Küçükken bakkala gider, elimizdeki parayı gösterip “Buna ne gelir amca” derdik. 20 Eylül’den beri hastanemizde konuşulan sorunlardan birisi sağlık hizmetleri alanındaki kamu çalışanlarına yapılan giysi yardımı(!) 58 liraya ne olur diye düşünüyoruz.

2022 kışlık giyim yardımı olarak hemşirelerin maaş hesaplarına, 58.74 TL yatırıldı. Yılda 2 ay kışlık 2 ay da yazlık giysi yardımı olduğu hesaplandığında toplam 234.96 TL ediyor. Hemşire giyim yardımının kapsamı 2 adet hemşire forması 113.96 TL, 1 çift ayakkabı 74.12 TL, kep 39.46 TL, ki kep kullanımı kalkalı 24 sene oldu, çorap 10.14 TL şeklinde.

Söz konusu yardım tutarı hesabı ikinci el sitelerden alışveriş yapsak bile yetmiyor, mümkün değil. Gerçek fiyatlar üzerinden bakılırsa 2 forma en az 700 TL, ayakkabı en az 500 TL, 2 çift çorap en az 50 TL tutar ki yılda 2 çorap yetmez, en az 5 çift olmalı. Yani yıllık en az 1350 TL. Hırka ya da ceketi de saymadık. Hele bir de gebe forması almaya kalkarsak vay halimize. (Ben giydiğim gebe formasını giyen üçüncü kişiydim, ben de başkasına verdim; kaç hemşire arkadaş daha giydi bilmiyorum.) Karşımızda duran hesap sizce de trajikomik değil mi?

Yüksek enflasyon nedeniyle eriyen maaşlarımız, ek ödeme değil tek ödeme talebimize karşılık tek kalem ödeme diyerek yapılan düzenleme ile daha fazla vergi dilimine girmeye başladı. Teşvik ödemesi vs. derken ücretler tamamen belirsizleşti, esnedi.

Eylül ayı açıklamalarına göre açlık sınırı (4 kişilik ailenin sağlıklı, dengeli ve yeterli beslenebilmesi için yapması gereken gıda harcaması tutarını ifade eder) 7 bin 245 lira oldu. Eylül ayı için bekar bir çalışanın yaşama maliyeti ise aylık 9 bin 469 olarak hesaplandı.

Dolar kurunun, altının çocukların bile diline dolandığı, pahalılığın, yoksullaşmanın giderek arttığı dönem uzadıkça uzuyorken, giysi yardımının hali de içler acısı. Konuyu memurun özlük hakları, yasal mevzuatlar ve 1980 sonrası hızlanan özelleştirme politikaları ile birlikte değerlendirdiğimizde asıl talebimizin yıllık 1350 TL’lik giysi parası verilmesi olmasının da yetersizliğini görüyoruz.

Şöyle ki: 1995’te özelleştirilip, 2001’de satılan Sümerbank dönemini hatırlayalım. Özelleştirilene kadar memurlar yıllık giysilerini Sümerbank’tan ücretiz olarak alırdı. Öyle maaşa falan yardım eklenmezdi. Çalışanlar hem pamuklu (öyle polyester falan değil), yani dayanıklı ve sağlıklı hem de bedenlerine, gereksinimlerine uygun kışlık ve yazlık giysilere sahip olurdu.

Memurlara Yapılacak Giyecek Yardımı Yönetmeliği’ne göre giyecek yardımının kurum tarafından temin edilmesi ve ayni (yani giysinin kendisi) olarak verilmesi, bu yardım karşılığında çek, kupon veya benzeri kağıtların verilemeyeceği ve nakdi bir ödemede bulunulamayacağı belirtilmektedir. Ayrıca giyim eşyasının standart beden ölçülerine göre yaptırılacağı ve gerektiğinde beden ölçüsüne göre kurumca diktirileceği ayrıntıları da mevzuatta var. Dayanaklar ve örnekler çoğaltılır.

Konunun özü kamuya hizmet eden memurlar olarak kamuya bağlı işyerimizde kullandığımız araç gereci; kalemi, tansiyon aletini, tıbbi malzemeler vs. cebimizden para verip almıyorsak görevimiz başındayken hem mesleki tanımlama hem enfeksiyonlardan korunma ve hijyenik çalışma, hem de rahatlık sebepleriyle giymek zorunda olduğumuz giysileri de almak zorunda olmamalıyız. Sadaka gibi yardımlar değil, kamuda görevli sağlık çalışanlarının çalıştıkları kurumda giymek zorunda oldukları giysilerin tamamen ücretsiz olarak sağlanmasını talep etmeliyiz.

(Alıntı)