Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Ak Parti MYK’da parti kurmaylarına yaptığı değerlendirmede ekonomik gelişmelerin seçim sonuçlarını etkisini ortaya koydu.

Mehmet Şimşek, enflasyon canavarını düşürmeden yapılacak maaş zamlarının yüksek enflasyona yenik düşeceğini belirtti.

Öncelikli hedeflerinin enflasyonu düşürmek olduğunu belirten Mehmet Şimşek, orta vadeli ekonomik programın öngörülen şekilde ilerlediğini kaydederek “Çok iyi gidiyoruz. Bize güveninin” açıklamasını yaptı.

"ENFLASYONU %73 BEKLİYORUZ"

Maliye ve Hazine eski Bakanı Mehmet Şimşek, mayıs ayı enflasyonunun yüzde 73 civarında çıkmasını beklediklerini ifade ederek,

Mayıs ayında en yüksek oranı göreceğiz çünkü geçen yıl mayıs ayında enflasyon oranı neredeyse sıfıra yakındı. Bu nedenle bir baz etkisi olacak ve enflasyonun pik noktasını mayıs ayında yaşayacağız. Ancak asıl hızlı düşüşün temmuzda başlamasını bekliyoruz. Temmuzda enflasyonun yüzde 40'ların seviyesine inmesini öngörüyoruz. Üç yıl sonra çok daha iyi bir durumda olacağız ve tek haneli enflasyon rakamlarını göreceğiz

şeklinde konuştu.

"TÜİK BAŞKANINI TANIMIYORUM BİLE"

Şimşek, "enflasyon rakamlarının gerçeği yansıtmadığı, müdahale edildiği" şeklindeki iddiaların kesinlikle doğru olmadığını belirterek, "Ben yalan söyleyemem. Enflasyon konusunda neyse odur. Şahsen TÜİK Başkanını tanımıyorum bile. Bir araya gelmedik, görüşmedik" değerlendirmesinde bulundu.

"RİSK PRİMİMİZ DÜŞÜYOR"

Mayıs ayından sonra en kötü dönemin geride kalacağını belirten Şimşek, "Türkiye'nin risk primi düşüyor, programımız kararlıkla uygulanıyor. Parasal sıkılaşmalarımız devam edecek. Ayrıca kamuda ciddi bir tasarruf olacak. Bunun etkilerini göreceğiz. Yeter ki sabırlı olalım, programımıza güvenelim" şeklinde konuştu.

Şimşek, bu yılın ilk çeyreğinde dış ticaret açığındaki yıllık iyileşmenin 14,3 milyar dolara ulaştığını belirterek,

Bu yıl OVP'de öngördüğümüz 34,7 milyar doların oldukça altında cari açık bekliyoruz. Cari açığı milli gelire oran olarak yüzde 2,5'in altına çekerek rezerv birikimi sağlayacağız

dedi. Şimşek, büyümedeki dengelenmenin katkısıyla azalan cari açık ve döviz ihtiyacı ile artan dış kaynak girişinin makro finansal istikrarı güçlendirdiğini vurguladı.