Memurun amirinin bulunmadığı ortamda amiri hakkında sarf etmiş olduğu sözlerden dolayı amire sözle saygısızlık fiili nedeniyle disiplin cezası verilemez  Amirine sözle saygısızlık fiili amire karşı işlenmelidir. (Yüzüne söylenmelidir)

İDDK., E. 2021/2590 K. 2022/181 T. 26.1.2022 T.C. Danıştay Başkanlığı - İdari Dava Daireleri Kurulu

Esas No.: 2021/2590 - Karar No.: 2022/181

Karar tarihi: 26.01.2022 

TEMYİZ EDEN (DAVALI):Çankırı Valiliği-ÇANKIRI VEKİLİ: Av. K1 -Aynı adreste

KARŞI TARAF (DAVACI):K2 VEKİLİ: AvK3 UETS Kodu: N1 (E-Tebligat)

İSTEMİN KONUSU : Kastamonu İdare Mahkemesinin 27/01/2021 tarih ve E:2021/73, K:2021/80 sayılı ısrar kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ : Dava konusu istem: Çankırı İl Sağlık Müdürlüğü emrinde acil tıp teknisyeni olarak görev yapan davacı tarafından, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 125. maddesinin 1. fıkrasının "C" bendinin (ı) alt bendi uyarınca "1/8 oranında aylıktan kesme" cezası ile cezalandırılmasına ilişkin 12/11/2014 tarihli işlemin iptali istenilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Kastamonu İdare Mahkemesinin 10/07/2015 tarih ve E:2015/113, K:2015/691 sayılı kararıyla; Soruşturma raporu ve eki belgeler ile dava dosyasının beraber incelenmesi sonucu, "fikir ve kararlarına saygı duymadığım müdür beyin de o toplantıda olduğunu biliyorum" ifadesini davacının görev sırasında doğrudan il sağlık müdürüne karşı kullanmadığı, sekretelik odasında sekreterlik çalışanları yanında kullandığı, ayrıca söz konusu ifadenin amirine karşı saygısızlık ve hizmet içinde memurun itbar ve güven duygusunu sarsacak davranış kapsamında değerlendirilemeyeceği sonucuna varılmış olup, tesis edilen 1/8 oranında aylıktan kesme cezasında hukuka ve mevzuata uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.

Daire kararının özeti: Danıştay Onikinci Dairesinin 14/02/2019 tarih ve E:2015/4944, K:2019/1049 sayılı kararıyla; Çankırı İl Sağlık Müdürlüğünde acil tıp teknisyeni olarak görev yapan davacının 15/05/2014 tarihinde il sağlık müdürü ile görüşmek için sekreterlik katına gittiği, ancak il sağlık müdürünün makamında olmadığının beyan edilmesi üzerine müdür yardımcısı ile görüşmek istediği ancak onun da toplantıda olduğu beyan edilince, davacının, "fikir ve kararlarına saygı duymadığım Müdür Beyde o toplantıda" diyerek oradan ayrıldığı, odada bulunan bilgi işlem görevlisi, şoför ve veri hazırlama kontrol işletmeni tarafından tutulan tutanak üzerine idari soruşturma başlatıldığı, soruşturma kapsamında söz konusu tutanak ile tutanakta imzası bulunanların alınan ifadelerinin incelenmesi sonucu, davacının il sağlık müdürlüğü sekreterlik biriminde bu ifadeyi kullandığı sabit olup, bu eylemin amiri konumunda olan kişiye sarfedildiği de göz önüne alınarak eylemin, "hizmet içinde Devlet memurunun itibar ve güven duygusunu sarsacak nitelikte davranışlarda bulunmak" kapsamında değerlendirileceği sonucuna ulaşılarak dava konusu işlemde hukuka aykırılık görülmediği gerekçesiyle personel sağlık netKastamonu İdare Mahkemesinin 10/07/2015 tarih ve E:2015/113, K:2015/691 sayılı kararının bozulmasınakarar verilmiştir.

