Son dönemde işçi maaşları ile sağlık personeli maaşları arasındaki açılan makasa dikkat çeken Doğan, Çalışma Bakanı’na sağlık çalışanlarının bordrolarını sunduğunu belirterek, “Biz diplomamızın hakkını istiyoruz” dediğini aktardı.

Nöbet ücretleri ve teşvik ek ödemelerinin geç yatırılmasına yönelik şikâyetleri de gündeme taşıyan Doğan, bu durumun sağlık personelinin motivasyonunu olumsuz etkilediğini vurguladı. Hekimlerin ek göstergelerinin 7400’e çıkarılması gerektiğini savunan Doğan, sendika aidatlarının ise doğrudan üyelere hizmet için kullanıldığını ifade etti.

Sağlık-Sen Genel Başkanı Mahmut Faruk Doğan ile Röportaj Serisi Başlıyor
Sağlık-Sen Genel Başkanı Mahmut Faruk Doğan ile Röportaj Serisi Başlıyor
İçeriği Görüntüle

Ayrıca Sağlık Bakanlığında hizmetli kadrosunun tamamen kaldırılması gerektiğini söyleyen Doğan, sağlık personelinin haklı beklentilerinin takipçisi olacaklarını dile getirdi.

Soru: Son dönemde işçi maaşları ile sağlık personeli maaşları arasındaki fark giderek artıyor. Örneğin, Eylül ayında işçi maaşlarının ortalama 60.000 TL’ye yükseldiği, buna 30.000 TL ikramiye eklendiği, ayrıca geriye dönük alacaklarla birlikte toplamda yaklaşık 200.000 TL’ye ulaştığı görülüyor.

Çoğu zaman aynı odada, aynı işi yapan işçi arkadaşlarımız bu maaş farklarını gerekçe göstererek sağlık personeline “Okumasaydınız” şeklinde telkinlerde bulunuyor. Bu durum, özellikle pandemi döneminde olduğu gibi bayramlarda ve resmî tatillerde nöbet tutan fedakâr sağlık çalışanlarının motivasyonunu ciddi şekilde zedeliyor.

Siz bu haksızlık hakkında ne düşünüyorsunuz?

Doğan: Biz, muhataplarımızdan her zaman diplomanın hakkını talep ettik ve bugün de ısrarla talep etmeye devam ediyoruz.Çünkü o diplomalar sokakta alınmıyor. Sağlık personelinin emeğinin, yıllarca süren eğitim sürecinin, üniversite sınavını kazanmak için verdiği mücadelenin hakkını istiyoruz.

Örneğin, bir hekimin, hekim olabilmesi için yüksek dereceyle üniversite sınavını kazanması gerekiyor. Bu yıl Ankara Üniversitesi, hemşirelik bölümüne 80.000 sıralamayla öğrenci kabul etti. Bu bile mesleğin ne kadar değerli ve zor elde edildiğinin somut göstergesidir.

Açılan maaş makasıyla ilgili olarak maliye bürokrasisine, Çalışma Bakanına ve toplu sözleşme masasındaki tüm muhataplarımıza şunu açıkça ifade ettik: Özellikle Çalışma Bakanı’na bizzat söyledim; “Sayın Bakan, bakanlığınız bir kenara, siz bir profesörsünüz. Dirsek çürüterek akademisyen oldunuz. Yarın Bakanlığınız sona erdiğinde Hacettepe Üniversitesi’nde hoca olarak devam edeceksiniz. O zaman sizin mesai arkadaşlarınız da size ‘Bu diplomanın hakkını verdiniz mi?’ diye soracak.” Biz de işte tam olarak bunun için mücadele ediyoruz.”

Sağlık-Sen Genel Başkanı Mahmut Faruk Doğan ile Röportaj Serisi Başlıyor
Sağlık-Sen Genel Başkanı Mahmut Faruk Doğan ile Röportaj Serisi Başlıyor
İçeriği Görüntüle

“ŞU AZ ALIYOR BU ÇOK ALIYOR TARTIŞMASINA TARAF DEĞİLİZ”

Sağlık-Sen olarak, kimsenin “şu az alıyor, bu çok alıyor” tartışmasına taraf değiliz. Ancak özellikle sağlık hizmetleri sınıfında işçi statüsünde çalışanlarla aynı ortamı paylaşmamız nedeniyle iş barışının ciddi şekilde bozulduğunu görüyoruz. Eskiden sahada “işçi-memur” ayrımı yoktu. Herkes devlet memuruydu; maaş farklılıkları bu denli derin olmadığı için huzursuzluk yaşanmıyordu. Bugün ise devletin kendi eliyle özellikle hastanelerde bir adaletsizlik ortamı oluşmuş durumda.

