Hükümetin, devam eden toplu sözleşme görüşmelerinde memur ve memur emeklileri için 2024 yılında ilk 6 ay için yüzde 14, ikinci 6 ay için yüzde 9 zam teklif etmesi memurlar arasında büyük rahatsızlık yarattı ve KESK'i harekete geçirdi. KESK Eş Genel Başkanı Şükran Kabalan Yeşil, kamu çalışanlarının ve emeklilerin sorunlarını açıkça ifade ederek, "Kendimiz için değil, aynı zamanda verilen emekleri görmezden gelen, sefalete sürüklenen 12 milyon emeklinin haklarını savunmak, nitelikli ve ücretsiz kamu hizmetini desteklemek amacıyla, ülkemizin tüm insanları için grevdeyiz. Alanlarda omuz omuzayız." dedi.
KESK'in bu iş bırakma kararı, memurların ve emeklilerin yaşadığı zorlukları ve iktidarın sunulan teklifin yetersizliğini bir kez daha gündeme getirirken, kamu hizmetlerinin kalitesi ve çalışanların haklarına vurgu yaparak, toplumsal dayanışmanın ne denli önemli olduğunu bir kez daha ortaya koydu.
‘DAĞ FARE DOĞURDU’
İktidarın Merkez Bankası’nın hedeflediği enflasyon oranlarının altında teklifte bulunduğunu hatırlatan KESK Eş Başkanı Yeşil, “İlk toplantının yapıldığı 1 Ağustostan iki hafta sonra gelinen yerde dağ fare doğurmuştur” dedi.
Hükümetin teklifinde 4 milyonu aşkın kamu emekçisini, 2 milyonu aşkın kamu emeklisini memnun edecek vaat olmadığını belirten Yeşil, ortada bir toplu sözleşme teklifinin olmadığını ifade ederek şunları kaydetti:
BU KADARAINI TAHMİN ETMİYORDUK:
Ne yazık ki hükümet bu kez bizi yanılttı. Açıkçası biz bile bu kadarını tahmin etmiyorduk. Enflasyon hedeflerinin bile altında artışları teklif diye sundu. Biliyorsunuz, daha 18 gün önce Merkez Bankası yüzde 8,8 olan 2024 yılı enflasyon hedefini yaklaşık dört kat artırarak yüzde 33’e çıkardığını açıkladı. Ama AKP manidar bir şekilde 23. yaşına girdiği 14 Ağustos’ta bize 2024 yılı için taban aylığımıza yansıtılmayan ilave seyyanen ödenek dahil toplamda yüzde 23 maaş artışı teklif ediyor. Merkez Bankası 2025 yılı hedefini şimdiden yüzde 15’e çıkardı. Ama iktidar bize 2025 yılı için yüzde 11 artış teklif ediyor. İktidarın enflasyon hedeflerini her sene revize adı altında artırdığı bir ülkede yaşıyoruz. Çünkü orta vadeli planlarla, bütçelerle açıklanan enflasyon hedefleri hiç tutmuyor. İktidar her defasında “bu yıl enflasyon hedefimiz yüzde 5” diyor. Ama daha birkaç iyi içinde bu hedef ikiye, üçe katlanıyor.
YOKSULLUK SINIRI 38 BİNE ULAŞTI:
Dört kişilik bir ailenin yoksulluk sınırı Temmuz 2023 itibari ile 38 bin TL’ye ulaştı. Biz en düşük maaş en az 45 bin TL olmalı diyoruz. Buna rağmen kamu işvereni 2 gün önce açıkladığı teklifi ile mevcutta 22 bin TL olan eşi çalışmayan, iki çocuklu en düşük kamu emekçisi maaşının (15/1 hizmetli) tam iki yıl sonra 30 bin 425 TL olmasını vaat ediyor. Yine bugün 20 bin 350 TL olan bekar, en düşük kamu emekçisi maaşının ise iki yıl sonra 28 bin 145 TL olmasını vaat ediyor. Üstelik iki yıl sonrasına havale edilen bu rakamların içinde taban aylığımıza yansıtılmayan, dolayısıyla emekli aylıklarımıza yansıtılmayan ilave seyyanen ödenek tutarlarının olduğunu açıklıyor.
GÖRMEZDEN GELMEYE DEVAM EDİYORLAR:
Yıllardır önümüze konulan bu tutmayan hedeflerin, suni TÜİK rakamlarına dayalı bir elin parmak sayısını geçmeyen yüzdelik artışların faturasını hepimiz maaşlarımızda her yıl daha fazla erime, daha fazla yoksullaşma, daha fazla güvencesiz hale getirilme ile ödedik. Ödemeye de devam ediyoruz. Seçimden önce “en düşük memur maaşı 22 bin TL olacak, artışlar emekli maaşlarına da yansıtılacak” sözü verdiler. Ancak verdikleri sözü arkadan dolanma yöntemleri ile tutmadılar. İlave seyyanen ödenek adı altında hepimizin yıllardır yaşadığı kayıpları daha da artıracak yeni bir maaş-ücrete rejimi getirdiler. Bugün için ortalama 13 bin TL’lik bir tutarı emekli aylığı bağlama tutarımızdan düştüler. Böylece emekli maaşlarımızın kısa vadede çalışırken aldığımız maaşın üçte birine uzun vade de ise beşte birine kadar düşeceği bir tuzak kurdular. Ne yazık bizim dışımızda, KESK dışında diğer konfederasyonlar bu tuzağa dikkat çekmedi. Görmezden geldiler. Hala görmezden gelmeye devam ediyorlar.
(DUVAR)