Muhammed Pınar, 3 yıl önce rahatsızlık nedeniyle başvurduğu bir hastanede 'zona' teşhisi almıştı. Yapılan tetkikler sırasında beyin kitlesi tespit edilen Pınar, 3 yıl boyunca düzenli takipler sonucunda kitlenin büyüdüğü bilgisini aldı. Doktorlar, tümörün alınması için ameliyatın gerekliliğini vurguladı.

Ailesiyle birlikte Eskişehir'deki özel bir hastaneye başvuran Muhammed Pınar, 18 Kasım'da doktor M.K.T. tarafından ameliyat edildi. Ancak operasyonun ardından durumu kötüleşen Pınar, yoğun bakıma alındı. Sağlık durumu daha da kötüleşince Pınar, 20 ve 22 Kasım'da iki kez daha ameliyat geçirdi. Ancak tüm müdahalelere rağmen genç mühendis, 8 Aralık'ta yaşamını yitirdi.

SUÇ DUYURUSUNDA BULUNULDU

Pınar'ın ailesi, ihmal iddiasıyla doktor M.K.T. hakkında Eskişehir Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyurusunda bulundu.

Soruşturma kapsamında doktor M.K.T.'nin de ifadesi alındı. Suç duyurusunun ardından Pınar'ın cenazesi, otopsi yapılmak üzere özel hastaneden Eskişehir Şehir Hastanesi morguna götürüldü. Otopsi sonrası Pınar'ın vücudundan alınan bulgular incelenmek ve kesin ölüm raporunun hazırlanması için Ankara Adli Tıp Kurumu Başkanlığı'na gönderildi.

"AMELİYATIN ÇOK İYİ GEÇTİĞİNİ SÖYLEDİ"

Özel hastane doktorunun ihmali olduğunu öne süren Muhammed Pınar'ın ablası Emine Pınar Özdağ (31), suç duyurusunda bulunduklarını söyledi. Ameliyat öncesi doktorun ölüm riskini yüzde 1 olarak anlattığını belirten Özdağ, "Benim düşüncem, ailemin düşüncesi; bir ihmalin olduğunu düşünüyoruz. Kendi fikrimiz bu. Ameliyat öncesi yapılan tetkiklerin yeterli düzeyde olmadığını ya da sonrasında gelişecek komplikasyonların öngörülmediğini düşünüyoruz. Çünkü her süreçte yanındaydım. Bize ameliyat riskinin doktor tarafından yüzde 1 olduğu iletildi. Aslında bu yolda yürürken bile taşıdığımız bir oran. Çok ikna edici olduğu için haliyle, bizde çok güven duyduk.

Bize ameliyatın 4,5 saat süreceğini söyledi, ameliyat 2 saat 31 dakika sürdü ve ameliyat sonrasında bana ameliyatın çok iyi geçtiğini ve tümörün tamamını temizlediğini söyledi. Ancak raporlarda bu işin böyle olmadığı ortaya çıktı. Üst üste 3 kez operasyon geçirdi. Yargıdan şu yönde bir karar bekliyorum, biz gerçekten inandık, bize risk çok basit düzeyde geldi. Hani bir başkasının bu kadar kolay umutlarını yeşertip, çok kolay bir şekilde bu operasyonu geçirmesini göze almak istemiyoruz. Hani bunların tamamının değerlendirilmesi gerekiyor diye düşünüyorum ve komplikasyonların hekimler tarafından açıkça beyan edilmesi gerektiğini düşünüyorum" dedi.

İl Sağlık Müdürü ve Başhekimden Hastane Ziyareti İl Sağlık Müdürü ve Başhekimden Hastane Ziyareti

"HER GEÇEN GÜN KÖTÜYE GİTTİ"

Pınar'ın eniştesi Niyazi Özdağ (33) da doktor ihmali olduğunu öne sürerek şunları söyledi:

"Doktorun bize söyledikleri ile ameliyattan sonra gelişenlerin arasında çok büyük bir fark vardı. Muhammed'e hiçbir zaman tetkik yapmadı. Sadece kan alarak ameliyata aldı. Ameliyattan sonra her geçen gün boyunca kötüye gitti. Zaten ilk ameliyata girer girmez bize, 'Tümörü temizledim' demişti. Ama 3'üncü ameliyattan sonra tümörün tamamını temizlediğini öğrendik. Belgelerde de her şey var zaten. Doktorun bir dediği ile başka bir dediği tutmadı. Bize hep, 'Ameliyat şöyle geçti, böyle geçti' denildi. Kötüye giden hiçbir şey söylemedi. Ameliyatın ne kadar başarısız olduğunu, tümörün ilk ameliyatta temizlenmediğini bunların hiçbirinden bize bahsetmedi ve Muhammed'i kaybettik."