü sosyal koruma sistemleri artık bir tercih değil, zorunluluk” diye konuştu.
“İşçiye Düşük Ücret, Şirkete Rekor Kâr”
ILO raporlarına da atıf yapan Atalay, genç işsizliğin, gelir eşitsizliğinin ve güvencesiz çalışmanın dünya genelinde alarm verdiğini belirtti. “Bir yanda şirketler rekor kârlar açıklıyor, öte yanda çalışanlar geçinebilmek için fazla mesaiye mahkûm oluyor. Bu tablo sürdürülebilir değil” dedi.
“Asgari Ücret Sefalet Ücretine Döndü”
Atalay, Türkiye dahil birçok ülkede asgari ücretin artık temel yaşam ihtiyaçlarını karşılamaktan uzaklaştığını belirterek, “Hayat pahalılığı artarken ücretler yerinde sayıyor. İşçiler sadece geçinmeye değil, yaşamaya da çalışıyor. Bu düzen değişmeli” ifadelerini kullandı.
“Kayıt Dışı Çalışmaya ve Taşerona Son Verilmeli”
Dünyada her beş çalışandan birinin kayıt dışı çalıştırıldığını belirten Atalay, bunun hem sosyal güvenliği hem sendikalaşmayı zayıflattığını söyledi. “Kayıt dışı istihdam, kadınlar, gençler ve göçmenler için daha adil bir iş ortamını da engelliyor” dedi.
“Örgütlenme Hakkı Engel Tanımamalı”
Sendikalaşma özgürlüğüne yönelik baskıların da altını çizen Atalay, “Sendikalar birçok ülkede tehdit, işten çıkarma ve yasal engellerle mücadele ediyor. Türkiye’de de grev hakkı, hakem kurulu yapısı ve toplu sözleşme mekanizmaları yeniden değerlendirilmeli” çağrısında bulundu.
“İş Güvenliği Lüks Değil, Temel Hak”
Her yıl binlerce işçinin iş kazaları ve meslek hastalıkları nedeniyle yaşamını yitirdiğini hatırlatan Atalay, “Güvenli bir çalışma ortamı herkesin hakkı. Bunu sağlamak sadece işçinin değil, işverenin ve devletin de sorumluluğudur” dedi.
“Filistin İçin Sessiz Kalınmasın”
Konuşmasının sonunda Filistin’de yaşanan sivil katliamlara da değinen Atalay, uluslararası topluma çağrıda bulundu: “Bombalanan okullar, hastaneler, evler vicdanları kanatıyor. Filistinli çocukların, annelerin çığlığı artık duyulmalı. Katliamlar derhal durdurulmalı.”
