Sunulan “kazanımlar”, sahadaki gerçek sorunların üzerini örtmeye yetmiyor.
Yıllardır Yetki Sizdeydi, Peki Sonuç Ne?
Sağlık çalışanlarından aldığınız yetkiyi, onların haklarını korumak için değil, etkisiz ve göstermelik adımlarla heba ettiniz.
Sekiz toplu sözleşme geride kaldı; her defasında ekonomik krizler, büyüyen yoksulluk ve yok sayılan emekçilerle karşı karşıya kaldık.
Sahte Kahramanlıklarla Gerçekler Gizlenemez
“Masaya girdik mi, girmedik mi?” tartışmalarıyla algı yönetimi yapmaya çalıştınız. Üstüne, üniforma videosuyla gündem saptırdınız. Ancak o videoda bir tane bile sahada çalışan sağlık emekçisi yoktu — çünkü siz zaten onların yanından bile geçmiyorsunuz.
Gerçekler Sahada: Eksik Kadro, Aşırı Yük
Hastanelerde personel doluluk oranı %60’a geriledi. Bu da demek oluyor ki sağlık çalışanları artık üç kişilik iş yüküyle baş başa.
Daha fazla nöbet, daha az dinlenme, artan mobbing ve derinleşen tükenmişlik sağlık emekçisinin günlük gerçeği haline geldi.
Kılık-Kıyafet Değil, Geçim ve İtibar Sorunu Var
Üniforma üzerinden yaratılan sahte kriz, gerçek sorunları perdelemek için kullanılıyor. Oysa hiçbir sağlık çalışanının kıyafetle derdi yok.
Gerçek problemler belli:
-
Maaşların erimesi
-
Ağır vergi yükü
-
Saygı kaybı ve itibarsızlaştırma
-
Sürekli görmezden gelinen hak talepleri
Gerçek Mücadele Sahada Verilir
Koltuk sevdası uğruna sahadaki emekçileri yok sayanlara karşı artık dur demek gerekiyor.
Gerçek sendikacılık, kamera karşısında değil, nöbet odasında; bordroda değil, vicdanda yapılır.
Ve bu mücadele, hak alıncaya kadar sürecek.