ilk Derece Mahkemesi ısrar kararının özeti: Kastamonu İdare Mahkemesinin 27/01/2021 tarih ve E:2021/73, K:2021/80 sayılı kararıyla, dava konusu işlemin iptali yolundakiilk kararda ısrar edilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından, davacı hakkındaki iddialarla ilgili olarak soruşturma başlatıldığı, soruşturma neticesinde sübut bulan eylemelerine uygun olarak işlem tesis edildiği, dava konusu işlemin iptali yolunda verilen idare mahkemesi ısrar kararının bozulması gerektiği ilerisürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davacı tarafından, savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ K4'IN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile Kastamonu İdare Mahkemesinin ısrar kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME: İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen incelenerek bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan; "a) Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması, b) Hukuka aykırı karar verilmesi, c) Usul hükümlerinin uygulanmasında kararı etkileyebilecek nitelikte hata veya eksikliklerin bulunması" sebeplerinden birinin varlığı hâlinde mümkündür. Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU: Açıklanan nedenlerle; 1.Davalı idarenin temyiz isteminin reddine, 2. Dava konusu işlemin yukarıda özetlenen gerekçeyle iptaline ilişkin Kastamonu İdare Mahkemesinin 27/01/2021 tarih ve E:2021/73, K:2021/80 sayılı ısrar kararının

ONANMASINA, 3. Bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren 15 (onbeş) gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 26/01/2022 tarihinde oyçokluğu ile karar verildi.

KARŞIOY X- Kastamonu İdare Mahkemesinin 27/01/2021 tarih ve E:2021/73, K:2021/80 sayılı ısrar kararının Danıştay Onikinci Dairesinin 14/02/2019 tarih ve E:2015/4944, K:2019/1049 sayılı kararında yer alan gerekçe doğrultusunda bozulması gerektiği oyuyla, karara katılmıyorum.

KARŞIOY XX- Çankırı İl Sağlık Müdürlüğü emrinden acil tıp teknisyeni olarak görev yapan davacı hakkında, 15/05/2014 tarihinde tutulan tutanak üzerine disiplin soruşturması başlatıldığı, soruşturma kapsamında söz konusu tutanak ile tutanakta imzası bulunanların ifadelerinin incelenmesi sonucu davacının il sağlık müdürlüğü sekreterlik biriminde il sağlık müdürü hakkında "fikir ve kararlarına saygı duymadığım Müdür Beyi'n de o taplantıda olduğunu biliyorum" ifadesini kullandığı kanaaatine varılması üzerine 657 sayılı Kanun'un 125/C-(ı) maddesi uyarınca "1/8 oranında aylıktan kesme" cezası ile cezalandırılmasının teklif edildiği, anılan teklif gereği 12/11/2014 tarihli işlemle davacıya "1/8 oranında aylıktan kesme" cezası verildiği görülmektedir.

Disiplin cezaları, kamu hizmetlerinin gereği gibi yürütülmesini sağlamak amacıyla öngörülmüş, yapma veya yapmama biçiminde beliren davranış kurallarının ihlali hâlinde uygulanan, yasal olarak düzenlenmiş idari yaptırımlardır. Kamu hizmetlerini yürütenlerin görev, yetki ve sorumlulukları kamu hizmeti ve hizmet gerekleri ile sınırlandırılmış, bu sınırlar dışına çıkanların ise disiplin cezaları ile cezalandırılmaları ilgili kanunlarda öngörülmüştür.

Anayasa'da yer alan ve yargı içtihatları ile disiplin hukukunda da geçerli olduğu kabul edilen "kanunsuz suç ve ceza olmaz" ilkesi uyarınca, ceza yaptırımına bağlanan her eylemin tanımının yapılması ve yasanın ne tür eylemleri suç sayarak yasakladığının hiçbir kuşkuya yer vermeyecek şekilde belirtilmesi gerekmektedir. Sözü edilen suç tanımlaması yapıldıktan sonra, suçun karşılığı olan cezanın ve suç sayılan eylemi gerçekleştiren kamu görevlisinin hangi disiplin kuralını ihlal ettiğinin açık bir şekilde ortaya konulması da zorunludur. Söz konusu eylem, mevzuatta öngörülen tanıma uymuyorsa, bir başka deyişle tipiklik şartı sağlanamıyorsa verilen disiplin cezasının hukuka aykırı olacağı açıktır.

