Radyoloji teknisyenlerinin taleplerine göre, en az 15 bin kişilik yeni atama yapılması gerekiyor.
Hastanelerdeki röntgen, MR (manyetik rezonans) ve BT (bilgisayarlı tomografi) gibi görüntüleme birimlerinde çalışan radyoloji teknisyenleri, sayılarının yetersizliği ve taşeronlaşmanın etkisiyle fazla çalışma sorunuyla karşı karşıya kalmakta.
Bu durum, hem çalışanların sağlığını hem de hastaların hizmet kalitesini olumsuz etkiliyor. Radyoloji çalışanları, konuya ilişkin yaptıkları açıklamada, kanser gibi hastalıklara yakalanmak istemediklerini ve kamuda daha fazla atamanın yapılmasının gerekliliğini vurguladılar.
Tüm Radyoloji Teknisyenleri ve Teknikerleri Derneği (Tüm Rad-Der) Başkanı Heybet Aslanoğlu, BirGün’e yaptığı açıklamada kamu, özel ve üniversite hastanelerinde 30 bine yakın radyoloji teknisyeninin çalıştırıldığını belirterek "Oysa ki Türkiye’nin gerçek bir ihtiyacı şu anda en az 45 bin civarında. OECD verilerine göre bu rakam çok düşük. Gelişmiş ülkedeki meslektaşlarımıza göre bizler daha fazla iş yükü ile karşı karşıyayızr" dedi. MR ve BT cekiminde Türkiye’nin dünya lideri olduğunu anımsatan Aslanoğlu ‘‘Bu ne demek az personel ve az cihaz ile çok iş üretiyoruz’’ diye konuştu.
İŞ YÜKÜ AZALTILMALI
Radyoloji teknisyeni ve teknikerlerine ilişkin kamudaki istihdamın artırılması gerektiğini vurgulayan Aslanoğlu, özetle şunları söyledi: ‘‘Kamuya yapılan alımlar çok sınırlı. Bu atamalar gerçek sorunları hiçbir zaman çözemez. Radyoloji teknisyenleri, radyasyon ile çalışan bir meslek grubudur. Radyasyondan korunmanın bize göre en önemli unsurlardan biri çalışan personelin iş yükünün azaltılmasıdır. Bu da yeterli sayıda personel istihdam etmekle mümkündür. İş yükü azalınca personelin radyasyona maruziyeti de azalmış olur. Böylelikle radyasyondan kaynaklı hastalıklarda asgari düzeye iner. Bunun yanında radyasyonla çalıştırılan tüm birimlerde iş sağlığı, iş güvenliği açısından yeterli ve gerekli önleyici faaliyetlerin yapılması, korunma önlemlerinin alınması, mevzuatların tam ve eksiksiz uygulanması da gerekir. Bazı yerlerde yeterli koruyucu ekipman yok, olan yerlerde bu bilinçle personel olmayınca o kurşun önlükler, koruyucu ekipmanlar kullanılmıyor. Radyasyon tek başına kanser yapıcı bir unsur değildir ama radyasyonla çalışan meslek gruplarında radyasyon en belirleyici unsurdur. Çalışan personelin iş yükü azaltılmalı, yeterli personel istihdam edilmeli, çalışma ortamları sağlıklı ve güvenli hale getirilmeli, koruyucu ekipmanların eksiksiz sağlanması önemlidir. Hastanelerdeki taşeron çalışmadan vazgeçilmelidir.’’
SESİMİZİ DUYUN
Mezunlar ise yaşadıklarını şu sözlerle anlattı:
Mehtap Işık: 2017’de Tıbbi Görüntüleme Bölümü’nden mezun oldum. 2,5 yıldır KPSS’ye hazırlanıyorum. 83 puan aldım ancak atanamadım. Sağlık Bakanlığı, en son 85 binlik sağlıkçı alımda bize bin kişilik kadro açtı. Bu çok yetersiz. Özel hastanelerdeki çalışma şartları da çok kötü. Hastanelerin görüntüleme birimlerinin çoğu taşeron şirketler tarafından hizmet veriyor. Örneğin, şirket tomografi cihazını kuruyor, istediği elemanı kendisi çalıştırıyor. Radyoloji çalışanları arasında kansere yakalanma çok yüksek, çünkü izinlerini yapamıyorlar, çok çalıştırılıyorlar. Devlette sayımız da eksik olduğu için nöbet saatleri çok arttı. Sesimizi duyun.
Fatma Zehra Yaradanakul: Yapılan şehir hastanelerinin çoğu taşeronda çalıştırılıyor ve bu nedenle de alım sayımız kısıtlanıyor. Sağlıkta taşeron istemiyoruz. Kamuda yeterli sayıda olmadığımız için fazla mesai ile karşı karşıyayız. Fazla çalıştırılma sağlığımızı da bozuyor.
KADERİMİZE TERK EDİLDİK
Aylin Yılmaz: KPSS’den 83,3 puan aldım, hâlâ atama bekliyorum. En az 7-8 hastaneye başvuru yaptım, taşeron sistem olduğu için alım yapmadıklarını söylediler. Değerimizin sadece pandemi döneminde anlaşıldığı bir süreç yaşıyoruz maalesef.
İsmini vermek istemeyen bir mezun: Özelde de çalıştım. Bütün tomografi ve MR cihazları taşeronlara emanet edilmiş durumda. Sağlık Bakanlığı bu durumu görmezden geliyor. Bu nedenle biz kaderimize terk edilmiş durumdayız. Koronavirüs pandemisinde bile en çok çalışan birimdik, her gelene akciğer BT’si yapıyorduk. Ama şuan görmezden geliniyoruz.
Kaynak: Sibel BAHÇETEPE /Birgün