Özellikle Sağlık Bakanlığında 2012 yılından önce hastanelerin bir başhekim ve bir müdür ile yönetildiği bilinirken günümüzde aynı hastaneye 4 müdür, 4 başhekim ve üstlerine de 1 koordinatör başhekim atamak suretiyle yönetilmesiyle kamuda nasıl tasarruf yapılacağı merak uyandırıyor.

Diğer taraftan eski dönemde İl Sağlık Müdürlüğüne bağlı olarak görev yapan Başhekimlerin 2012’den sonra yapılan Düzenlemeyle İl Sağlık Müdürlüğü Kamu Hastaneleri Başkanına bağlandıkları biliniyor. 

Katlanarak artıyorlar

Örneğin İstanbul ilinde İl Sağlık Müdürlüğü bünyesinde 6 Kamu Hastane Başkanı var. Bu 6 Kamu Hastane Başkanının 2 katı oranında Başkan Yardımcısı ile 4 katı oranında sözleşmeli uzman görev yapıyor. 

Diğer taraftan Türkiye’nin nüfus bakımından en küçük ilinde bile sadece 100 kadar personeli olan 112 acil sistemi yöneticileri ise; Başhekim, Sözleşmeli Birim Sorumlusu, Başkan Yardımcısı, Başkan ve İl Sağlık Müdürü gibi çeşitlendirilmiş yöneticilerle idare ettiriliyor. 

Siyaset bu sistemi sömürüyor

Yönetici sayılarındaki bu denli çeşitlilik sağlıkta kaynakların boşa aktarıldığını, sözleşmeli yönetici modelinin özellikle siyaset tarafından sömürüldüğünü gösteriyor. 

Çay  Sigara keyfi ile sürdürülen düzen

Sağlık kurum ve kuruluşlarında görev yapan sağlık personelleri, yönetim kadrosunun günün büyük çoğunluğunu sigara ve çay keyfi ile geçirdiğine şahit olmaktadır. 

Sağlık, bürokratların eşlerine kıyak yapılan yer oldu

Diğer taraftan çoğu ilde yüksek makamda bulunan bürokratların eşleri, hem rahat etsin diye Başkan Yardımcısı veya Başhekim Yardımcısı yapılabiliyor. Nasıl olsa işleri yapacak çok sayıda kişi olduğu için, torpilli kişiler hiçbir iş yapmadan adeta günlerini gün ediyor. 

Sağlık Bakanı Koca, asistanlarından 81 İl Sözleşmeli Yöneticisinin DGS sistemini incelemesini istesin. Görecektir ki aylar geçmesine rağmen sistemde imza atmayan, hatta paraf atmadan yöneticilik yapan yüzlerce ballı maaşlı yöneticisini görecektir.