Türkiye İstatistik Kurumu'nun (TÜİK) verilerine göre Kasım 2021'den beri, son 25 yılın en yüksek enflasyon oranları görülüyor. TÜİK'in açıkladığı yüzde 85'lik enflasyon oranı, Enflasyon Araştırma Grubu'nun (ENAG) verilerine göre yüzde 150'yi aşarak rekor düzeyde seyrediyor.
2021 yılında tanıtılmaya başlanan "Yeni Ekonomi Politikaları", başlangıçta baz etkisiyle bir süreliğine enflasyonun düşüş göstermesine neden oldu. Ancak bu düşüş artık durmuş durumda ve enflasyon tekrar yükselişe geçiyor. 3 Ağustos'ta açıklanması beklenen temmuz enflasyon oranında rekor seviyelere ulaşılacağı öngörülüyor. 1997 yılında kaydedilen en yüksek aylık enflasyon oranı olan yüzde 6,2'nin aşılabileceği belirtiliyor.
Bu tehlikeli gidişatı Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) da gözlemliyor ve endişe verici durumun üstesinden gelmek için çözümler arıyor. Ekonomistler, ekonomideki bu olumsuz tabloya dikkat çekerek önlem alınması gerektiğini vurguluyor.
TCMB, 2023 yıl sonu enflasyon tahminini yüzde 22,5'ten yüzde 58'e çıkardı. Zaten Merkez Bankası'nın enflasyon tahminini revize etmesinden de bu anlaşılıyor.
Enflasyon nedeniyle kayıpların sürmesi bekleniyor
Emekli ve ücretli çalışanlarının zamlı maaşları bu ay ellerine geçti ama maaşlarda büyük kayıplar yaşanacak.
Çünkü bundan sonra her ay yüksek seyredeceği belirtilen enflasyon nedeniyle memur, işçi ve emeklilerin kayıpları sürekli artacak.
Basit bir hesap yapılırsa bile durum şu: Mevcut enflasyon oranı yüzde 38.
58'den 38 çıkarıldığında aradaki farkın 20 olduğu ne görülüyor. Ancak TCMB'nin yüzde 58'lik tahmini iyimser olarak görülüyor.
Ekonomistlere göre yıllık enflasyon yüzde 65'i geçebilir.
Dolayısıyla yüzde 20'ye yüzde 15 daha eklendiğinde 6 aylık kayıp yüzde 35 şeklinde gerçekleşecek.
Bu da şu demek: Daha maaşlar ellerine geçmeden bile gelirleri azalan emekçi, memur ve emekli yıl sonuna kadar yani 6 aylık süre içinde alacakları bir maaş enflasyon farkına gidecek.
Yer ay satın alma gücü düşecek olan işçi, memur ve emeklinin yıl sonunu nasıl getireceği merak konusu oluyor.
"Maaşlar daha ilk ayda eriyip açlık sınırının altına indi"
Eski Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Başekonomisti Prof. Dr. Hakan Kara'ya göre mevcut enflasyonist ortamda ücretlilerin 6 ayda bir ayarlanmasının bile yetmiyor.
Kara,
Yılın ikinci yarısı için yapılan ücret artışı daha ilk aydan enflasyon karşısında eriyerek açlık sınırının altına indi. Hatırlatalım; enflasyon karşısında halkı ezdirmemenin yolu enflasyonun kendisini ezmektir
paylaşımında bulundu.
Peki emekliler başta olmak üzere ücretli çalışanlarının enflasyon karşısında kayıpları ne olacak? Bu enflasyonist ortam daha ne kadar devam edecek?
Uzmanlar, konuyu Independent Türkçe'ye değerlendirdi.
"Mevcut yönetim sorunlara çözüm bulamaz"
Ekonomist Prof. Dr. Seyfettin Gürsel, hükümetin bir taraftan zam yaparken diğer taraftan enflasyonun hızla yükseldiğini, verdiklerini birkaç ay içerisinde zamlarla geri aldıklarını söyledi.
Gürsel'e göre mevcut durum bir kısır döngü. Bir diğer hata da seçim döneminde AK Parti'yi iktidara taşımak ve Erdoğan'ın tekrar cumhurbaşkanı seçilmesini sağlamak için yapılan yanlış ve bol kepçe verilen vaatler.