Mahmut Faruk Dogan Saglik Personeli Haber Net 1

MAAŞ FARKLARINI ÇALIŞMA BAKANINA ÖRNEKLERLE ANLATTIM!

Bunu Çalışma Bakanı’na bizzat örneklerle anlattım. Aynı ambulansta çalışan üç paramedikten birinin işçi statüsünde şoför olarak görev yaptığını, diğer ikisinin ise esas işi yaparak hastaya müdahale ettiğini ifade ettim. Bu üç paramediğin bordrolarını da masaya koyarak aradaki uçurumu gösterdim. Aynı şekilde hastanede kayıt yapan bir memurun aldığı maaş ile işçi statüsündeki personelin aldığı maaş bordrolarını karşılaştırmalı olarak muhataplarımıza sundum. “Bu adaletsizlik iş barışını bozuyor” diyerek altını çizerek anlattım ve anlatmaya da devam edeceğim.

Mahmut Faruk Dogan Saglik Personeli Haber Net 2

“MECLİS AÇILDIĞINDA KAPI KAPI DOLŞACAK, BORDROLARI GÖSTERECEĞİZ”

Meclis açıldığında da bu mücadeleyi sürdüreceğiz. Kapı kapı dolaşarak, özellikle hekim kökenli milletvekilleri başta olmak üzere her birine bu bordroları göstereceğiz. Hekimin ve hemşirenin hakkını savunmaya devam edeceğiz. Sağlık-Sen önümüzdeki günlerde bu konuda yoğun kulis çalışmaları yapacak. Kimi zaman bu çalışmaları kamuoyu ile paylaşacağız, kimi zaman sessiz diplomasiyle sürdüreceğiz.

BAKAN MEMİŞOĞLU BİZE ÇOK BÜYÜK DESTEK VERDİ

Özellikle altını çizmek isterim ki, Sağlık Bakanımız Prof. Dr. Kemal Memişoğlu, toplu sözleşme görüşmeleri öncesinde hekimlerimiz ve hemşirelerimiz için bize en büyük desteği veren isim oldu.

“BAKAN MEMİŞOĞLU’NA İŞ BARIŞININ BOZULDUĞUNU SÖYLEDİM”

Toplu sözleşme görüşmelerinden önce, Sağlık Bakanımız Prof. Dr. Kemal Memişoğlu ile doğrudan görüşerek tüm taleplerimizi istişare ettik; bozulan iş barışını da kendisine açık biçimde ilettik. Sayın Bakan’ın konuya hâkim olduğunu gördük; ayrıca Maliye Bakanı ile de bizzat görüşme gerçekleştirdi.

Ahmet ÜNAL: 'Banka Promosyonu Pazarlık Değil, Kamu Kaynağıdır'
Ahmet ÜNAL: 'Banka Promosyonu Pazarlık Değil, Kamu Kaynağıdır'
İçeriği Görüntüle

Mahmut Faruk Dogan Saglik Personeli Haber Net 3

Toplu sözleşme masasında, Maliye Bakanlığı bürokratlarının da “diplomanın hakkının verilmesi” başlığında destek beyan ettiklerine tanık olduk. Sağlık Bakanı’nın bu süreçteki net desteğini açıkça gördüğümüzü belirtmek isteriz. Bununla birlikte, Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in ve hükümetin de yaşanan sorunu bütüncül biçimde ele alması gerektiğini vurguluyoruz. Aksi hâlde “İnsanlar neden çocuklarını okusun; neden hekim, neden hemşire olsun?” sorusu, toplum nezdinde giderek daha sık dile getirilecektir. Ne yazık ki Türkiye’de çoğu zaman “görüntü ile gürültü” ön plana çıkmaktadır.

