MHP Ankara 2. Bölgeden Milletvekili Adayı olan Önder Kahveci 14 Mayıs’ta vekil seçilememişti.
Milletvekili olamayan Kahveci geçtiğimiz hafta Türk Sağlık Sen Genel Başkanlığı koltuğuna yeniden oturmasının ardından bugün yapılan olağanüstü kongrede Türkiye Kamu Sen Genel Başkanı olarak yeniden seçildi.
Yönetim Kurulumuz ise şu isimlerden oluştu:
Önder KAHVECİ (Genel Başkan)
Talip GEYLAN (Genel Sekreter)
Yücel KAZANCIOĞLU (Genel Başkan Yardımcısı - Teşkilatlandırma)
Mustafa Nurullah ALBAYRAK (Genel Başkan Yardımcısı - Mali İşler)
Türkeş GÜNEY (Genel Başkan Yardımcısı - Toplu Sözleşme)
Tuncay ERDEN (Genel Başkan Yardımcısı -Mevzuat)
Ahmet DEMİRCİ (Genel Başkan Yardımcısı - Dış İlişkiler)
Zafer ÇELİK (Genel Başkan Yardımcısı - Basın)
Kadir Şahin (Genel Başkan Yardımcısı - Eğitim)
Şuayip Deniz DEMİR (Genel Başkan Yardımcısı - Sosyal İşler)
552.928 üye sayısına ulaşan Türkiye Kamu Sen’e yeni döneminde de Önder Kahveci Önderdik edecek.
KAHVECİ: TÜRKİYE KAMU-SEN BAYRAĞINI HEP DALGALANDIRACAĞIZ
Türkiye Kamu-Sen önceki dönem Genel Başkanımız ve Türk Sağlık-Sen Genel Başkanı Önder Kahveci ise yaptığı konuşmada, “Allah, bu teşkilata emeği geçen herkesten razı olsun. Ebedi âleme göç edenlere Allah’tan rahmet, bütün Kamu-Sen sevdalılarına hayırlı, mutlu ve sağlıklı bir ömür diliyorum. 1992 yılında yakılan ateş bugün, 550 bin kamu görevlisinin daha güzel bir geleceğe dair ümitlerini besleyen, şahsiyet ve onurlarıyla yaşayabilecekleri bağımsız, hür bir Türkiye idealini perçinleyen bir umut ışığı oldu. O gün çakılan kıvılcım, bugün milli değerlerine sahip çıkan kamu çalışanlarının yolunu aydınlatan, yüreklerde vatan aşkıyla haşrolan büyük bir sevda yangınına dönüştü. Kuruluşumuzda, hangi koşulda olursa olsun kamu görevlilerinin hak ve kazanımlarını korumanın ahlâklı mücadelesini yürüteceğimize söz vermiştik.
Biz, bedeli ne olursa olsun üyelerimizi ve kamu çalışanlarını yüz üstü bırakmayacağımıza ve taviz vermeden, taşıdığımız sorumluluğun şuurunda olarak ilkeli, kararlı ve mücadeleci bir sendikacılık yapacağımıza dair üyelerimize söz vermiştik. Bir ferdi olmaktan şeref duyduğumuz büyük Türk milleti adına, hesapsız ve hiçbir karşılık beklemeden her zaman taraf olacağımızı beyan etmiştik. “Bizim ilkemiz önce ülkemiz” düsturuyla tüm varlığımızla, milletimizin ve ülkemizin hizmetinde olacağımızı taahhüt etmiştik. İçten ve dıştan milletimizin zararına ve devletimizin bekasına yönelik girişimlere karşı duracağımıza ve varlığımızı armağan edeceğimize; Türkiye sevdalısı, milli bir sivil toplum kuruluşu olarak camiamızın ve milletimizin sesi olacağımıza da ahdetmiştik. Biz, hangi şart altında olursa olsun, hangi güçlükle karşılaşırsak karşılaşalım bu ahdimizden cayıp, yolumuzu değiştirecek, geri adım atacak değildik. Ne bir koltuk uğruna ne de şahsi ikbal yoluna, kuruluşumuzda verdiğimiz sözleri unutup, ahdimizi bozacak da değildik.
