Altıntaş, atama sürecinin yalnızca planlandığı gibi tamamlanmasının yeterli olmadığını, aynı zamanda ek bir sağlık personeli alımının zorunlu hale geldiğini belirtti.
“Yıl Bitmeden Ek Atama Yapılmalı”
2025 yılına ilişkin ilk atamanın tamamlandığını, ikinci aşamanın ise Eylül-Ekim aylarında yapılacağının duyurulduğunu hatırlatan Altıntaş, bu iki atamanın ardından, 2026 KPSS süreci başlamadan önce bir ek atamanın daha yapılması gerektiğini vurguladı. “Bu artık bir tercih değil, kamusal sorumluluktur” diyen Altıntaş, mezun sayısı, sahadaki açık ve hizmet ihtiyacının bu talebi kaçınılmaz hale getirdiğini belirtti.
"Yıllık Atama Takvimi Şeffafça Açıklanmalı"
Altıntaş, her yılın başında yapılacak personel alımlarının sayısının ve tarih aralıklarının kamuoyuyla net biçimde paylaşılması gerektiğini söyledi. Şeffaflık, öngörülebilirlik ve plana bağlı kalmanın, hem sağlık çalışanlarının motivasyonunu artıracağını hem de sağlık hizmetlerinin sürdürülebilirliğini güçlendireceğini belirtti.
Branş Dağılımlarında Eşitsizlik Giderilmeli
Genç Sağlık Sendikası, sağlık branşları arasındaki atama ve görev dağılımı adaletsizliklerine de dikkat çekti. Özellikle sahada aktif rol oynayan meslek gruplarının karar alma süreçlerinde göz ardı edilmemesi gerektiğini söyleyen Altıntaş, görev tanımlarının da güncellenmesini istedi.
“Sağlık Sistemi Duvarlardan Değil, Emekten Güç Alır”
Altıntaş açıklamasında şu cümleye vurgu yaptı:
“Sağlık sistemi, sadece binalardan değil, o binalarda fedakârca çalışan sağlık emekçilerinden güç alır.”
Atama bekleyen binlerce sağlık mezununun artık duyulması gerektiğini ifade eden Altıntaş, sendika olarak çözüm için diyalog kapısını açık tuttuklarını, ancak gelişme sağlanmaması durumunda eylem dahil tüm demokratik hakların kullanılacağını belirtti.
Çağrı: Bu Bir İstihdam Talebi Değil, Sağlık Sistemine Yatırım Talebidir
Genç Sağlık Sendikası’nın çağrısı sadece atama isteyen mezunların değil, sağlık hizmetinin kalitesini ve toplum sağlığını önemseyen herkesin ortak talebi olarak yankı buldu. Altıntaş sözlerini, “Bu bir bireysel hak arayışı değil; güçlü, dengeli ve sürdürülebilir bir sağlık sistemine duyulan ihtiyacın altını çizen bir sorumluluk çağrısıdır” diyerek tamamladı.