Zorlu çalışma koşullarıyla mücadele eden sağlık emekçilerinin, liyakatsiz idarecilere yönelik şikâyetleri artarken, il sağlık müdürlükleri ve hastanelerde AKP döneminde oluşturulan kadrolar dikkat çekmeye başladı.
AKP Dönemindeki Kadrolaşmanın Etkileri
Cumhuriyet Gazetesi'nden Merve Kılıç’ın hazırladığı haberde, AKP öncesi dönemle kıyaslandığında il sağlık teşkilatları ve hastane yönetimlerinde yaşanan büyük değişim gözler önüne seriliyor.
Kadrolaşmanın Yükselişi ve Liyakat Sorunları
AKP öncesinde, il sağlık teşkilatları müdür ve dört yardımcıdan oluşuyordu. Günümüzde ise bir il sağlık müdürü, 12 başkan ve 26 başkan yardımcısı görev yapar hale geldi. Hastane yönetimlerinde de benzer bir genişleme yaşandı.
Önceden bir başhekim ve iki yardımcısı, bir müdür ve iki yardımcısı ile bir başhemşire ve iki yardımcısının bulunduğu hastane yönetimleri, şimdi bir başhekim, dört müdür, beş başhekim yardımcısı ve beş müdür yardımcısı ile çalışıyor. Bu artış, sağlık yönetiminde liyakatten ziyade siyasi ve bürokratik bağlantıların ön plana çıktığı bir sistemin oluştuğunu gösteriyor.
Yüksek Maaşlar ve Yönetici Yoğunluğu
İstanbul Sağlık Müdürlüğü örneğinde görüldüğü gibi, bir sağlık müdürü, 40 başkan ve başkan yardımcısı ile 38 ilçe sağlık müdüründen oluşan geniş bir yönetim kadrosu mevcut. Ortalama olarak, hekim olan yöneticiler pratisyen ya da uzman oluşlarına göre 120 bin TL ile 180 bin TL arasında maaş alıyor. Başkanların maaşı ise yaklaşık 160 bin TL civarında. Bu durum, yönetici koltuklarındaki yüksek maaşların ve yönetici yoğunluğunun sağlık bütçesine getirdiği yükü gözler önüne seriyor.
Uzman Hekim Sayısındaki Dengesizlik
Bazı illerde yönetici koltuğundaki uzman hekim sayısının, o illerdeki toplam uzman hekim sayısından fazla olduğuna dikkat çeken Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) İşyeri Temsilcisi Kubilay Yalçınkaya, bu durumun sağlık hizmetlerinin sunumunda ciddi sorunlara yol açtığını belirtti.
Yalçınkaya, "Örneğin; Bayburt’ta 83, Tunceli’de 92, Ardahan’da ise 93 uzman hekim var. Kamuda memur yok, ancak sözleşmeli ve ayrıcalıklı maaşlı yönetici çok. Bir ilde idari işlerdeki uzman hekim sayısı, başka bir ilin klinik ve hastanelerde hizmet sunan uzman hekim sayısından fazla olabiliyor" diyerek çarpıcı bir tablo ortaya koydu.
Liyakat ve Yozlaşma Sorunları
Yöneticilerin fazla olması nedeniyle teşkilat şemalarının dahi yapılamadığını ifade eden Yalçınkaya, bu durumun sağlık hizmetlerindeki çürümüş yapıyı gözler önüne serdiğini belirtti. "Liyakatın saf dışı bırakıldığı, siyasal iktidara biatın esas alındığı sağlıkta sözleşmeli statü, mobbingten yozlaşmaya birçok sorunun temelini oluşturuyor" dedi. Eskiden il sağlık müdürlüğünü pratisyen hekimlerin yürüttüğünü hatırlatan Yalçınkaya, "Bir akademisyen, hekim ya da cerrah; ameliyat masasını, kürsüsünü ya da kliniğini bırakıp yöneticilik yapmazdı. Şimdi profesörler, cerrahlar il sağlık müdürlüğü ya da başkanlık yapıyor. Bu durum, sağlık hizmetlerine büyük zarar veriyor" şeklinde konuştu.
AKP döneminde sağlık yönetiminde yaşanan kadrolaşma, liyakat sorunları ve yüksek maaşlar, sağlık hizmetlerinin kalitesini düşürüyor. Yalçınkaya'nın belirttiği gibi, sağlık hizmetlerinin bu yapısal sorunlardan arındırılması, liyakat esasına dayalı bir yönetim anlayışının benimsenmesi gerekmektedir. Bu, hem sağlık emekçilerinin daha huzurlu bir çalışma ortamına kavuşmasını sağlayacak hem de hastaların daha kaliteli sağlık hizmeti almasını mümkün kılacaktır.