Tahsilli memurlar ile tahsilsiz kamu işçileri arasındaki gelir farkı 23.000 TL’ye kadar çıkmış durumda. Bu durum, eşit işe eşit ücret ilkesinin kamu yönetiminde ne kadar zedelendiğini gözler önüne seriyor.
Rakamlarla Gerçek: Tahsilli Memur 47.594 TL, Tahsilsiz İşçi 71.000 TL
Yapılan hesaplamalara göre:
-
Üniversite mezunu, KPSS ile atanan en düşük devlet memuru maaşı: 47.594 TL
-
İlkokul mezunu, kadroya sınavsız geçirilen kamu işçisi toplam geliri: 71.000 TL
Bu tablo, görev, eğitim düzeyi ve sorumluluk farklarına rağmen maaş dengesizliğinin ne kadar büyüdüğünü açıkça ortaya koyuyor.
“Devlet Adaleti Sağlamakla Yükümlüdür”
Memur sendikaları ve meslek örgütleri, bu maaş farkının adalet ve liyakat ilkesine aykırı olduğunu savunuyor.
Uzmanlara göre bu fark, kamuda çalışma barışını zedeliyor, motivasyonu düşürüyor ve memurlar arasında ciddi bir gelir adaletsizliği algısı yaratıyor.
Kadroya Geçişler ve Maaş Dengesi Tartışma Konusu
Kadroya geçiş sürecinde sınav şartı olmadan taşerondan kamuya alınan işçilerin maaşlarının, görev sorumluluğu yüksek ve eğitim seviyesi ileri memurlardan fazla olması, hem sahada hem kamuoyunda tepki topluyor.
Birçok memur, "aynı devletin personeliyiz ama gelir farkı uçurum gibi" diyor.
Çözüm Önerileri: Eşitlik ve Liyakat Temelli Yeni Düzenleme Şart
Uzmanlar ve sendikalar, bu adaletsizliğin giderilmesi için şu talepleri öne çıkarıyor:
-
Memur maaş sisteminin revize edilmesi
-
Eğitim düzeyine ve sorumluluğa göre ücret skalasının yeniden belirlenmesi
-
Tüm kamu personeli için şeffaf, sürdürülebilir ve adil ücret politikası geliştirilmesi
Sonuç: Gelir Uçurumu Sadece Ekonomik Değil, Sosyal Bir Sorun
Kamu işçisi ile memur arasındaki bu gelir farkı, sadece maaşla sınırlı değil; sosyal huzuru, iş barışını ve kamuda liyakat sistemini de tehdit ediyor.
Kamu çalışanları, yetkililerden acil çözüm bekliyor.