Ülkemizin içten yıkılmaya çalışıldığı, dışarıdan kuşatma altına alınmak istendiği bir dönemde, sözde tarafsız olmak adına susup bir köşeye çekilecek de değildik. Türkiye Kamu-Sen’li olmak, bir duruş sahibi olmak demekti. Biz de Türkiye Kamu-Sen’li olmanın gereğini yerine getirdik ve ülkemizin kaderini tayin edecek seçimlerde, milletimizin kırk katır mı kırk satır mı dayatmasına tabi tutulduğu bu dönemde, tercihimizi Kandil’den değil Tanrı Dağı’ndan yana kullandık. Türkiye Kamu-Sen’li olmak bunu gerektirirdi. Biz de fıtratımızın gereğini yaptık. Gerçekleştirilen seçimlerde milletimiz, Cumhuriyetimizin yüzüncü yılında büyük Türkiye idealimize sahip çıkmış, Türk Yüzyılı hedefinde kenetlenmiştir. Şimdi ise Türkiye Kamu-Sen olarak kaldığımız yerden hak mücadelesine devam deme vaktidir. Yarından tezi yok, seçim öncesinde kamu görevlilerimize verilen sözlerin gereğinin yapılması için girişimlere başlayacağız.
Sayın Cumhurbaşkanımız, en düşük dereceli memur maaşının temmuz ayı itibarı ile 22 bin TL’ye yükseltileceğini ifade etmişti. Bu sözü devletimizin bir taahhüdü olarak kabul ediyoruz. Temmuz ayında en düşük memur maaşı 22 bin TL’ye çıkarılmalı, bütün memurlarımıza ve emeklilere de aynı oran ve miktarda artış yapılarak yaşanan ekonomik gelişmelerin kamu çalışanları üzerinde yarattığı olumsuz etkiler bertaraf edilmelidir. Geçtiğimiz dönemde kamu çalışanları adına olumlu kararlar alınmıştı. Bu noktada önemli olan yapılan güzel işlerin devamı ve eksikliklerin giderilmesidir. Bu nedenle öncelikle 1. Dereceye gelmiş bütün kamu görevlilerinin ek göstergelerinin 3600’e yükseltilmesi için çalışacağız. Refah payının yükseltilerek her yıl memur maaşlarına eklenmesi için çalışacağız. Memurlarımız, artan kira ve gıda harcamaları başta olmak üzere yaşamın giderek zorlaştığı özellikle büyükşehirlerde görev almak istemiyor, görev yapanlar büyük ekonomik zorluklarla karşılaşıyorlar. Bu bakımdan kamu çalışanlarımızın ihtiyaçlarına ve sosyal durumlarına uygun olarak sosyal yardımların yenilenmesi, etkin bir yapı içinde kira, yol, yemek, giyecek ve eğitim yardımlarını kapsayan, etkili bir sosyal yardım sistemi oluşturulması için her türlü çabayı göstereceğiz.
Sözleşmeli personelin kadroya geçirilmesinde ortaya çıkan eksiklik ve aksaklıkların giderilmesi için çalışacak, sözleşmeli istihdamının tamamen kaldırılarak bütün kamu çalışanlarının güvenceli ve kadrolu bir biçimde istihdam edilmesi yolundaki mücadelemizi yükselteceğiz.
Enflasyonun önümüzdeki dönemde daha makul seviyelere ineceğini tahmin ediyoruz. Bu noktada tüm çalışan ve emekli maaşlarının reel olarak yükseltilmesi ve alım gücünün artırılması için çalışacağız. Özellikle Cumhuriyetimizin yüzüncü yılında hedef olarak belirlediğimiz Türk Yüzyılı hedefine ulaşmak için liyakat ve ehliyet temelli bir kamu istihdam rejimi oluşturulması gayretinde olacağız. Bu çerçevede Sayın Cumhurbaşkanımızın seçimler öncesinde mülakatın kaldırılacağına dair verdiği sözü son derece anlamlı, Konfederasyonumuzun mülakatın kaldırılması yönündeki ısrarlı çabaları karşısında değerli buluyor, bir an önce kamuda mülakatın kaldırılarak, kamu görevlilerinin atama ve yükselmelerinde adaletli ve hakkaniyetli bir yapının kurulmasını arzu ediyoruz.
Yardımcı hizmetler sınıfı personelimizin beklentilerinin daha fazla ötelenmesine izin vermeyeceğiz. Tüm ek ödemelerin emekliliğe sayılması yoluyla, çalışma hayatından sonra emeklilerimizin de ailelerine yetecek düzeyde bir maaş alması için mücadelemizi kararlılıkla sürdüreceğiz.
