Sağlık Bakanlığı'ndan e-Nabız İddialarına Yalanlama Sağlık Bakanlığı'ndan e-Nabız İddialarına Yalanlama

Beyaz kod başvuruları üzerinden sağlıkta şiddeti açığa çıkaran verilere göre, 2020 yılında 11.942 başvuru kaydedilmişken, 2021 yılında bu sayının önemli bir artışla 29.826'ya yükseldiği belirtiliyor. Sağlık Bakanlığı'nın Kurumsal Mali Durum ve Beklentiler Raporu'na göre ise, 2022'nin ilk 6 ayında 11 bin olan beyaz kod sayısının, 2023'ün ilk 6 ayında 9 bin olarak kaydedildiği ifade edildi.

Nermin Yıldırım Kara, bu verilere dayanarak, etkin bir sağlıkta şiddeti önleme yasası ve pratiğinin olmadığını savunuyor ve hekimler ile tüm sağlık çalışanlarına yönelik fiziksel ve sözlü şiddetin azaltılmasının mümkün görünmediğini belirtti. Ayrıca, Sağlık Bakanlığı'nın beyaz kod verilerini iki yıldır şeffaf bir şekilde paylaşmadığına dikkat çekti.

SAĞLIK ÇALIŞANLARI ÇOĞU ZAMAN BİLDİRİMDE BULUNMUYOR

 Sağlık çalışanlarının beyaz kod ile bir sonuç alınamayacağını düşündüğünü dile getiren Hatay Milletvekili, “Sözel ve fiziksel şiddete maruz kalan birçok sağlık çalışanımız beyaz kod başvurusu başlatmamaktadır. Bunun nedeni; yapılan beyaz kod başvurularının büyük oranda “kovuşturmaya yer yoktur” kararı neticesinde mahkeme sürecine taşınmamasıdır. Bu nedenle; sağlık çalışanları ve hekimler beyaz kod ile bir sonuç alınamayacağı inancını taşımaktadır. Hukuki sürecin başlamadığı beyaz kod başvurusu sayısı bazı yıllarda yüzde 80-90’ı bulmaktadır. Türk Tabipleri Birliği’nin açıklamalarına göre; özellikle sözel şiddete maruz kalan sağlık çalışanları, çoğu zaman bu konuda bildirimde bulunmamaktadır.” dedi.

 NEDEN ŞEFFAF ŞEKİLDE PAYLAŞMIYORSUNUZ?

 Hatay Milletvekili, Fahrettin Koca’nın cevaplaması istemiyle 5 adet soru yöneltti:

 1) 2021,2022 ve 2023 yıllarında, her yıl ayrı ayrı açıklanmak üzere kaç beyaz kod başvurusu olmuştur?

 2) 2021,2022 ve 2023 yıllarında, beyaz kod başvurularının kaçı kovuşturmaya yer yoktur diye karara bağlanmıştır? Kaç tanesi mahkemeye taşınmış ve kaç tanesinde cezai işlem uygulanmıştır?

3) Kovuşturmaya yer yoktur kararı verilerek kapatılan beyaz kod dosyalarında, İl Sağlık Müdürlüğü avukatlarının sorumluluğunda bulunan yeterli ve etkin dosya hazırlayamama, kanıtları düzgün toplayamama, ifade ve tutanak eksikliğine sebebiyet verme gibi faktörlerin ne derecede etkisi vardır?

 4) Sözel ve fiziksel şiddete uğrasa dahi beyaz kod sonucunda bir yaptırım olmayacağını düşünen sağlık çalışanları ve hekimler için bir saha çalışması yapılmış mıdır?

 5) Sağlık Bakanlığı özellikle son iki yılda neden beyaz kod verilerini şeffaf bir şekilde paylaşmamaktadır?

 İVEDİ ŞEKİLDE SOMUT ADIMLAR ATILMALI

 Gerekirse yeni yasal düzenlemelerin önünün açılması gerektiğini vurgulayan Yıldırım-Kara, “Sağlık Bakanlığı’ndan doğru ve şeffaf şekilde son üç yılın beyaz kod verilerini talep ediyoruz. Kaç tanesinde hukuki sürecin başlamadığını ya da ‘kovuşturmaya yer yoktur’ şeklinde karar çıktığını da öğrenmek istiyoruz. Böylelikle durumun ciddiyetini daha da iyi ortaya koyacağız. ‘Giderlerse gitsinler’ şeklinde çözülecek bir sorun olmadığını tüm kamuoyu biliyor. Sağlıkta şiddeti kanıksayamayız, toplumsal bir dönüşüm gerekiyorsa bunu da yeni yasal düzenlemelerle yapmalıyız. Geleceğe dair teminatlar verilmesini de artık anlamlı bulmuyoruz. Her gün yeni bir sözel ya da fiziksel şiddet olayıyla yüzleşen sağlık çalışanı ve hekimlerimiz için ivedi şekilde somut adımlar atılmalıdır.” dedi.