Deprem sürecinde Halk Sağlığı Hizmetleri birimlerinde görev yapan ekiplerimizin çalışmaları sayesinde afet bölgesinde bulaşıcı hastalıklar yaşanmadı. Bu durum kendiliğinden ortaya çıkmadı; perde arkasında biyokimya uzmanları, akademisyenler ve sağlık personeli fedakârca görev yaptı, su sistemleri klorlandı, sayısız olağanüstü işlem yürütüldü. Ancak kamuoyu çoğu zaman bu görünmeyen emeği fark etmiyor; yalnızca “deprem bölgesinde bulaşıcı hastalık olmadı” sonucunu duyuyor. O sonucu mümkün kılanlar; sahada birebir görev yapan hekimler, hemşireler, ebeler ve kısaca tüm sağlık personelidir.

Koridorda paspasla temizlik yapan arkadaşımızın emeği nasıl kıymetliyse, yoğun bakımın görünmeyen kahramanlarının sunduğu hizmet de en az o kadar kıymetlidir. Bizler enfeksiyonlarla mücadele ediyoruz. Sağlık-Sen olarak bundan sonraki süreçte, bu fedakârlıkları ve olağanüstü hizmetleri, ilgili tüm muhataplara her seferinde somut verilerle ve detaylı biçimde anlatmaya devam edeceğiz.

“İŞÇİ SENDİKA TEMSİLCİLERİ GİBİ YAPMAZSAK ŞÖYLE OLUR DEMİYORUZ”

Bazı işçi sendikası temsilcilerinin “Biz şunu yapıyoruz, bunu yapıyoruz; yapmazsak şöyle olur” tarzı açıklamalarına atfen şunu ifade ediyoruz: Yoğun bakımda kaç hastanın hayata döndürüldüğünü reklam konusu yapamayız. Gece bir hasta fenalaştığında hangi tıbbi müdahalelerin yapıldığını manşetleştiremeyiz. Bizim faydamız, hasta şifa bulduğunda ortaya çıkar.

Bilkent Şehir Hastanesinde bir hemşire arkadaşımızla yaptığımız görüşmede, “Bugün bayram yapıyoruz” ifadesini kullandı. Nedeni, bir hastanın dördüncü basamak yoğun bakımdan üçüncü basamağa, oradan birinci basamağa, nihayetinde taburculuğa taşınan iyileşme süreciydi. Biz, bu hizmeti veren tüm meslektaşlarımızın hakkını savunuyoruz.

Mahmut Faruk Dogan Saglik Personeli Haber Net 4

“DEVLETİ MEMUR TEMSİL EDİYOR”

Karşımıza bir de şu argümanla çıkıyorlar: “İşçi sayısı az, memur sayısı çok.” Böyle bir şey olabilir mi? Devleti kim temsil ediyor? Devleti memur temsil ediyor. Hastanelerde görev yapan hekimler, hemşireler, tüm sağlık personeli devleti temsil edenlerdir. Ücret adaletsizliğindeki bu dengesizlik gerçekten çok büyük. Eğer bu durum böyle devam ederse sorun daha da büyüyecek ve iş barışı tamamen bozulacaktır.

Mahmut Faruk Dogan Saglik Personeli Haber Net 5

“TOPLU SÖZLEŞME SÜRECİNİ BUGÜN BİLE DEVAM ETTİRİYORUZ”

İş barışının bozulmaması için biz Sağlık-Sen olarak toplu sözleşme sürecini, bugün itibarıyla hâlâ devam eden bir mücadele olarak görüyoruz. Şu anda, bu saniyede dahi sahadaki hekimin, hemşirenin ve tüm sağlık profesyonellerinin hakkı için elimizden gelenin fazlasını yapmaya devam ediyoruz. Kısacası, o diplomanın hakkını mutlaka alacağız.

Israrla vurguluyorum: Diplomanın hakkını alacağız. Bu mücadeleyi sonuna kadar sürdüreceğiz. Bunun için ne gerekiyorsa yapılacak.

İŞÇİ MEMUR AYRIMI KALDIRILMALIDIR!

Aynı ambulansın içinde, aynı serviste görev yapan tüm çalışanların aynı statüde — yani memur statüsünde — değerlendirilmesi gerekiyor. “İşçi” veya “memur” ayrımı yapılmamalıdır. Geçmişte “sıtma işçileri” örneği vardı; sayıları azdı, ancak o dönemde bile “işçi şu kadar alıyor, memur bu kadar alıyor” tartışmaları yaşanıyordu.

