Cengiz, yaklaşık 6 milyon memur ve emeklinin yaşam standartları için büyük önem taşıyan 7. Dönem Toplu Sözleşme görüşmelerinin memur ve emeklilerin mali haklarını temelde etkilediğini vurguladı. 

Geçmiş yıllarda yapılan bazı düzenlemelerin sınıf, kadro, meslek veya kurumlar arasında adil bir kaynak dağılımını ve hiyerarşiyi zedelediğine işaret eden Cengiz, bu durumun kamuoyunda da yankı bulduğunu belirtti. Cengiz, sorunları çözmenin ve memnuniyetsizlikleri azaltmanın yolunun, aynı hatalara düşmekten ziyade, tüm tarafların memnuniyetini sağlayacak bir çözüme ulaşmaktan geçtiğini ifade etti.

Sendika lideri, görüşmelerde devlet memurlarının ücretlerinin ele alınmasını istediklerini dile getirerek, Devlet Memurları Kanunu'nun 152. maddesi ve bu maddeye dayanarak çıkarılan 17 Nisan 2006 tarihli "Devlet Memurlarına Ödenecek Zam ve Tazminatlar Kararı" ile 375 sayılı KHK ve ek 1 sayılı cetvelin sınıf, kadro ve dereceye göre yeniden düzenlenmesinin en basit ve etkili çözüm olacağını belirtti. Cengiz, bu tür bir düzenlemenin hiyerarşik yapıyı gözeterek sorunu çözebileceğini vurguladı.

SEYYANEN ZAM EMEKLİYE DE VERİLMELİ

Düzenleme çerçevesinde en düşük memur ücretinin dört kişilik bir ailenin yoksulluk sınırı üzerine çıkarılması ve Dışişleri Bakanlığı yurtdışı teşkilatında görevli ‘sözleşmeli personelin’ de kapsama dahil edilmesinin oldukça önemli olduğunu söyleyen Cengiz, şu ifadelere yer verdi:

“Ayrıca memur ve emekli maaş artışlarında vergi dilimi, ülkenin büyüme oranı, enflasyon farkı gibi hususların etkisi, görevin sağladığı katma değer ve personelin performansı göz önünde bulundurulmalıdır. Memurun hayatını revize edilmiş enflasyon rakamları belirlememelidir. Memurlar hayatını idame ettirebilecek realiteye uygun, refah seviyesini yaşamsal olarak destekleyecek bir ücret beklentisi içindedirler. 

1994 yılı ekonomik krizi akabinde 1994 ila 2005 yılları arasında 375 sayılı KHK kapsamında memurlara ödenen lojman tazminatı tüm memurlara kira yardımı olarak yeniden ödenmesi, memurların büyükşehirler ve turistik bölgelerde iskanı açısından oldukça önemlidir. Memur emeklilerinin mali sorun yaşamaması için 7456 sayılı Kanun ile temmuz ayında memurlara seyyanen verilen 8 bin 77 liranın taban aylıklara eklenerek, emekli ücret ve ikramiyelerine de yansıtılması sağlanmalı. Birinci dereceye gelmiş tüm memurların sınıf ayırımı yapılmaksızın 3600 ek gösterge verilerek hiyerarşik bir düzen çerçevesinde tazminat yansıtma oranları artırılmalıdır.”

MEMURLARA YILDA DÖRT KEZ İKRAMİYE VERİLMELİ

Cengiz, kamu kaynaklarının adil bölüşümü çerçevesinde kamu işçilerine ödenen ikramiye ve tediye benzeri olarak ocak ve temmuz ayları ile Ramazan ve Kurban Bayramları olmak üzere tüm memur ve emeklilerine yılda dört defa net birer maaş tutarında ikramiye verilmesinin beklentileri karşılayacağını ve memnuniyet oluşturacağını söyledi. 

Yardımcı hizmetler sınıfının kaldırılmalı

Yardımcı hizmetler sınıfının kaldırılması gerektiğini de ifade eden Cengiz, mevcut personel eğitim ve mesleklerine uygun diğer hizmet sınıflarına atandırılarak Devlet Memurlarına Ödenecek Zam ve Tazminatlar Kararı'nda bu yönde düzenleme yapılması gerektiğini dile getirdi.

Kamu mühendislerinin mali haklarının yeniden düzenlenmesi gerektiğini aktaran Cengiz, “Teknik sorumluluk tazminatı verilmeli, emekli kamu mühendislerine 15 bin puan karşılığı ek ödeme yapılmalı, Mühendislik Meslek Kanunu çıkarılmalı, tekniker ve teknisyenlerin ek gösterge, tazminat yansıtma oranları, özel hizmet ve ek özel hizmet tazminatları da hiyerarşi içerisinde artırılmalıdır. 

Kariyer uzmanlıklarında taşra-merkez ayrımı kaldırılmalı ve kariyer uzmanları arasında mali hak dengesi sağlanmalı, ayrıca yeterliğe tabi gelir uzmanlarının görev tanımları yapılarak inceleme yetkisi verilmeli, Gelir İdaresi çalışanlarımızın vergi gibi kamu borçlarının yapılandırılması kapsamında artan iş yüklerinin tazmini için mali hizmetler tazminatı verilmelidir” değerlendirmesinde bulundu.

KAYNAK: TGRT HABER