Kurulun “yargı yolu kapalı” diyerek aldığı karara karşı, Yargıtay Onursal Üyesi Seyfettin Çilesiz bireysel başvuru yaptı.
“Yargı Yolu Kapalı Ama AYM’ye Başvuru Mümkün”
Daha önce Türkiye İstatistik Kurumu’na (TÜİK) dava açan Çilesiz, Kamu Hakem Kurulu’nun 2026 ve 2027 yıllarına ilişkin zam oranlarının yürürlüğünün durdurulmasını talep etti.
Çilesiz, hakem kararlarına itiraz edilemediğini ancak bireysel başvuru hakkının Anayasa Mahkemesi nezdinde açık olduğunu belirtti.
“Eğer AYM iptal kararı vermezse, süreci Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) taşıyacağız,” diyen Çilesiz, kararın hem hukuki hem de anayasal açıdan ciddi sakıncalar taşıdığını vurguladı.
Avukatı: “AYM Kabul Ederse TBMM Yeni Zam İçin Harekete Geçer”
Çilesiz’in avukatı Ali Erdem Gündoğan, başvurunun şu anda AYM önünde olduğunu belirterek, “Mahkeme başvuruyu kabul ederse, mevcut zammın yürütmesi durur. Bu durumda TBMM daha yüksek bir zam oranı belirlemek zorunda kalır,” dedi.
Başvuru dilekçesinde, Kamu Hakem Kurulu’nun aldığı kararın Anayasa’nın 6 ayrı maddesine aykırı olduğu belirtildi.
“Enflasyonun Altında Zam, Anayasa’ya Aykırıdır”
Başvuruda, belirlenen zam oranlarının enflasyonun altında kalmasının açık bir şekilde Anayasa ihlali oluşturduğu savunuldu.
Çilesiz, yalnızca zam oranlarının iptalini değil, aynı zamanda uğradığı hak ihlali nedeniyle sembolik olarak 10 TL’lik tazminat da talep etti.
İptali İstenen Zam Oranları
Toplu pazarlık sürecinde hükümet, memur ve emeklilere:
-
2026 yılı için yüzde 11 + 7,
-
2027 yılı için yüzde 4 + 4 oranında zam önermişti.
Memur sendikalarının teklifi reddetmesi üzerine devreye giren Kamu Hakem Kurulu, zam oranlarını yalnızca 1 puan artırarak 2026 için %11 + 7, 2027 için %5 + 4 olarak açıklamıştı.
Çilesiz, bu oranların ne ekonomik gerçeklerle ne de sosyal devlet ilkesiyle bağdaşmadığını belirterek Anayasa Mahkemesi’ne başvurdu.
Türkiye’de Bir İlk
Kamu Hakem Kurulu kararları bugüne kadar yargı denetimine kapalı kabul ediliyordu.
Bu başvuru, ilk kez bir hakem kurulu kararının Anayasa Mahkemesi’nin önüne taşınması açısından emsal niteliği taşıyor.
Kararın, kamu çalışanları ve emekliler için gelecekteki toplu sözleşme süreçlerini de etkilemesi bekleniyor.