Mahmut Faruk Dogan Saglik Personeli Haber Net 6

YILLARINI EĞİTİME VERMİŞ ARKADAŞLARIMIZA YAPILAN CANIMIZI ACITIYOR

Bugün ise hastanelerde işçi statüsündeki arkadaşlarımız yüksek ücretler alırken, yıllarını eğitime vermiş hekimlerin ve hemşirelerin düşük maaş ve düşük nöbet ücreti alması gerçekten canımızı acıtıyor.

TEKRAR ÇAĞRI YAPIYORUM: DİPLOMANIN HAKKINI VERİN

Bizim canımız nasıl yanıyorsa, hükümetin ve bakanlığın da bu konuda aynı hassasiyeti taşıması gerekir. Buradan bir kez daha çağrı yapıyoruz: Diplomanın hakkını verin. Sağlık-Sen olarak bu mücadeleyi sonuna kadar sürdüreceğiz. Haksızlığı ve adaletsizliği gidermek için üzerimize düşeni yapıyoruz, yapmaya da devam edeceğiz.

Soru: Sağlık personelinin nöbet ücretleri başta olmak üzere teşvik ek ödemelerinin geç yatırılması sonrası yaşanan mağduriyetlerle ilgili Sağlık-Sen olarak ne gibi girişimlerde bulundunuz?

TÜM ÖDEMELERİN AYIN 15'İNDE YATIRILMASI

Doğan: Sağlık Bakanlığı ile yaptığımız çeşitli görüşmelerde ve en son gerçekleştirilen KİK toplantılarında, sağlık personelinin aldığı ücretlerin ayın 15’inde yatırılması yönündeki talebimizi açıkça dile getirdik. Şu anda bazı illerimizde ödemeler ayın 15’inde yapılmaya başlamış durumda. Kısa süre içerisinde tüm illerde ödemelerin, sağlık personelinin maaşlarıyla birlikte aynı gün hesaplara yatması sağlanacak. Bakanlıktan bu konuda söz aldık ve süreç yakından takip edilmektedir.

Hekimlerimizin ve hemşirelerimizin ayın 15’inde ne kadar ödeme alacaklarını önceden bilmesi, örneğin kredi kartı borcunu ya da aylık planlamalarını net olarak yapabilmesi bizim için önemlidir. Tüm kalemlerin düzenli olarak ayın 15’inde yatırılması için gerekli adımlar atıldı ve biz de bu sürecin takipçisi olmaya devam edeceğiz.

HİZMETLİLERİN GİH'E GEÇİRİLMESİ


Soru: Hizmetli personelin Genel İdari Hizmetler Sınıfına geçirilmesi ile ilgili Toplu Sözleşmede bir kazanım çıkmadı. Hizmetliler ne zaman Genel İdare ya da Teknik Hizmetler sınıfına geçirilecek?

DOĞAN: Hizmetli arkadaşlarımızın yaşadığı bu sorunu, daha Şube Başkanlığım döneminden beri gündeme getiriyorum. Neden? Çünkü hizmetli kadrosundaki çalışanlarımız artık hizmetli işi yapmıyor. Ne yapıyorlar? Ayniyat biriminde, mutemetlik biriminde, satın alma biriminde çalışıyorlar. Yani genel idare hizmetleri sınıfındaki personelin işini yapıyorlar. Dolayısıyla yaptıkları işin karşılığını da almaları gerekiyor.

Mahmut Faruk Dogan Saglik Personeli Haber Net 7

HİZMETLİLER SINAVSIZ BİR ŞEKİLDE GİH’E GEÇİRİLMELİDİR

Biz bu konuda netiz: Hizmetli arkadaşlarımız için bir defaya mahsus olmak üzere, okul mezuniyet durumlarına göre sınavsız bir şekilde Genel İdare Hizmetleri sınıfına geçiş hakkı verilmelidir. Toplu sözleşme masasında da bu talebimizi ısrarla dile getirdik.

