Kamu çalışanları ve emekliler, henüz temmuz ayına ilişkin zamlı maaşlarını almadan, akaryakıt fiyatlarına %25, doğalgazdan alınan ÖTV'ye ise şaşırtıcı bir şekilde %224 oranında artış yapıldığını gördüler. Bu zamlar, iğneden ipliğe her şeye zam geleceğinin ve enflasyonun yükselmesinin habercisi olarak algılanıyor.

Uzun bir süredir, enflasyona endeksli maaş artışları nedeniyle çalışanların alım gücünün düştüğü ve maaşların zorunlu harcama kalemleri karşısında sürekli olarak eridiği görülmektedir. Bu durum, kamu çalışanları ve emekliler arasında maaşların reel olarak yükseltilmesi talebini güçlendirmekte ve çeşitli girişimlere öncülük etmektedir.

Zamlar 8 bin TL’lik ilave ek ödemeyi alıp götürdü

Son günlerde memurlara yapılan, ancak emeklilerden esirgenen 8 bin TL'lik ilave ödemeyle birlikte çalışanların alım gücünde kısmi bir iyileşme umudu belirmişti. Ancak, henüz ilave ek ödeme maaşlara yansımadan ve kanunun mürekkebi kurumadan gerçekleşen zamlar, umutların suya düşmesine neden oldu.

Önümüzdeki 6 aylık süre için fazla mesailer, ek dersler ve diğer ödemeler %17,5 oranında artarken, ailenin zorunlu harcamalarının bu süreçte çok daha hızlı artacağı kesinleşmiştir. Bu durum, emeklilerin maaşlarının reel olarak yükseltilmesi beklentisini bir kez daha ertelemiştir.

Toplu sözleşme, memurlar için son fırsat

Geniş toplum kesimlerinin alım gücü yükseltilmeden, bütçede ortaya çıkan olumsuzlukları vergiler ve zamlar yoluyla çalışanlara, özellikle de memurların omuzlarına yükleyerek gidermeye çalışmak, doğru bir yaklaşım olmayacaktır. Çalışanlarımızın aldığı maaş daha cebine girmeden karşı karşıya kaldığı zamlar, aile bütçesini derinden sarsacak, alım gücünü iyiden iyiye düşürecektir. 1 Ağustos’ta kamu görevlilerinin 2024-2025 yıllarına ilişkin maaş artışlarının belirleneceği toplu sözleşme görüşmeleri başlayacak. Toplu sözleşme süreci, memurlar ve emekliler aleyhine gelişen bu durumun telafisi için son fırsat olacaktır.

Türkiye Kamu-Sen olarak memur ve emeklilerin 6 ay bekleyecek durumunun olmadığının bilinmesini istiyoruz. Bir taraftan yapılan maaş artışlarının diğer taraftan zam ve vergiler yoluyla fazlasıyla alınmasına son verilmesini istiyoruz. Alım gücü yükseltilmeden, kamu çalışanları ekonomik olarak rahatlatılmadan, ekonominin düzelmesinin imkansız olduğunu bir kere daha hatırlatıyor, bütçenin yükünün memurların omuzlarına bindirilmesine karşı olduğumuzu ifade ediyoruz.''