Yapılan hataların bedelinin vatandaşlara ödetildiğini kaydeden Gürsel, "Mevcut ekonomi yönetiminin soruna çözüm bulacağını düşünmüyorum. Para politikası ray değiştirdi, buna şüphe yok ama hala son derece korkarak hareket ediliyor" dedi.
"Ürkek bir para politikası uygulanıyor"
Mevcut düşük faizle çok yüksek enflasyon seviyesinin aşağı çekilemeyeceği, çünkü döviz kurunun tutulamadığını belirten Gürsel, devamında şunları kaydetti:
"Ekonomi yönetimi hala korkarak hareket ediyor. Muhtemelen Erdoğan onlara ‘faizi çok artırmayın para bulacağım ve gerekirse döviz satarak kura müdahale edersiniz'. Geçmişte uygulanan politikalardan tabii ki farklı bir yönü var ama aynı zamanda ürkek bir para politikası uygulanıyor. 2024'te enflasyonu düşüreceğiz diyorlar ama doğrusu ben bundan şüpheliyim. Yerel seçimlere kadar fazla bir şey değişmeyecek gibi görünüyor ama ondan sonra ne kadar kararlı olduklarını hep birlikte göreceğiz."
"Daha şimdiden maaşlar eriyip gitti"
Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi (ETÜ) Öğretim Üyesi Doç. Dr. Atılım Murat da temmuz ayında yüzde 10-12 gibi bir enflasyon beklentisinin oluştuğuna değindi.
Türk-İş'in temmuz ayı İstanbul enflasyonun yüzde 12 olarak açıkladığını hatırlatan Murat, "Doğal olarak daha şimdiden memur, işçi ve emeklinin aldığı zam eridi, gitti" dedi.
"Emeklilere bir ara değerlendirme yapılabilir"
2023'ün ikinci yarısında olabilecek yüksek enflasyon nedeniyle sene sonunda işçi, memur ve asgari ücretlilere yine yüklü bir zammın olacağını öngördüğünü kaydeden Murat'a göre, artan enflasyon nedeniyle emeklilere bir ara değerlendirme yapılabilir.
Ekonomist Doç. Dr. Atılım Murat, sözlerini şöyle sürdürdü:
Ücretlerde artış zaruri oldu çünkü Merkez Bankası enflasyon tahminini yüzde 58'e çektiği düşünecek olursa enflasyonun çok hızlı bir şekilde artacağını öngörebiliriz. Dolayısıyla yıl sonunda minimum yüzde 30-40 gibi bir zam gelecek gibi görünüyor. Ancak son zamlarda emekli oranı yüzde 25'te kaldığı için belki emeklilere bir ara iyileştirme yapılabilir. Bunun gerekli olduğu çokça konuşuluyor."
"Emekliler ciddi bir şekilde fakirleşecek"
İktisatçı Dr. Sabri Öncü ise emekliler başta olmak üzere tüm ücretli çalışanların maaşlarının enflasyonun altında kalacağının çok önceden belli olduğu görüşünde.
7 bin 500 TL alan emeklilerin yüksek enflasyon oranları karşısında ciddi bir fakirlik yaşayacağına dikkati çeken Dr. Öncü, "Çünkü ücretlilere verilen zamlar yavaş yavaş eridi, eriyor. Uygulanmakta olan bu ekonomi politikası zaten güç durumda olan ücretlileri daha da güç sokacak gidi duruyor" diye konuştu.
"Yakın gelecekte çok heyecanlı hayatlar yaşayacağımız açık"
Kendisinden örnek veren Öncü, "Ben bir ekonomist olmanın yanı sıra aynı zamanda bir emekliyim. Eskiden aldığım maaş düşük olmasına rağmen alım gücüm daha iyiydi. Şimdi maaşlar yükselmesine rağmen eskiden alabildiklerimi alamıyorum" diyerek sözlerini şöyle tamamladı:
Dolayısıyla mevcut politikalarla emekli veya ücretlilerin durumunda herhangi bir iyileşmenin olacağını düşünmüyorum. Çünkü kiralar yükseliyor, gıda fiyatları yükseliyor, temel tüketim mallarının fiyatları yükseliyor… Buna karşılık çalışan ücretli ve emeklilerin benzer bir yükselişi olmamasından dolayı refah kaybı yaşıyorlar. Bu yeni bir şey değil. Son 2-3 yıldır böyle ve bir spirale dönüştü. Yakın gelecekte çok heyecanlı hayatlar yaşayamayacağımız açık."
Kaynak: Abdulhakim Günaydın / The Independentturkish