HİZMETLİ KADROSU TAMAMEN KALDIRILMALIDIR

Bu süreci bizzat takip ediyoruz. Sağlık Bakanlığı bünyesinde hizmetli kadrosunun tamamen kaldırılması gerektiğini savunuyoruz. Konuyu sürekli gündemde tutarak Meclis’te muhataplarımızla görüşmeye devam edeceğiz. Daha önce “hekimin ve hemşirenin diplomasının hakkı” konusunda gösterdiğimiz mücadele gibi, hizmetli arkadaşlarımızın da bu hakkı için kararlılıkla çalışıyoruz. Çalışma Bakanımız, Sağlık Bakanımız ve Maliye Bakanlığı başta olmak üzere tüm yetkililere bu sorunu anlatmaya, milletvekilleriyle birebir görüşmeye devam edeceğiz.

Soru: Sayın Genel Başkan, hekimler Sağlık-Sen’e küstü mü? Son toplu sözleşmede hekimler herhangi bir kazanım elde edemedi şeklinde eleştiriler var. Bu konuda ne düşünüyorsunuz?

DOĞAN: Hekimler, sağlık camiasının lokomotifidir. Hekimsiz bir sağlık sendikası düşünülemez. “Küsme” meselesine kesinlikle katılmıyoruz. Çünkü hekim, hemşire, paramedik… hepsi etle tırnak gibidir. Hekimsiz olmaz, hemşiresiz olmaz, paramediksiz olmaz; sağlık ancak bu ekibin birlikteliğiyle ayakta kalır.

HEKİMLERE YÖNELİK 48 İLDE ÖRGÜTLENDİK

Genel Merkeze geldiğimiz ilk günden itibaren hekimlere özel bir yapı oluşturduk. Sağlık-Sen bünyesinde Hekim Komisyonunu kurduk ve başına bir hekim arkadaşımızı getirdik. Bugün itibarıyla 48 ilde hekim komisyonlarımızı örgütledik ve bu teşkilatlanma süreci devam ediyor. Genel merkezde 5 kişiden oluşan ana komisyonumuzun yanı sıra illerde, ihtiyaca göre 3, 5 veya 7 hekimden oluşan yapılarla sahada varlık gösteriyoruz. Sağlık-Sen, hekimiyle, hemşiresiyle, paramediğiyle tüm sağlık personelinin sendikasıdır. Bunun altını özellikle çiziyorum.

HEKİM KOMİSYONUMUZ OLAĞANÜSTÜ ÇALIŞMALAR YAPTI

Hekim Komisyonumuz bugüne kadar olağanüstü çalışmalar gerçekleştirdi. Geçtiğimiz yıllarda hekimlerin akademik gelişimlerini desteklemek amacıyla eğitim kursları düzenledik ve sürdürdük. Önümüzdeki günlerde İstanbul’da bu çalışmalardan birini gerçekleştireceğiz; inşallah sizi de davet ederiz. Ankara, İstanbul ve Türkiye’nin farklı illerinde, alanında en iyi hocalarımızla birlikte hekimlerimizin mesleki ve akademik gelişimlerini desteklemek için programlar organize ediyoruz. Sağlık-Sen, hekimler adına ne gerekiyorsa yapıyor ve yapmaya devam edecek.

HEKİMLER KONUSUNDA HASSASİYETİM YÜKSEK

Mahmut Faruk Dogan Saglik Personeli Haber Net 8

Özellikle hekimler konusunda hassasiyetim yüksek. Çünkü hekim olmak kolay değil, herkesin yapabileceği bir iş değil. Hekim, insana doğrudan dokunan, insan hayatını ilgilendiren özel bir meslek mensubudur. Biz de Sağlık-Sen olarak bunun bilincindeyiz. Hekimlerin hakkını savunmak için elimizden gelenin fazlasını yapıyoruz ve yapmaya da devam edeceğiz.

HEKİMLERİN EK GÖSTERGELERİNİN 7400’E ÇIKMASINI İLK BİZ GÜNDEME GETİRDİK

Ayrıca Hekim Komisyonumuzun önümüzdeki dönemde yapacağı çalışmaları tüm sağlık camiası yakından takip edecektir. Çok kısa zamanda sonuçlarını görecekler. Burada en önemli konularımızdan biri de hekimlerin ek göstergelerinin 7400’e çıkarılmasıdır. Bunu ilk defa gündeme getiren sendika olarak, bu talebin takipçisi olmaya devam ediyoruz.

