Toplu sözleşme sürecine dair görüşlerini paylaşan Bozgeyik, Türkiye'nin uluslararası çalışma standartlarına aykırı bir toplu sözleşme düzenlemesi yürüttüğünü ifade ederek, "Grev hakkının tanınmadığı bir toplu sözleşme anlaşması bulunuyor. Bu sözleşme, 6 milyon kamu emekçisini ve ailelerini etkiliyor, yani toplamda 20 milyon insanı ilgilendiriyor.
Ancak temsil konusunda ciddi sıkıntılar yaşanıyor. Müzakerelerde işveren heyeti çoğunlukta bulunuyor. Bu kadar büyük bir kesimi temsil ederken sadece Memur-Sen ile görüşme yapmak, demokratik bir anlayışa uymuyor. Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) bu konuda defalarca Çalışma Bakanlığını uyardı ancak bir gelişme yaşanmadı. Kadınlara yönelik şiddet ve mobbinge karşı da somut adımlar atılmadı. Kamu çalışanlarının yüzde 50'si kadın olmasına rağmen, kadınların talepleri görmezden geliniyor."
KESK Eş Başkanı Mehmet Bozgeyik'e eşlik eden Eğitim Sen Merkez Yürütme Kurulu Üyesi Arzunur Şimşek, aynı programda yer aldı. Toplu sözleşme sürecinin önemine vurgu yapan Şimşek, kadınların haklarının gözetilmediği bir anlaşmanın kabul edilemez olduğunu dile getirdi.
Bu Yer Diğer Taleplerin Görüşüleceği Yer Değil !
1 Ağustos'taki toplu sözleşme sürecine baktığımızda, masada sadece eş genel başkanın bulunduğunu görüyoruz. Bu durum, kadın emekçilerin sesinin yeterince duyulmadığına işaret ediyor. Kadınların sorunları için ayrı bir masada, kadın yöneticilerin oluşturacağı bir heyetle görüşme gerekliliği vurgulanıyor. 1 Ağustos'taki görüşmelerde İstanbul Sözleşmesi'ne geri dönülmesi talebi dile getirildi. Ancak Memur ve Kamu Sen temsilcileri ile Çalışma Bakanı, bu talebin görüşme masasında yeri olmadığını belirterek, "Bu yer diğer taleplerin görüşüleceği yer değil" dedi. Görüşmeler sırasında sadece ekonomik talepler ele alındı.