Kamuda bayram ikramiyesi alamayan tek kesim olan memurlarımızın da bu haktan faydalanmasını mutlaka ama mutlaka sağlayacağız. Yakın bir zamanda 7. Dönem Toplu Sözleşmeleri için toplu pazarlık masasına oturacağız. 2012 yılından beri, yetkili konfederasyonun bu masayı nasıl etkisiz hale getirdiğine şahitlik ediyoruz. Kamu işvereni tarafından masaya getirilen her teklifi itirazsız kabul ediyor. Ekonomik gelişmeler karşısında yetersiz kalan maaşlara hükümet, toplu sözleşme dışında ilave yapıyor ve toplu sözleşme masası hükümsüz hale geliyor. Kifayetsiz sendikalarla, 25 milyon kamu çalışanı ve ailesinin kaderini tek bir kişinin imzasına bağlayan etkisiz bir toplu pazarlık düzeni ile daha fazla devam edilemeyeceği açıktır. Bu nedenle, 4688 sayılı Kanun’da gerekli değişiklikler yapılarak toplu pazarlık sisteminin yeniden düzenlenmesi, imza ve itiraz yetkisinin tek bir kişiden alınıp, temsil kabiliyetine haiz tüm sendika ve konfederasyonlara tanınması, sendikacılığın zafiyete uğratılan itibarının yeniden kazanılması için elzemdir. Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılında Devletimizi Türk Yüzyılı hedefimize taşıyacak yetkinliğe sahip bir kamu çalışanı görmek arzusundayız. Biz, devletle çatışmadan, milletin değerleriyle ters düşmeden ama sarı sendikacılık yapmadan da hak mücadelesi verilebileceği gerçeğiyle yola çıktık. 31 yıldır hem Türkiye Cumhuriyeti’nin varlığı ve bütünlüğü hem de milletimizin birliği ve kardeşliği için her türlü iç ve dış mihrakların karşısında olurken diğer yandan da kamu görevlilerimizin haklarının korunması ve geliştirilmesi yolunda kesintisiz, kararlı ve çetin bir mücadelenin korkusuz neferleri olduk.
Yıllar içinde istikrarlı bir biçimde büyüyen ailemize bu yıl da yaklaşık 20 bin kamu görevlimiz daha katıldı; üye sayımız 550 bin sınırına ulaştı. Ülkemizin 81 ilinde, yedi bölgesinde, doğudan batıya, kuzeyden güneye her noktasında Konfederasyonumuz, varlığıyla kamu görevlilerimizin ve milletimizin güvendiği, dayandığı, saygı duyduğu kurumsal bir yapıya kavuştu. Bizim için zafer; düşüncelerimizi gerçekleştirecek gücümüz ve geleneğimiz var olduğu sürece; yüce dağlar misali başı dik, alnı ak, onurlu ve gurur dolu, tertemiz bir geçmişi, geleceğe de aktaran ve gelecekte de yaşatacak olan Türkiye Kamu-Sen’in varlığıdır. Bilinsin ki, Türkiye Kamu-Sen’e, Türkiye Kamu-Senlilere, kamu görevlilerine ve mazlumlara yapılan her haksızlık karşılığını bulur. Bilinsin ki, dışarıdan kuşatılsak da içimizden vurulsak da Türk milleti, dünya durdukça var olacak, Türkiye Kamu-Sen bayrağı hep dalgalanacak. Çünkü bu bayrakta umut var, bu bayrakta gençlerimizin coşkusu, milletimizin umutları, kamu görevlilerinin emeği, şehitlerimizin kanı var.
Bu bayrakta ay yıldız var. Bu bayrakta Türk milleti var. Memleketin dört bir yanında, emekleri, alın teri, kanı ve canı pahasına bu bayrağı dalgalandıran kahraman kardeşlerime selam olsun. Varlığımız; Akdeniz’in engin sularında, Irak’ın dağlarında, Suriye çöllerinde bu millete kol kanat geren kahramanlara feda olsun. İçerideki hainlere prim vermeyiz, dışımızdaki düşmana göz kırpmayız. Kendi yaralarımızı kendimiz sararız ve biz sadece ve sadece Türk milletine sarılırız. Biliyoruz ki, bizim varlığımız Devletimizin varlığına, vatanımızın bağımsızlığına bağlı. Bu bakımdan bizlere bu güzel vatanı ve devletimizi armağan eden başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları olmak üzere, gelmiş geçmiş tüm şehitlerimize ve gazilerimize minnet borçluyuz. Onlar bu vatan için gözlerini bile kırpmadan ölüme koşan kahramanlardı. Allah hepsinden razı olsun. Konfederasyonumuzun 1. Olağanüstü Genel Kurulu’nu gerçekleştirdiğimiz bu günde, şahsıma böylesine yüce bir davanın içinde yer almanın gurunu yaşatan bütün teşkilat mensuplarımıza ve her türlü melanete rağmen ilkeli sendikacılığı tercih ederek bize güç veren bütün üyelerimize teşekkürlerimi sunuyorum.
Yepyeni öyküler yazmak, kamu çalışanlarının haklarına yenilerini eklemek üzere, yeni mücadelelere vira Bismillah! Diyor, Konfederasyonumuzun ve sendikalarımızın kuruluşunun 31. yıldönümünü şimdiden kutluyor, Genel Kurulumuzu şereflendiren tüm misafirlerimize teşekkürlerimi sunuyorum.