Soru: Rekabetin sendikacılık açısından öneminden bahsettiniz. Ancak bazı eleştiriler, özellikle üye sayısı az olan sendikaların kapatılmasına yönelik baraj uygulamasının Sağlık-Sen tarafından desteklendiği yönünde. Bu konuda ne düşünüyorsunuz?

Yanıt:

Mahmut Faruk Dogan Saglik Personeli Haber Net 9

Benim şahsi fikrim, sendikalaşmanın önünü daha da açmak gerekir. Ama elbette bunun belirli kriterleri olmalı. Sendikaların asli görevi, üyelerinin ve çalışanların hakkını savunmaktır. Eğer bir sendika bunu yapmıyorsa, zaten üyeleri tarafından terk edilir ve doğal olarak varlığını sürdüremez. Yani sendikaların kapanması bir kanunla değil, üyelerinin tercihleriyle olmalıdır.

SENDİKALAR REKABET ÇALIŞANA YARAR

Türkiye’de sendikalaşmanın özgür olması gerektiğini düşünüyorum. Nasıl siyasi parti kurmak özgürse, sendika kurmak da özgür olmalıdır. Bir çalışan sendikasını tercih ediyorsa o sendika ayakta kalır; tercih etmiyorsa zaman içerisinde kendiliğinden biter. Sendikalar çalışmalarında birbirlerini sıkıştırdıkça, rekabet arttıkça kim kazanır? Elbette çalışan kazanır. Ben de sendikacılık anlayışımı tam olarak bunun üzerine kuruyorum: Çalışanın kazanması.

Mahmut Faruk Dogan Saglik Personeli Haber Net 10

DEVLET SENDİKALARA SORUMLULUK YÜKLEMELİ!

Devletin de sendikalara sorumluluk yüklemesi gerektiğini düşünüyorum. Örneğin; Bilkent Şehir Hastanesi’nde 1000 üyem varsa, devlet diyebilir ki: “Bu 1000 üyenin kreş hizmetini sen sağlamalısın, servis hizmetini de sen organize etmelisin.” Yani sendika, üyesinden aldığı aidatın karşılığını doğrudan üyeye hizmet olarak sunmalıdır.

Biz Sağlık-Sen olarak bu anlayışla hareket ediyoruz. Örneğin, Etlik Şehir Hastanesi’nde kreş hizmetimiz bulunuyor. Hekimlerimizin, hemşirelerimizin ve ebelerimizin gönül rahatlığıyla çocuklarını emanet edebileceği bir yer. Sabah saat 07.00’de bırakıyorlar, mesai bitiminde gelip teslim alıyorlar. Bugün piyasada bizim düzeyimizde bir kreşin aylık ücreti ortalama 25.000–30.000 TL iken, biz bu hizmeti üyelerimize 9.500 TL gibi çok daha uygun bir bedelle sunuyoruz. Burada kim kazanıyor? Çalışan kazanıyor, üyemiz kazanıyor.

Eğer tüm sendikalar aynı şekilde hizmet üretirse, asıl kazanan yine çalışan olacaktır. Bizim yaklaşımımız da budur: rekabet çalışan için faydaya dönüşmelidir.

SENDİKALAR ŞEHİR HASTANESİ SERVİSLERİNİ ÜSTLENMELİ!

Şehir hastaneleri, genellikle şehir merkezlerine uzak noktalarda konumlanıyor. Eğer sendikalar servis hizmetlerini üstlense, aralarında rekabet olsa ve bu hizmet üyeye yansıtılsa, kim kazanır? Elbette çalışan kazanır. Çalışanların sendikalara karşı azalan güveni, bu tür somut hizmetlerle yeniden artacaktır.

ÇALIŞANLAR HAKLI OLARAK ÜYE AİDATLARINI SORUYORLAR!

Mahmut Faruk Dogan Saglik Personeli Haber Net 11

Yaptığımız çalışmalarda, Sağlık-Sen’e duyulan güven endeksinin son yıllarda önceki dönemlere kıyasla ciddi bir ivme kazandığını bilimsel verilerle ortaya koyduk. Peki, bu güven neden arttı? Çünkü biz yönetim olarak “üyeden gelen üyeye gider” anlayışıyla hareket ettik. Sendikalar en çok hangi konuda eleştiriliyor? Aidatların nerelere harcandığı… Çalışan haklı olarak ödediği aidatın nereye gittiğini sorguluyor. Biz diyoruz ki: Her sendika şeffaf olmalı, sendikacılık yapıyorsa hesap verebilir olmalı.