657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun, Devlet memurlarının ödev ve sorumluluklarının düzenlendiği ikinci bölümünde yer alan 8. maddesinde; "Devlet memurları, resmi sıfatlarının gerektirdiği itibar ve güvene layık olduklarını hizmet içindeki ve dışındaki davranışlariyle göstermek zorundadırlar. Devlet memurlarının işbirliği içinde çalışmaları esastır." düzenlemesi yer almaktadır.

Aynı Kanun'un 125. maddesinin birinci fıkrasının (C) bendinin (e) alt bendinde; "Görev sırasında amirine sözle saygısızlık etmek" fiili, (ı) bendinde ise; "Hizmet içinde Devlet memurunun itibar ve güven duygusunu sarsacak nitelikte davranışlarda bulunmak" fiili, aylıktan kesme cezasını gerektiren fiil ve haller arasında sayılmıştır. Bir Devlet memuruna amirine sözle saygısızlık etmek fiilinden dolayı ceza verilebilmesi için anılan fiilin görev sırasında işlenmiş olması gerekmektedir. 657 sayılı Kanun'da, Devlet memurunun itibar ve güven duygusunu sarsacak nitelikte davranışlarda bulunmak fiilinden dolayı ceza verilebilmesi için ise fiilin açıkça "hizmet içinde" işlenmesi gerektiği düzenlenmiştir. Dolayısıyla hizmet dışında işlenen fiiller nedeniyle, Devlet memurlarının, bu madde kapsamında cezalandırılabilmeleri mümkün değildir.

Yukarıda yer verilen açıklamalar çerçevesinde, davacının 15/05/2014 tarihinde il sağlık müdürü ile görüşmek için sekreterlik katına gittiği, ancak il sağlık müdürünün makamında olmadığının beyan edilmesi üzerine müdür yardımcısı ile görüşmek istediği, onun da toplantıda olduğu beyan edilince, davacının, "fikir ve kararlarına saygı duymadığım Müdür Bey'in de o toplantıda olduğunu biliyorum" diyerek oradan ayrıldığı anlaşılmaktadır.

Davacının, amiri pozisyonunda olan ve kamu hizmetinin uyumlu ve verimli bir biçimde yürütülmesine yönelik olarak bir takım idari kararlar alma ve uygulama yetkisi ile donatılan il müdürünün fikir ve kararlarına saygı duymadığını beyan etmesinin "amire sözle saygısızlık etmek" fiili kapsamında olduğunun kabul edilmesi gerekmektedir.

Davalı idarece, söz konusu eylemin, 657 sayılı Kanun'un 125. maddesinin birinci fıkrasının (C) bendinin (ı) alt bendinde düzenlenen "hizmet içinde Devlet memurunun itibar ve güven duygusunu sarsacak nitelikte davranışlarda bulunmak"fiili kapsamında olduğu kabul edilerek dava konusu aylıktan kesme cezası işlemi tesis edilmiştir. Bu işlemin iptaline karar verilmesi istemiyle açılan davada ilk derece mahkemesince verilen iptal kararında ise, davacının yukarıda belirtilen ve tutanakla kayıt altına alınan sözlerinin, 657 sayılı Kanun'un 125. maddesinin birinci fıkrasının (C) bendinin (ı) alt bendi çerçevesinde değerlendirilemeyeceği gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.

Bu durumda, davacının sübut bulan "görev sırasında amirine sözle saygısızlık etmek" şeklindeki eyleminin hatalı bir biçimde "hizmet içinde Devlet memurunun itibar ve güven duygusunu sarsacak nitelikte davranışlarda bulunmak" fiili kapsamında değerlendirilmesi suretiyle tesis edilen işlemin iptaline ilişkin ilk derece mahkemesi kararında sonucu itibariyle hukuka aykırılık bulunmadığından, sözü edilen ısrar kararının bu gerekçeyle onanması gerektiği görüş ve kanaatinde olmamız nedeniyle, çoğunluk kararına gerekçe yönünden katılmıyoruz.

Editör: Güler Sağlam