Genç Sağlık Sendikası Genel Başkanı Osman Kaya’nın yaptığı basın açıklaması, sendikal tarih açısından dikkat çekici bir dönüm noktası olarak kayda geçti.
Kaya, yetkili sendikaların kamu çalışanlarının gerçek taleplerini masaya taşıyamadığını vurgulayarak, “Artık meydanda olanın masada da olması gerekiyor” mesajını net bir dille verdi.
“Kazanım Değil Kayıp Yaşanıyor”
Basın açıklamasına, orman yangınlarında yaşamını yitiren kamu görevlilerini anarak başlayan Osman Kaya, toplu sözleşme sürecine dair endişeleri şu sözlerle dile getirdi:
“Bu artık iyileştirme pazarlığı değil, adeta bir kaygı sözleşmesine dönüştü. Kamu çalışanı her yıl daha da yoksullaşıyor, haklar geriye gidiyor. Masaya oturuluyor ama memur yine kaybediyor.”
“Göstermelik Masalarla Alın Teri Korunamaz”
Yetkili sendikaların, kamu çalışanlarının temel taleplerini uzun süredir yok saydığını belirten Kaya, gösterişli açıklamaların ve iklimlendirilmiş salonlarda yapılan toplantıların sorunlara çözüm olmadığını vurguladı. “Şimdi meydanlardan geliyoruz. Artık memurun hakkını biz savunacağız,” sözleriyle kararlılık mesajı verdi.
Devlet Memurları Konfederasyonu’nun Talepleri Kamuoyuyla Paylaşıldı
Konfederasyon tarafından ilan edilen başlıca talepler şu şekilde sıralandı:
-
7456 sayılı kanunla verilen seyyanen zamların taban aylıklara yansıtılması ve Ocak 2026 itibarıyla %50 artırımla ödenmesi,
-
Enflasyon farkı ve büyüme oranlarının maaşlara adil biçimde yansıtılması,
-
Vergi diliminin %15’te sabitlenmesi,
-
Bayramlarda memurlara net maaş tutarında ikramiye verilmesi,
-
Büyükşehirlerde görev yapan personele 15.188 TL Büyükşehir Tazminatı,
-
Taşra ve merkez ayrımı yapılmaksızın ulaşım kartı ya da ulaşım bedeli ödemesi,
-
Yemek, giyim, doğum, ölüm, aile ve çocuk yardımlarının yeniden düzenlenmesi,
-
Yardımcı Hizmetler Sınıfı’nın kaldırılması ve liyakat esaslı kadro düzenlemesi,
-
Sendika üyeliklerinin e-Devlet üzerinden özgürce ve şeffaf şekilde yapılması.
Kaya, bu taleplerin “lüks” olmadığını, aksine kamu hizmetinin sürdürülebilirliği ve çalışan motivasyonu için elzem olduğunu belirtti.
“Dayanışma Aidatı Kılıfıyla Memurun Cebine Göz Dikmeyin”
Basın açıklamasının en çarpıcı bölümlerinden biri ise, yetkili sendikanın gündeme getirdiği “dayanışma aidatı” talebine yönelik eleştiriydi. Kaya, “Üyesi olmadığınız sendikaya aidat vermek zorunda bırakılmak, hem hukuka hem ahlaka aykırıdır” diyerek söz konusu uygulamaya sert tepki gösterdi.
“Meydandayız ve Bu Daha Başlangıç”
Kaya, 110 bin üyeyle alana indiklerini ve milyonların sesi olacaklarını belirterek, “Masada olmayışımız bizi susturmaz. Tam tersine mücadelemizi büyütür. O masaya da geleceğiz ama hak ederek, meşru temsille, güçlü duruşla,” ifadelerini kullandı.
Açıklamasını, “Toplu sözleşme şerefimizdir, onurumuzdur, namusumuzdur” sözleriyle sonlandıran Kaya, mücadelelerinin sokakla sınırlı kalmayacağını, her görüşme gününde sahada olacaklarını vurguladı.
“Refah Değil, Adalet; Sabır Değil, Çözüm Bekliyoruz”
Konfederasyonun ortaya koyduğu duruş, yalnızca bir sendikal söylem değil, kamu çalışanlarının yaşadığı yapısal sorunlara karşı yükselen kolektif bir ses olarak değerlendirildi. Kamuoyunda geniş yankı bulan bu açıklama, toplu sözleşme sürecinin seyrine doğrudan etki edebilecek nitelikte görülüyor.