Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in açıkladığı program doğrultusunda, zam oranının enflasyon hedeflerine uyumlu bir şekilde şekillenmesi bekleniyor. Ancak bu yaklaşım, milyonlarca çalışan için yetersiz bir zam oranı ihtimalini de beraberinde getiriyor.

Hedef Enflasyon ve Zam Planı

Asgari Ücret Tespit Komisyonu, Aralık ayında toplanarak 2025 yılı için geçerli olacak zam oranını belirleyecek. Şu anki tartışmalar, yüzde 25 oranında yoğunlaşıyor. Hükümetin açıkladığı Orta Vadeli Program (OVP) kapsamında 2025 yılı enflasyon hedefi yüzde 17,5 olarak belirlenmişti. Ancak Merkez Bankası’nın son enflasyon raporunda bu hedef yüzde 21’e çıkarıldı. Zam oranının, bu tahminler doğrultusunda belirleneceği belirtilirken, hedefe dayalı bir yaklaşım, işçilerin ekonomik koşullarını göz ardı ettiği gerekçesiyle eleştiriliyor.

Merkez Bankası Tahminleri Neden Eleştiriliyor?

Merkez Bankası’nın geçmiş yıllardaki enflasyon tahminlerinin gerçekleşme oranı oldukça düşük. Örneğin, 2023 yılı için yapılan tahminler, yüzde 190 sapma oranıyla gerçekleşmişti. 2021 ve 2022’de de enflasyon hedeflerinde büyük sapmalar yaşandı. Eğer 2024 enflasyon hedefi doğrultusunda zam yapılmış olsaydı, bugün asgari ücret yalnızca 13 bin 537 TL olacak ve açlık sınırının dahi gerisinde kalacaktı.

Poliklinik Hizmetlerinde Yeni Düzenleme: Hâkim ve Savcılara Öncelik Poliklinik Hizmetlerinde Yeni Düzenleme: Hâkim ve Savcılara Öncelik

"Hedef enflasyonla uyumlu zam" formülü

Yüzde 25 zam oranıyla belirlenmesi beklenen asgari ücret, yalnızca 20 bin 572 TL seviyesinde olacak. Bu tutar, yoksulluk sınırının çok altında kalıyor. Üstelik gıda ve barınma maliyetlerindeki artış, çalışanların alım gücünü giderek düşürüyor. "Hedef enflasyonla uyumlu zam" formülü, geçmiş deneyimlere bakıldığında çalışanların reel gelirlerini artırmak bir yana, daha da düşürme riski taşıyor. Sendikalar ve uzmanlar, enflasyon tahminlerinin yanı sıra geçim şartlarının da dikkate alınması gerektiğini vurguluyor.

Sendikaların Sessizliği Tepki Çekiyor

Asgari ücret zammı tartışmalarında işçi sendikalarının sessiz kalması eleştirilerin odağı oldu. Üç büyük işçi konfederasyonu, şu ana kadar zam oranına ilişkin somut bir öneri sunmuş değil. Sadece birkaç sendika, zam taleplerini dile getirse de toplu bir tepki veya planlama görülmedi. İşverenlerin yoksulluk sınırının altında ücret teklifleriyle süreci yönetmeye çalışması, işçiler arasında büyük bir rahatsızlık yaratıyor.

Toplu İş Sözleşmeleri ve Asgari Ücret Beklentisi

Pek çok işyerinde toplu iş sözleşmeleri sürerken, asgari ücret zammı tartışmaları işçiler arasında huzursuzluk yaratıyor. Çalışanlar, sendikaların ve konfederasyonların güçlü bir duruş sergileyerek sürece müdahil olmasını bekliyor. Ancak şu ana kadar sendikalardan bu yönde net bir adım atılmadı.

Aralık Ayı Kritik Süreç

Çalışanlar, hükümetin belirleyeceği zam oranının, enflasyon hedefleri yerine geçim şartlarını ve reel ihtiyaçları gözetmesini talep ediyor. Bu süreçte sendikaların aktif bir rol alması, asgari ücretin yaşam standartlarını iyileştirecek bir seviyeye çekilmesi açısından hayati önem taşıyor. Ancak mevcut durum, çalışanların beklentilerini karşılamaktan uzak görünüyor.