Memur sendikacılığı, Mehmet Akif İnan’ın adeta tırnaklarıyla mücadele ederek kazandığı bir haktır. İşçi sendikacılığı ise verilmiş bir haktır. Memur sendikacılığı, memurun emeği ve mücadelesiyle elde edilmiştir. İşçi sendikacılığı ise dünyada 1850’lerde başlamış, Türkiye’de de devlet tarafından “işçi sendikacılığı olsun” diye verilmiş bir modeldir. Dolayısıyla memur sendikacılığı ile işçi sendikacılığı arasındaki farkı iyi görmek gerekir. Biz, Sağlık-Sen olarak, Mehmet Akif İnan’ın kazandığı memur sendikacılığı mücadelesini sürdürüyoruz.

“ÜYEDEN GELEN PARA ÜYEYE GİDECEK DEDİK”

Peki, Sağlık-Sen’in güvenini nasıl artırdık? “Üyeden gelen para üyeye dönecek” dedik ve ilk günden bu prensiple hareket ettik. Göreve gelir gelmez Çankırı Caddesi’nde otel hizmetini hayata geçirdik. Bugüne kadar otelimizde 100.000’i aşkın sağlık personeli konakladı. Açık büfe kahvaltı dahil bir gecelik ücreti yalnızca 690 TL. Oysa Ankara’da aynı şartlarda otel fiyatları en az 3.000 TL civarında. Biz, üyeden aldığımız aidatı çarçur etmiyor; üyemize hizmet olarak geri döndürüyoruz.

En son İstanbul Taksim’de bir otel açtık. Acıbadem Hastanesi’nin ve Habertürk binasının hemen yanında, İstanbul’un merkezinde sağlık çalışanlarının hizmetine sunduk. Burada açık büfe kahvaltı dahil konaklama ücreti 950 TL. O bölgede 4.000 TL’den aşağı otel bulmak mümkün değil. İstanbul’daki otelimizi ziyaret ettiğimde bir hemşire arkadaşımız bana, “İstanbul’da güvenle kalabileceğimiz, bize ait bir otelimiz var, teşekkür ederiz” dedi. Biz bunu dedirtebildik mi? Çok şükür dedirttik.

Bugün Türkiye’de böyle bir hizmeti sunan başka hiçbir sendika yok. Sağlık-Sen, üyeden aldığı aidatı yine üyeye hizmet olarak sunarak farkını ortaya koyuyor.

(Sağlık-Sen Otel Hizmetleri):

Sendikacılıkta biz, bir hizmet yarışı yürütüyoruz. Ankara’ya 112 vakası getiren sağlık personeli, Sağlık-Sen resepsiyonlarına geldiğinde üyelik sorulmadan otele kayıtları yapılıyor. Bu devlete, bu millete hizmet eden bir sağlık personelini — üyesi olsun ya da olmasın — asla dışarıda bırakmıyoruz. Sağlık-Sen otellerimizde, üyelik formu dahi uzatmadan hangi sendikanın üyesi olursa olsun, sağlık personeline kapımızı açıyoruz.

Mahmut Faruk Dogan Saglik Personeli Haber Net 12Geçmişte 112 çalışanları Ankara’ya vaka getirdiklerinde, Kocatepe Camii’nin otoparkına ambulanslarını çekerek dinlenmek zorunda kalıyorlardı. Ben arkadaşlarıma şu talimatı verdim: “Sağlık-Sen üyesi olsun ya da olmasın, bu millete hizmet eden sağlık personelini misafir etmek bizim boynumuzun borcudur.” Şimdi bu hizmeti veriyoruz ve önümüzdeki dönemde tüm Türkiye’ye yaygınlaştırmayı hedefliyoruz. 112 çalışanlarını, vaka getirdikleri her ilde misafir edebileceğimiz bir sistemi hayata geçirmek için çalışmalarımız devam ediyor.

Sağlık-Sen Genel Başkanı Mahmut Faruk Doğan ile Röportaj Serisi Başlıyor
Sağlık-Sen Genel Başkanı Mahmut Faruk Doğan ile Röportaj Serisi Başlıyor
İçeriği Görüntüle